Ya selağm nağber 😸🐥
Beğenip yorum yapsanız bir insanı mutlu edersiniz bilginize kfşsşöçdçapsölw 😽
.
.
.Büyük evin içinde her zaman olduğu gibi normal bir hava hakimdi. Herkes kendi işi ile ilgileniyordu.
Hava kararmaya yakındı. Bu yüzden Jin geniş mutfakta Jungkook ile Hoseok'un avlamış olduğu geyikten yemek hazırlıyordu. Namjoon ise ona yardım ediyordu. Jin yapması gerekenleri söylüyor, Namjoon ise ona söylenen direktiflere uyuyordu.
Taehyung, Hoseok, Jimin ve Jungkook dörtlüsü ise evin etrafını saran tellerin ardında tellere elektrik yüklemek için kablolar ile uğraşıyorlardı. Evin elektriğini sağlamak için güneş sistemi kullanıyorlardı. Bir de evlerinin arkasında olan uçsuz bucaksız manzaranın kenarındaki şelaleye kurdukları sistem ile.
Yoongi ise büyük bahçenin en köşesinde bulduğu çiçekleri topluyordu. Onlarla resim yapacaktı. Bu tarz işlerle uğraşmayı seviyordu çünkü zihnini rahatlatıyordu.
Bahçe'nin bir ucunda olan dörtlü ise arada sırada dönüp diğer uçtaki minik sevgililerini izliyorlardı.
Her şey gayet normal ilerlerken içerdeki Namjoon ve Jin ikilisi de onlara bakmak ve yemeğin hazır olduğunu bildirmek için bahçeye çıktılar ve dörtlünün yanına ilerlediler.
"Yemek hazır, hadi onu sonra yaparsınız. Ayrıca Yoongi nerde? " Diye sordu Namjoon
Taehyung ise elinde bulunan kabloya son dokunuşlarını yaparken kafası ile Yoongi'nin olduğu yeri gösterdi "Orda çiçek topluyor. Ona da söyleyin ve bu sırada biz de toparlanalım çocuklar. "
Herkes birbirini onayladıktan sonra Jin de Yoongi'nin olduğu yöne doğru döndü ve küçük bir gülümseme bırakıp Yoongi'ye doğru ilerlemeye başladı.
Tam iki adım atmıştı ki birden sessiz ve huzurlu ortamda yükselen çığlık ile herkes kasıldı.
Yoongi yere poposu üzerine düşmüş kendini arkaya doğru sürükleyip karşısındaki şeyden kaçmaya çalışırken çığlık atıyordu. Kimse ne olduğunu anlamamıştı ama herkes bir anda elindeki işi bıraktı ve ne olduğuna bakmadan Yoongi'ye doğru koşturdu.
Jungkook elindeki balta ile depar attı ve herkesi geçip ona ulaştıktan sonra Yoongi'nin bulunduğu yere vardı. Önce Yoongi'ye sonra da miniğinin baktığı boşluğa doğru baktı. Bu sırada geride kalanlar da ona ulaştı ve neler olduğunu anlamaya çalıştılar.
Jin ile Namjoon tellerin içinde olduğu için Yoongiyi kaldırırken Jin sordu "Neler oluyor Yoongi? İyi misin? Zombileri mi gördün?"
"Kaç tanelerdi?" Diye sordu Hoseok.
Herkes neler olduğunu anlamak için bu tarz soru soruyordu ama Yoongi'nin tek yaptığı şey hala daha karşı tarafa bakıp derin derin nefes almaktı.
"Herkes bir sakin olsun!" Diye çıkıştı Namjoon ve ortam onun uyarısı ile sessizliğe büründü. Ardından Yoongi'ye döndü ve konuştu.
"Derin derin nefes al bebeğim. Sakin ol. Bak kimse yok orda ve biz burdayız. Güvendesin."
Aynı zamanda sırtını okşuyor ve yanında olduğunu belirtiyordu. Bu sırada biraz daha iyi olan Yoongi uzun süredir kırpmadığı gözlerini ormandan ayrıdı ve onunla konuşan Namjoon'a döndü. Ona bakan Yoongi ile saçlarına küçük bir öpücük bıraktı ve tekrar sakin sesi ile ona güven vermek için konuştu.
" İyisin bebeğim. Güvendesin."
"Hyung... " Kesik sesi ile konuşmaya çalıştı ve bunu başaramadığı için kafasını Namjoon'un boynuna gömdü.
Onun hala daha kötü olduğunu anlayan Namjoon korkmaması için yavaş hareketler ile küçük bedeni kucağına aldı ve içeri doğru yürümeye başladı. Bu hareketi ile herkes onu takip etti.
Herkes içeri doğru yürürken Jungkook ise tel kapıyı kapattı ve şüpheli bakışlar ile etrafı süzdü. Güvenli olduğuna kanaat getirip içeri doğru yürüdü.
🙀! 🙀? 🙀! 🙀?
Geniş salonda, büyük koltuğa oturmuş Yoongi ve onun etrafını saran altı beden...
Kalıplı altı beden de ortalarındaki minik bedene bakıyor ve onun konuşmasını bekliyordu. En sonunda dayanamayan Jimin sordu. "Yoon, bebeğim neler oluyor? Anlat lütfen yoksa kafayı yiyeceğiz. "
Yoongi ise hala hızlı hızlı çarpan kalbi ile derin bir nefes daha aldı ve konuşmak için doğruldu.
"Hyung, çiçekleri toplarken önümden bir şey geçti. İlk başta hayal görüyorum sandım ya da beynim bana oyun oynuyor diye düşündüm bu yüzden pek umursamadım ama sonra... "
Anlatmaya ara verdi ve kesik nefeslerinin arasından soluklanmaya çalıştı. Sonra devam etti.
" Dibimde bir gölge oluştu. İlk başta sizden birisi sandım ama kafamı kaldırdığımda çıplak ayakları ile üstü başı kan olmuş bir adam bana bakıyordu."
Gözlerinden yaşlar sürülmeye başladı Yoongi'nin. Yanında oturan Taehyung ise elleri ile o yaşları sildi ve sırtını sıvazlamaya devam etti.
"Merak etme bebeğim o zombiyi bulup kafasını gövdesinden ayıracağız! " Diye konuştu Jungkook.
Onun bu cümlesi ile irkilen Yoongi kafasını kaldırdı ve Jungkook'a bakarak mırıldandı.
"Zombi değildi."
"Ne!? " Diye birkaç kişi şaşkınlıkla sordu.
"Zombiler konuşamaz değil mi!? O ise bana bakıp gülümseyerek konuştu."
"Ne dedi sana? " Diye sordu Jin
Yoongi artık korkudan bayılacak raddeye gelmiş ve yanındaki kimin eli olduğunu bilmediği eli sıkıp ona cevap verdi.
" 'Yeni kurbanım' dedi. "
Σ( ̄□ ̄)!Σ( ̄□ ̄)!Σ( ̄□ ̄)!
ARKADAŞLAR NELER OLUYOR!??!?
Siz ne düşünüyorsunuz?
Bi de acemi yazarınız olarak hikaye nası gidiyo?
Bi de beklentiler neler?
Ne çok soru sordum neyse öptüm sizi 😽🙀🐥😸❤🔥👋😚🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mission
FanfictionBu evde herkesin bir görevi vardır. Min Yoongi'nin en büyük görevi ise hyunglarına hizmet etmektir, her anlamda hizmet...