Mission

3

Ğğğğ sselaağğmmm nbr? 😽

NOT: 3lü ilişki var. Üç kişi sikişip sokuşuyor ☺️😔😗
.
.
.
.

Yedi kişinin yaşadığı bu büyük evde, herkes salonda toplanmış durum değerlendirmesi yapıyorlardı. Her şey planladıkları gibi gitmiyordu çünkü. Namjoon'un deneyler yapması ve işini sağlama alması için bazı ilaçlara ihtiyacı vardı ve birileri de gidip o ilaçları almalıydı.

"En çok ihtiyacım olan ilaç ağrı kesici çocuklar.
Bulabildiklerinizi alın. Kodein, tramadol veya morfin, bilmiyorum ne bulursanız işte." Sıkıntıyla soludu çünkü artık ilaç bulmak yeryüzünde yaşayan bir insan görmekten daha zor bi hale gelmişti.

"Bunları bulmak çok zor Namjoon, artık basit bir vitamin bile bulunmuyor çünkü her yer yağmalandı ve geri kalan kısımlar da zombilerle dolu." Diye yakındı Jimin. "Evet biliyorum ama sadece bunlar da değil maalesef çocuklar. Zombiler üzerindeki deneylerime devam etmek için çok fazla şeye ihtiyacım var." Üzüntü ve sinirle soludu ardından devam etti, "CRISPR teknolojisinden yararlanmam lazım. Cas9 proteinini dna'yı kesebilmeli için moleküler makas olarak kullanılan bir sistem. Tabii çok fazla DNA'nın kesilmesyile de sonuçlanır ki bu da kanseri tetikler ama düşük bi ihtimal de olsa genom değişikliği başarılı olabilir."

"Dilimizi mi unuttun hyung!" Diye soludu Taehyung ve ardından Hoseok konuştu "yavaş ve sakin bir şekilde salağa anlatır gibi anlat lütfen Namjoon." Bunun üzerine Jungkook'un kucağındaki minik beden kıkırdadı. Yoongi'nin bu hareketi de salondaki gerginliği kısa süreliğine de olsa aldı ve bütün hyungları dudaklarındaki gülümseme ile kediye benzeyen miniklerini izlediler.

Namjoon devam etti "merak etmeyin her şeyin adını yazıp size vereceğim bunları aklınızda tutamazsınız zaten. Ve gelelim kimin gideceğine."

Junkook kucağındaki Yoonginin tişörtünün altından ellerini sarmış olduğu beyaz ve süt gibi  tenini tutarak kendine çekti ve bu sırada da doğruldu. Konuşmadan önce kendisine göre minik olan bedenin saçlarına öpücükler bıraktı ve fikirlerini belirtti. " Doğu bölgesindeki tüm hastahane ve eczaneleri yağmaladık zaten bu yüzden tekrar tekrar oraya gitmek mantıksız." Ardından Hoseok devam etti, " Kuzey ve batı kısmı da bize çok uzak kalıyor bunu göze alamayız. Neredeyse 1 hafta yol gitmemiz gerek ki kötü olayları hesaplamıyorum bile."
Sonra Junkook da seri bir şekilde devam ettirdi. İkili, askerlik günlerinden kalma uzun dostluklarıyla birbirlerini tamamlıyorlardı ve kafaları zehir gibi durmadan çalışıyordu bu yüzden sürekli düşünüp hesap yapıyorlardı.

"Bu yüzden en iyi seçenek güney bölgesine gitmek."  Bu cümleden sonra ortamda kısa bir sessizlik oldu ardından Jin karşı çıktı, "Asla olmaz! Orası salgının merkezi ve çok tehlikeli."
"Yapabileceğimiz bir şey yok jin. İlaçlara ihtiyacımızimiz var." Diye cevapladı onu Jungkook.

Sonra Jimin konuştu, "Oraya gitmek gibi bir hata yapmıştınız jungkook ve hoseok çok kötü yaralanmıştı. 3 gün uyanamadı! Ayrıca oraya girmek sizin gibi kalıplı insanlarla imkansız. Biliyorsun kapıyı açmak için içerden halletmelisiz ve ben bile oraya sığmıyorum. Hadi birisini buldunuz diyelim kilitli kapının hala daha otomatik sistemle korunduğunu unuttun galiba. Jeneratörler hala daha çalışıyor çünkü."

Jimin'in kızgın ve şiddetli olan sesi ortamı tekrar sessizliğe soktu. Herkes ne yapmaları gerektiğini düşünüyordu. Başından beri sessiz olan Yoongi ise kafasına koyduğu şeyi onlarla da paylaştı. "Ben yaparım."

Herkesin başı aniden hala daha Jungkook'un kucağında olan Yoongiye döndü. "Ne sikim bahsediyorsun?" Diye hiddetle karşı çıktı Taehyung. " Asla öyle bir şey olmayacak." Diye devam etti sinirli sözlerine.