Ben tezgaha bardakları bırakırken arkamdan sarıldıktan sonra kulağıma eğilip "Birlikte girsek?" dedi sırıtırken. Başının olduğu tarafa dönüp kokusuyla mest olurken gözlerimi kapayıp burnuna ufak bir öpücük kondurdum. "Sorman hata." derken ben de gülümsedim.
~~
Sabah Rue'nun öpücüğüyle uyanmıştım gülümseyerek. Yatakta bir süre benimle gülüşüp durduktan sonra müzik açıp yatağı vesaire toplamaya devam etti. Fazla enerjikti bugün; ben de öyleydim. Mutluyduk çünkü.
O odayı toparlarken ben de banyoya uğradıktan sonra mutfağa geçtim yiyecek bir şeyler hazırlamak için. "Tost yapıyorum?" diye seslenip onaylamasını bekledim. "Olur çabucak yemiş oluruz." dediğini duyup ekmeği ve malzemeleri çıkardım.
"Tost perilerin erken geldi bugün?" gülümsedi. Önceden geceleri canım tost isteyip durdukça yapıp yerken 'yine tost perilerim geldi' açıklamasıyla Rue'ya fotoğraf atardım. Hâlâ yiyorum bazen geceleri. Gece yapınca tadı daha güzel oluyor sanki. "Bugün tost perisini beklemedim aşk perim yanımda diye başka peri gelsin istemedim sen yetersin." 'Abartma' bakışını atıp göz devirirken dolaptan içecek bir şeyler çıkardı.
Tostlar hazır olunca masaya oturup yemeye koyulduk. İlk ısırığında yanağına mayonez bulaştırmasına gülümsedim. Uzanıp dudağının kenarındaki mayonezi baş parmağımla sildikten sonra parmağımı ağzıma götürdüm. Kaşlarımı çatıp " Bu mayonezin tadı farklı sanki?" dedim. "Ben bir şey fark etmedim normal gibiydi tarihi de geçmemiştir diye düşünüyorum." Kast ettiğimi anlamayınca ufak bir kahkaha attım. "Hayır senin tenine değince tadı daha güzel oldu ondan bahsediyorum." bir eliyle ağzını kapatırken güldü.
Kahvaltıdan sonra hazırlanmaya başladık. "Bir saate çıkmamız gerekiyor Even'ı arasana." Orada başka arabaya bineceğimiz için tur acentesinin olduğu yere Even bırakacaktı bizi. Arayıp ona gelmesi gerektiğini hatırlattıktan sonra saçlarımı topladım. "Ben hazırım yapayım saçını." diyerek düzleştiriciyi Rue'nun elinden aldım. "Uçlarını hafif dalgalı yapacaktım." dedi. Anladığımı başımı sallayarak belli edip şarkıya eşlik ederken saçını yapmaya başladım.
"Evet hazırız." derken telefonu kapayınca Even'ın geldiğini anladım. Aşağı inip Even'a sarıldıktan sonra valizleri arabaya yerleştirdik birlikte.
"Daha birkaç ay önce Anya 'Artık sevilmek istiyorum yalnız mı öleceğim?' diye yakınıyordu şu an sizi böyle görmek garip hissettiriyor." Rue'ya bakarak konuşuyordu Even. "Bir de yeni biri olmaman ayrı garip size baktıkça eski anılarımız da canlanıyor gözümde. Nereden nereye." diye devam etti. Benim adıma mutluydu.
Rue da her şeyin bu kadar hızlı gelişmesine şaşkın gibiydi ama çabuk benimsemiştik bu hayatımızı. Bu hayat hayallerimi süslediği için hayal dünyamda zaten böyle bir hayatım vardı. Gerçekleşince garipsesem de yabancılık çekmedim çok. Derler ya iyi düşünürsen hayatına iyi şeyleri çekersin diye. Hep Rue ile birlikte olduğumu hayal ettiğim, onu düşündüğüm için hayatıma çekmiş olabilirdim bence.
Arada arkada kısık sesle çalan müziğe eşlik ederken sohbet ediyorduk.
"Keyifli gezinizin başlangıç noktasına geldik hanımlar." gülümsedi. Biz de gülümseyerek karşılık verirken arabadan inip valizleri çıkarmaya başladık. Valizleri yerleştirilmesi için verdikten sonra otobüse geçtik biz de.
Oturup yolculuk için hareket etmeyi beklerken Rue'nun omzuna kafamı koymuş saçlarını parmağıma dolayarak saçlarıyla oynuyordum. O da telefonunu kurcalıyordu. Üstte David'in storysini görünce "Hâlâ takipleşiyor musunuz?" diye şaşırdım. "Unutmuşum çıkarmayı. Hatta şimdi çıkayım takipten." diyerek profiline girdi. Engelleyip çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i need a long hug | gxg
Romance...sonra sağa dönüp bir adım attım ama olduğum yerde çakılıp kaldım sanki; ilerleyemedim. Kalbim kulaklarımda atıyor gibiydi. Onu gördüğüm an avuçlarımın terlemeye başladığını hissetmiştim. Karşımda gördüğüm Rue'dan başkası değildi. Bana aşkın ne ol...