Merhaba 👋🙋nasılsınızz??
Öptüm sizi 😚😽❤🔥😉
Hadi okuyunnn ve yorumlarınızı benimle paylaşınnn 🏃♀️🏃♂️
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.Yukarda bağlı bir şekilde bıraktığı kurbanından sonra aşağı doğru inmeye başladı yabancı beden. Merdivenlerden indikçe konuşma sesi duydu ve bu yüzden kaşları çatıldı. Diğerleri döndüyse sıçmıştı.
Görüş açısına önce salon girdi sonra da kendisine sırtını dönmüş ve telsizle konuşan uzun beden. Bu yüzden içi rahatladı adamın. Kaşları gevşedi ve ardından iğrenç bir sırıtma oluştu.
Namjoon'un konuşmasının bitmesini bekledikten sonra elinde tuttuğu sopayı sessizce kaldırdı ve sert bir darbe indirdi.
Telsizde arkadaşları ile konuşan Namjoon ne olduğunu anlamadan ensesine yediği darbe ile afalladı ilk başta. Karşı taraftaki arkadaşları da ne olduğunu anlamaya çalıştılar.
Namjoon'un elinden önce telsiz düştü ve sonra diğer elinde tuttuğu bardak yere düştü ve kırıldı.
Yerde yüzüstü yattıyordu. Ne olduğunu anlamak için yavaşça başını kaldırdı. Gördüğü pis ve korkunç beden ile ağzının içinden bir küfür savurdu.
Yoongi bir ses duyduğu konusunda haklıydı. Pişmanlıkla kıvrılmaya başladı. Hepsi benim suçum diye düşündü. 'Daha dikkatli bakıp kontrol etseydim şu anda bu durumda olmazdım' dedi içinden.
Kendisine yukardan bakan adam yavaşça yere eğildi ve Namjoon'un saçlarından kavrayıp kendisine bakmasını sağladı.
"İkisi gitti, beşi kaldı." Dedi ardından koca bir kahkaha attı. "Onlar geldiğinde ise hepsini tek tek halledeceğim ve büyük bir ziyafet çekeceğim."
"Sen kimsin ve bunu neden yapıyorsun?" Bulduğu son güç ile sordu sorularını Namjoon.
"Kim olduğumun ne önemi var ki! Sadece insanlar ile ziyafet çeken birisiyim. Menümde ise siz varsınız."
Ardından Namjoon'un gözleri arkaya doğru kaydı ve tamamıyle bayıldı.
Adam ise yukarda bulduğu bir diğer halat ile ellerini arkasında bağladı ve sürükleyerek yukarı, diğer kurbanının yanına çıkardı.
Bu olayları yaparken şarkı mırıldanıyor ve onlara yapacağı şeyleri, planlarını sanki Namjoon bayılmamış da onu dinliyormuş gibi anlatıyordu.
Odaya girdiğinde kollarını tutup sürüklediği bedeni birden bıraktı. Yoongi ise kapıdan giren bedenleri gördüğü anda ağlaması daha da şiddetlenmişti.
Ağzındaki şeyden dolayı zor nefes alıyordu ve burnu da artık ağlamaktan tıkanmıştı. Bu yüzden nefes nefese kalmıştı. Ellerindeki iplerden kurtulmak için sürekli hareket ettirmişti ama piç adam öyle sıkı bağlamıştı ki Yoongi'nin tek yaptığı bileklerine zarar vermekti.
Adam kafadını kaldırıp kendisine yine o korkunç sırıtması ile baktı ve yerdeki bedeni de tıpkı kendisine yaptığı gibi bağladı. Sonra konuştu. "Şimdi siz burda uslu uslu durun ben de diğerleri için hazırlıklarımı yapayım. "
Bu cümleleri kurarken Yoongi'ye yaklaşmıştı ardından ellerini uzatıp Yoongi'nin kafasını tuttu. Elleri arasında çırpınan bedeni keyifle izledi ve birden kafasını ona iyice yaklaştırdı.
Bu hareketi ile daha da korkan Yoongi pür dikkat onu izledi. Adam dilini çıkardı ve yanağını yaladı. Ardından sanki lezzetli bir şey yiyormuş gibi mırıldandı. " Tadın enfes. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mission
FanfictionBu evde herkesin bir görevi vardır. Min Yoongi'nin en büyük görevi ise hyunglarına hizmet etmektir, her anlamda hizmet...