1

2.1K 78 41
                                    

Ben ne yapıyorum amk?

○○○○○○○○○○○
Güneşin yeni doğduğu saatlerde ormanın içindeki hayvanların çıkardığı sesten başka bir ses daha vardı. O da bir zamanlar insan olan ancak şimdi insandan başka her şeye benzeyen zombilerin sesi...

Yaklaşık 3 sene önce ortaya çıkmış bu hastalık insanlığın sonunu getirmişti. Nerde veya nasıl ortaya çıktığı hala bilinmiyordu ki artık bunun bir önemi yoktu çünkü insan ırkının %99unu yok etmişti. Aynı zamanda bazı hayvan ırklarının da soyu tükenmişti. Kıtlık geriye kalan insanları da bir bir öldürüyordu.

Kısacası dünya göte gelmişti.

Ancak bu felaket 7 genci bir araya getirdi.

Jeon Jungkook balta ile odun kesiyordu. Altında siyah botları, siyah pantolonu ve terlediği için üzerine yapışmış beyaz, kısa kollu tişörtü vardı. Baltayı tuttuğu sağ kolundaki dövmeleri parlıyordu. Bu işleme devam etmek için tekrar baltayı kaldıracaktı ki birden iğrenç yaratıkların sesini duydu.

Kaldıkları büyük ev ormanın derinliklerinde korunaklı bir evdi. Onar evi bu süreç içinde korunaklı hale getirmişlerdi. Evin etrafı tel örgülerle kaplıydı yani birkaç kıytırık zombi hayatta giremezlerdi ancak çok fazla ses çıkarıyorlardı ve bu da diğerlerini eve çekerdi. Bu yüzden onları öldürmeliydi.

Ha bir de jungkook onları öldürmeyi seviyordu.

Jungkook elindeki balta ile ıslık çalarak ilerlemeye başladı. Tel örgüden yapılmış kapıyı açtı ve 2 zombinin olduğu yere doğru ilerledi. Zombiler onu fark edince birden ona doğru koşmaya başladılar. Birisi Jungkook'un üzerine atladı. Jungkook eğildi ve diğerinin kafasına baltayı geçirdikten sonra arkasını dönüp kalan zombiye de halletti. Üstü başı kan olmuştu. Yüzünde bile kan vardı ancak aynı zamanda Jungkook'un yüzünde tehlikeli bir sırıtma vardı.
Temizlenmek ve güzel bir kahvaltı yapmak için eve doğru yürüdü.

Dediğim gibi bu evdeki herkesin bir görevi vardı.

Mesela Kim Seokjin. Eskiden ünlü bir aşçıydı. Onun elinden yemek yemek için aylar öncesinden rezervasyon yaptırırdı insanlar yani bu büyük evdeki görevi diğerlerini beslemekti.
Şu anda da kahvaltı hazırlıyordu. Jung Hoseok ve Jeon Jungkook'un birlikte avladıkları geyiği pişiriyordu.

Hoseok ve Jungkook eski askerlerdi. Aynı zamanda arkadaş. Bu felakete yakalandıklarında görevdeydiler ve o zamandan beri de ayrılmadılar. Tehlikeli görevleri hep onlar hallederlerdi. Şehre inip ilaç bulurlar, eksik veya ihtiyaç duydukları malzemeleri toplarlardı.

Kim Namjoon ise bir doktordu ve herkes emindi ki şu an onun için bodruma yapılmış laboratuvarında yakaladıkları zombi üzerinde deneyler yapıyordu.

Jimin tekli koltuğa oturmuş gözlerindeki kemik gözlüklerle kitabını okuyor ve ordan edindiği bilgilerin notlarını alıyordu. O ve Taehyung eskiden bir şirkette mühendistiler. Şimdi de evin koruması için farklı planları olan bir mucit. Şu anda da Jiminin aklındaki plan evin etrafındaki tellere elektrik yüklemekti.

Kim Taehyung ise şu anda hiç o işlerle uğraşamazdı çünkü oturduğu diğer tekli koltukta kafasını arkasına yaslamış ve karanlık gözlerle ona sakso çeken evin en küçüğü Min Yoongiyi izliyordu.

Min yoongi...

Onun bu evdeki görevi hyungları ile en iyi şekilde ilgilenmek ve onlara itaat etmekti.
Ne zaman nerde olurlarsa olsunlar, Yoongi hyunglarının istedikleri her şeyi yapardı çünkü hepsine çok aşıktı.

Taehyung tek elini bacaklarının arasında diz çökmüş Yoonginin kafasına attı ve sertçe bastırdı. Aleti yoonginin boğazına dayanmıştı. Yoonginin ise tek yaptığı sırılsıklam olmuş gözlerle efendisinin yönlendirmesine uymak oldu.

MissionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin