Okuldan çıktık. Saat henüz 13.25 . Eve gitmeme 3 saat var . Bu da Eymen'i rahatça takip edebilirim demek oluyor. Okul binasını koşar adımlarla çıktım ve yolda park edilen arabaların arkasında gizlenerek takibe başladım. Kısa bir yürüyüşten sonra okul caddesinin 50 metre kadar ilerisinde , büyük ihtimalle depremden sonra terkedilmiş olan harabe eve girdi. Evin arka tarafından dolaşarak kendime içeriyi gözetleyebileceğim bir delik buldum. Orta yaşlarında bir adam. Uzun siyah paltosu , eskimiş beresi ve diğer yarısının nerede olduğu meçhul mavi bir kot pantolon giymişti. Eymen hiç ateşin yanındaki garip görünüşlü adamla ilgilenmeden içeri girdi ve evin adamdan uzak uç köşesine siyah bir poşet bıraktı ve evden çıktı. Garip görünüşlü adam heyecanla poşete doğru koşarken Eymen'i gözden kaçırmamak için gözetlemeyi bıraktım ve tekrar peşine düştüm. Hızlı adımlarla yolun karşısına geçti ve yürümeye başladı. 30 saniyelik bir yürüyüşün ardından büyük bir patlama sesi ve benim neredeyse patlama kadar büyük çığlığım. Arkama döndüm. Garip görünümlü adamın olduğu harabe evden ateşler çıkıyordu. Polisler etrafı çevirmiş insanlara engel oluyor , bomba imha ekipleri olay yerine doluşuyordu. Gördüklerimin şaşkınlığını atmaya çalışırken Eymen ortadan kaybolmuştu. Korkuma rağmen onun peşinu bırakmaya niyetim yoktu. Fazla uzaklaşmadığını ümit ederek önüme çıkan ilk ara sokaktan girdim. Ensemde soğuk buzdan bir öpücük hissi oluştu. Arkamı döndüm. Tam çığlık atacakken , bunu engelleyen ağzımı kapatan bir çift el oldu. Beni duvara sabitleyip hareket etmemi engelledikten sonra ,
- Beni mi takip ediyorsun ?
- O evi sen mi havaya uçurdun ?
- Kişisel nedenlerim vardı.
- Benimde seni takip etmek için kişisel nedenlerim vardı ve hala cevap alamadığım sorular var.
- Ne öğrenmek istiyorsun?
- Kimyacıya sen mi saldırdın ?
Elini pantolonunun iç kısmına götürdü ve tabancasını çıkardı. Jarjorun doluluğunu kontrol etti ve tekrar bana dönerek ,
- Kişisel nedenler.
- Psikolog önerebilirim.
Kısa bir sessizlik oluştu. O elindeki tabancayla oynarken sessizliği bozan yine ben oldum.
- Beni öldürecek misin?
Sesim hiçte korkmuş gibi çıkmıyordu , daha çok alaycı bir tavırla söylemiştim.
- Sanırım.
Yüzünün tamamına yayılan sinsi bir gülüş belirdi.
Jarjorü silaha takarak bana doğrulttu. Gözlerimi yumdum . Ölümden çokta korkmuyordum. İçimden sayarak huzura ulaşmayı beklemeye başladım. 1 ...2...3...4...5 parmak uçlarımdan yukarı doğru süzülen soğukluğu hissedebiliyordum. 6...7...8...9...10! Patlama sesi ve benim onun sesini bastırabilecek düzeydeki çığlığım. Gözlerimi açtım. Ölen kişi ben değildim. Az önce harabe evde gördüğüm garip görünüşlü adam elindeki pompalı tüfekle kanlar içinde yerde yatıyordu. " Peşimize düştüler kaçmalıyız. "