25

242 24 1
                                    

Chaeyoung gazetecilerle konuştuğundan beri hakkında tonla haber yapılıyordu.

Ajansı ise onu arayıp duruyordu ama Chaeyoung açmıyordu.

"Chaeyoung şimdi ne yapacağız?"

Dedim merakla

"Ajansa istifa mektubumu gönderdim ve artık insanlar ikimizi de biliyor. Yani yapmamız gereken tek şey mutlu olmak..."
Dedi Chaeyoung gülümseyerek.

Bir şey demeden elini tuttum.

Onun için endişeleniyorum.

Telefonum bilinmeyen bir numara tarafından çalmaya başladı.

Telefonu açtığımda ise hiç duymak istemediğim o sesi duydum

"Jimin? Uzun zaman oldu. Kim Namjoon ben."

Chaeyoung'a baktım.
O ise neler olduğunu anlamamıştı merakla bana bakıyordu.

"Ne yüzle beni arıyorsun?"
Dedim sinirle

"Bu olaylardan sonra aramasam tuhaf olurdu. Sence de çözmemiz gereken bir problem yok mu Jimin?"

İç çektim. Chaeyoung arayan kişinin menajeri olduğunu anlamıştı.

"Problemi olan sensin biz şu an gayet iyiyiz."

"Bunu yüz yüze konuşmalıyız. Sadece üçümüz."

Chaeyoung'a baktım.

"Peki ama saçma sapan şeyler söyleyip canımızı sıkarsan sana bunu ödetirim."

Deyip telefonu suratına kapattım.

"Ne istiyor senden?"

"Yüz yüze konuşmalıymışız."

"En son konuştuğunuzda seni kandırmıştı Jimin. Neden kabul ettin?"

"Çünkü bu sefer sen de olacaksın Chae. Onunla yüzleşmeliyiz ve eğer izin verirsen onu dövebilirim."
Dedim göz kırparak

Chaeyoung güldü.
"Dövmek yok demiştim. Valizlerimizi toplayalım burda kalmamız güvenli değil."

Başımı salladım ve hazırlanmaya başladık.

*

Eşyaları yerleştirdik ve menajerin attığı konuma gittik.

Küçük bir restorana girdik etrafta bizden başka kimse yoktu bizim için kapattırmış olmalıydı.

Biraz ilerleyince bizi oturmuş şarabını içen Namjoon karşıladı.

O herifi dövmeden ölmek istemiyorum.

Chaeyoung ile sessizce geçip karşısına oturduk.

"Rosé itiraf etmeliyim hayal kırıklığına uğradım. Dost olduğumuzu sanıyordum."

Chaeyoung ise ona bakarak

"Ben de yılar önce öyleyiz sanıyordum Namjoon."
Dedi. Sesinden kırgın olduğu anlaşılıyordu.

"Benim düşündüğüm tek şey sendin Rosé. Mesleğini korumak için elimden geleni yaptım. İlişkin için modelliği bırakmayı düşündün başka ne yapmamı hekliyordun ki?"

Chaeyoung sessizce onu dinledi ben ise şu anlık aralarına girmeyi düşünmüyordum.

"Beni böyle üzerek mi düşündün? Gerçekten doğruları söyleseydin o gün Jimin ile barışmış olurdum ve daha mutlu bir hayatım olurdu. Tek yaptığın bencillikti."

"Senin de yaptığın öyle. Ben senin kariyerini kurtardım. Sen ise şu an ajansı bastırmaya çalışıyorsun hem de eski sevgilin yüzünden!"

Sinirle ona baktım
"Nasıl hiçbir şey bilmeden böyle konuşuyorsun? O günden sonra senin yüzünden nasıl yaşadığımdan haberin var mı? Yıllarca Pr adı altında gizlenerek fotoğrafçılık yaptım çünkü Chaeyoung ile yüzleşmekten korkuyordum!"

Chaeyoung beni sakinleştirmek için masanın altından elimi tuttu.

Ona baktım.
Gözleri dolmuştu.

"Ben senin menajerin değilim Jimin. Senin durumun beni ilgilendirmez. Tek ilgilendiğim Rosé'nin kariyeri."

"Tek ilgilendiğin şey para!"
Dedi Chaeyoung sinirle ve devam etti

"İstemediğim çekimlere zorla yolluyorsunuz, dinlenmeme izin vermiyorsunuz, birini sevmeme izin vermiyorsunuz hatta kendi adımı bile kullanmama izin vermiyorsunuz. Gerçekten beni önemsediğini mi söylüyorsun? Tek yaptığın beni kullanmak!"

Manejeri Chae'nin bu çıkışına şaşırmıştı. Ben de öyle.

"Daha önce de söyledim Rosé. Bu sektör ağır. Herkes taşıyamaz. Gerekirse her şeyinden vazgeçeceksin yoksa başarılı olamazsın. Benim tek yaptığım bunu sana öğretmekti."

Chaeyoung dolan gözlerini sildi

"Ben başarıya çoktan ulaştım. Hem de her şeyimi feda ederek. Ama nasılım biliyor musun? Mutlu değilim Namjoon. Belki de istediğim şey başarı değildi. Artık istediğim gibi yaşayacağım."

Namjoon'un cevap vermesine izin vermeden ayağa kalktı. O kalkınca ben de kalktım.

"Yakında ajansınıza iş ahlakına uymadığınız için dava açacağım. Avukat tutsanız iyi olur."
Dedi ve arkasını dönerek çıktı.

Ben de peşinden gittim.

Chaeyoung artık eskisi gibi değildi. Çok daha güçlüydü.

Next Date  -Jirosé-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin