4 - Okula Başlangıç

6 3 0
                                    

Ben okula her çocuk gibi şanslı başladığımı söyleyemem. 

6 yaşındaki bir çocuğun mahallesinden en yakın arkadaşıyla farklı sınıflara düşmesi beni bir hayli korkutmuştu. Çünkü bir sürü insanı tanımaman ve onların sana yabancı gelmesi, tek arkadaşının başka bir sınıfta olması gerçekten çok korkutucu bir şeydi. Bu yüzden okula gitmek istememiştim.

Zamanla alışarak okula gitmeye başladım.

Günlerden bir gün okul bahçesinde oynarken  anasınıfı çocuklarıyla kovalamaca oynuyorduk veya ben öyle zannediyordum. Çocuklardan birini tutunca diğer arkadaşı ciddiye alınmış olacak ki yerden bir taş alarak üzerime doğru koşmaya başladı.

Hala oyun oynuyoruz sanan geri zekalı benim sol kaşıma doğru o taşı vurarak kaşımı patlattı. Ondan sonra sol kaşımda bir acı hisseden ben elimi oraya koyarak baktım ve elimin kırmızı renge boyanmıştı.

Hayatında ilk defa bu denli kan gören bir çocuk olarak acıdan değil, korkumdan ağlamaya başlamıştım. inanın okul bahçesinde yardım edecek birini bulmam 10 dakikadan fazla sürdü çünkü olduğum yerde dikili taş gibi beklersem olacağı oydu. En sonunda "birini bulma" düşüncesi aklıma gelince bahçede oturan beden eğitimi öğretmenini yanına gittim. O da beni müdürün yanına götürüp, gazlı bez yardımı ile yarayı bastırdılar.

Daha sonra annemi arayıp çocuğunuz hasta diyerek annemi çağırdılar. Komşunun arabası ile okula gelen annem, beni görünce hastaneye götürmek istese de ben dikiş denen şeyin ne olduğunu bildiğim ve canımın daha fazla yanacağını hissettiğim için hastaneye gitmemek için direndim. Ve ve ve zafer kazanan ben olarak hastaneye gitmedik ve evde bez yardımı ile kanı durdurduk.

En büyük iyilik ise arka mahalledeki komşumuzun bana verdiği tavsiye oldu. Bu tavsiye ne mi? Şöyle "Eğer kendini sıkarsan daha çok canın yanar. Kendini sıkma acısı geçer." dedi. Bunu denedim ve gerçekten doğru söylüyormuş. O gün öyle geçti biraz acıyordu ama olağanüstü bir durum değildi.

Ertesi gün okula gittiğimde öğretmenim bana "Kantine git, Kantinde seni biri bekliyor." demişti ve bende kantine doğru gitmiştim. Kantin kapısından içeri girince birde kimi göreyim babam karşımdaydı.

Orada onu görünce çok mutlu oldum ve babamın ilk söylediği şey "Acıyor mu?" oldu. Bende "Biraz" deyince. "Olacak o kadar" dedi ve istediğin bir şey varsa al dedi ve bende zeki biri olarak o an istediğim şeyi aldırabileceğimi düşünerek kantindeki her şeyden istemiştim. Babam da mecburen almak zorunda kalmıştı.

Çocuk aklı ile düşünemiyor insan, babam nasıl öğrendi de geldi demiyor mesela. Olayın aslı şöyleymiş yan komşumuz babamı arayıp "Oğlunun kafasına taş vurmuşlar. Yarın yanına git." demişler. Babam da bunu beklemeyerek aradıkları gün yanıma gelmiş.

Annem okul idaresine "babasıyla görüştürmeyin." demesine rağmen babam beni görmüş. Çünkü okul müdürü babamın tanıdığı biri olunca ve kantindeki çalışanlar da arkadaşı olunca pek bir engel kalmıyor.

Hayatımın en acı verici ve bir o kadar da mutlu olduğum anlardan birisiydi o gün.

Şimdilik benden bu kadar see u later :)


==Okuduğunuz İçin Teşekkürler... Oy Kullanmayı Unutmayınız!==

==BÖLÜM SONU==

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 08, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Talihsiz HayatımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin