5

1.2K 61 27
                                    

Selaağğm şimdi size beni mutlu edecek şeylerin listesini sölicem;
Yorum yapmanız🤭
Beğenmeniz😽
Kendinize iyi bakmanız 🐥🧡
Bitti ❤‍🔥

◌⑅⃝●♡⋆♡LOVE♡⋆♡●⑅⃝◌

Güneş dağların arkasından yavaş yavaş kendini belli etmeye başlamıştı. Büyük evde beş kişi de hala daha uyuyordu. Geri kalan ikili, Jungkook ve Hoseok, çıplak üst bedenlerinden akan terleri umursamadan birbirleri ile antrenman yapıyorlardı.

İkili neredeyse her gün sabah, güneş doğmadan önce uyanır beraber etrafı kontrol ederlerdi. Bir sorun yoksa da beraber biraz vakit geçirirlerdi. Bazen oturup sohbet ederler, bazen de sadece önlerindeki manzarayı izlerlerdi.

Evin giriş kısmı yemyeşil güzellikteki ormana bakarken diğer kısmı uçurumdan gözüken deniz ve bulutlarla birleşmiş olan dağların o eşsiz manzarasına bakıyordu. E tabii bu manzarayı beğenmemek elde değildi. Sadece karşısında oturup sessizce izlemek bile insana huzur veriyordu.

Yoongi de böyle düşündüğü için sabahın köründe uyanmış ve bu manzarayı izlemek için dışarıya çıkmıştı. Altında olan şortu ve üzerine geçirdiği ceketi ile , Namjoon'un ceketiydi, hafif serin havada dışarı çıkmıştı. Beyaz spor ayakkabıları ile biraz ilerledi ve işte o vakitte ikiliyi gördü.

Hoseok ve Jungkook'un sunduğu manzara daha güzel olduğu için, Yoongi bu sefer de onları izlemeye başladı. Terden dolayı parlayan çıplak vücutları ise Yoongi'nin en beğendiği kısımdı şüphesiz.

İkili bir süre birbirleri ile boğuştular. Bu süreçte minik bedeni fark eden Hoseok oldu.
Jungkook da onu fark etti ve Yoongi'ye doğru yürümeye başladılar.

"Günaydın bebeğim, bir sorun mu var? " Diye sordu Jungkook.

"Hayır hyung. Niye ki? "

"Daha çok erken güzelim. Neden bu kadar erken uyandın. Zaten hep yoruluyorsun." Bunu söyleyen, serseri sırıtışı ile Hoseok'tu. Bu cümlenin altında yatan imayı üçü de fark etti. Zaten bunu fark etmesi için söylemişti. Buna karşılık olarak kızaran Yoongi ilk olarak gülmesini tutmaya çalışan Jungkook'a baktı ve sonra utangaç bir gülümseme ile Hoseok'a döndü, "Dinlendim Hyung" Kısık bir şekilde çıkan cümle ile Jungkook daha fazla dayanamadı bu tatlılığa. Sert ve sıkı bir öpücük bıraktı minik bedene.

"Madem dinlendin, o zaman Hoseok hyungun ile biraz antrenman yap. Yakın dövüşte kendini geliştirmelisin güzelim."

Bunu söylerken amacı farklıydı. Evet Yoongi'nin antrenman yapması lazımdı ama bunu ona kendisi de yaptırabilirdi. Ya da neden sabahın köründe yapmaları gereksin ki? Onun amacı Hoseok ile Yoongi'yi başbaşa bırakmaktı.

Üç yıl önce bu virüs çıktığında, şu an bulunduğu grubun toplanması bir yılı almıştı ve aralarına en son katılan ise Yoongiydi. Yoongi'yi bulan ise Hoseok.

Minik beden olduğu odanın köşesine sinmiş o yaratıkların onu öldürmesini bekliyordu çünkü hem ailesini gözü önünde yiyerek öldürmüşlerdi ve o hiçbir şey yapamamıştı hem de artık buna dayanmak istemiyordu zaten.

Tam üzerine atlamış olan yaratık ile sonu geldiğini düşünmüştü ki o yaratığın karnından geçen kılıç ile neye uğradığını şaşırmıştı. Hoseok, tuhaf zevklerinden birisi olan kılıç ile orda bulunan tüm yaratıkları tek tek parçalara ayırdı. Ardından üstü başı kan olmuş bir şekilde minik bedenin önünde dizinin üstüne çökmüş kanla kaplı olan elini uzatmıştı.

İşte böyle tanışmışlardı. Yoongi herkese karşı biraz da olsa çekingendi ama en çok Hoseok'dan çekinirdi, utanırdı. Hoseok diğerlerinden farklı olarak biraz daha korkunç bir insandı ona göre. Yoongi onu birkaç kere gözü dönmüş bir şekilde görmüştü ve bir daha da görmek istemezdi.

MissionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin