3

409 26 17
                                    

"Herkese günaydın!" Diyerek ajanstakilere selam verdim.

"Günaydın Bayan Park." Diyerek cevapladılar. Fakat herkes biraz durgun gözüküyordu.

Menajerim Namjoon'un odasına gittim.

Beni görünce panikleyip bilgisayarını kapattı.

"Merhaba Rosé!"
Dedi çekinerek

Herkesin bugün neyi var?

Kapıyı kapattım ve karşısındaki koltuğa oturdum.

"İyi misin Namjoon? Ne saklıyorsun benden?"

"Ne saklayacakmışım ki senden? Bir şey saklamı-"

Benim attığım kızgın bakışlar lafını yarıda kesmesine sebep oldu.

Umutsuzca başına dokundu.

"Peki peki anlatacağım. Hani biz dün fotoğrafçı PR'a seninle çalışması için teklif yollamıştık ya"

Gülümsedim.
"Kabul etti değil mi? Zaten reddetme gibi bir ihtimalinin olduğunu düşünmüyorum"

"Hayır Rosé"

Gülümsemem bir anda soldu.

"Bu sabah seni reddettiğini ve Lalisa Manoban ile çalışacağını yazan bir mail aldık."

Duyduğum bu cümle ile başıma bir ağrı girdi.

Hızla ayağa kalkarak bağırmaya başladım.

"Beni reddetti öyle mi?! Hangi pislik o? Fotoğrafını göster de yüzüne tüküreyim! Koskoca Park Rosé'yi reddedip kıytırık bir rapçi ile mi çalışacak?! Ne cüretle benimle çalışmayı reddeder?! Hemen dava aç!"

O kadar bağırmıştım ki sesim kısılmak üzereydi.
Namjoon ise korku ile bana bakıyordu.

"Rosé lütfen sakin ol. Ne dedim dün ben sana? Bir şekilde onu bulup konuşacağız. Tabii ki seninle çalışacak."

Sinirden bütün yüzümün kıpkırmızı olduğunu hissedebiliyordum.

Elimi sertce masaya vurdum.

"Onunla bizzat ben görüşeceğim! Nasıl biri ile çalışmayı reddettiğini görsün! Adresini bulabildiniz mi?"

Namjoon çekmecesinden bir kağıt çıkardı ve bana uzattı.

Kağıdı aldım. Üzerinde adres yazıyordu.

Kapıyı hızlıca kapatarak odadan çıktım.

Acele ile arabama bindim ve adresin olduğu yere doğru sürmeye başladım.

Sinirim hâlâ geçmemişti.

Bu PR kendini ne sanıyor? Benim gibi bir modeli nasıl olur da reddedebilir? Benimle tanışmaya korkuyor değil mi? Ben tescilli bir güzelim ama onun internette ne gerçek adı var ne de bir resmi var. Çirkinin teki olmalı

Adresteki yere gelince arabamı durdurdum ve indim. Son bir kez kontrol ettim. Evet burası onun eviydi.

Küçümseyen bakışlar ile eve baktım. Benim lüks evimin yanında bir hiçti.

Dış kapıyı açarak içeri girdim.

Bahçeden geçip. Kapısının önünde durdum ve zili çaldım.

Artık yüzünü görebileceğim PR

Kapı açıldı ve beni, kalbimde en büyük yarayı açan o kişi karşıladı.

Park Jimin?

Onu bir anda karşımda görünce boş bir ifade ile karşısında durmak dışında bir şey yapamadım.
Yoksa o?

O da en az benim kadar şaşkın gözüküyordu.
Ben daha ne olduğunu kavrayamadan
Jimin birden bağırdı

"Kibirlinin tekisin. Seninle çalışmak istemiyorum. Senden daha iyi modeller var!"

Diyerek kapıyı suratıma kapattı.

Ben ise şok içinde suratıma kapanan kapıya bakakaldım.

Next Date  -Jirosé-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin