1 ocak 2019
Titriyordum hemde deli gibi titriyordum, evdeki eşyaları oraya buraya fırlatıp bağırırken sanki aldığım her nefesin ciğerlerime battığını biliyordum, ağzımdan dökülecek tüm kelimelerin gerçekliği boğazımı yırtıp geçiyordu.
Daha arafa gitmeden arafta kalmıştım.
"Beni dinlemeliydin!" diye bağırdım "Seni uyardım!" elimde ki vazoyu ayaklarının dibine fırlattığımda karşımda ki beden ne ona fırlattığım eşyalardan kaçıyor ne de beni engellemeye çalışıyordu, yerde sayılamayacak kadar çok kırık cam parçası vardı; bir kaçı kalbime denk gelmiş gibiydi. İçimde öyle bir yoğun sızı vardı ki ne yaparsam yapayım düzelmiyordu.
"Ben bir meleğim, sen ise bir şeytan!" göz yaşlarımın arasından haykırığımda duvarda ki tabloyu almış ve yere atmıştım. "Sonsuza kadar arafta kalacağız!" tükendiğimi hissediyordum, bağıracak ya da ağlayacak enerjinin beni bir daha süre önce terk ettiğinin farkındaydım fakat buna rağmen kelimelerin dilime ulaşmasına, bedenimin aslında dağıttığı şeyin kalbimiz olduğunu bilmeden dağıtmaya devam ettim.
"Şimdi kanatlarımız kırılacak" dedim yavaş yavaş yere çökerken artık dizlerim beni taşıyamıyordu, "Ve bizi karaya boyayacaklar." derin bir nefes almaya çalıştım, nefes almak gittikçe zorlaşıyordu.
"Seni bir daha göremeyeceğim." yerde ki cam kırıklarını umursamadan ağlamaya devam ettiğimde göz yaşlarımı silsemde asla durmayacaklarını biliyordum, bugün durmamak için yeminleri vardı.
"Benden uzak durmalıydın!" dedim tekrar haykırarak cam kırıklarıyla dolu zemine hiç düşünmeden vuruyordum, kalbimin acısı yanında cam kırıklarının tenimde ki acısı hiç birşeydi. "Şimdi ne yapacağız?" sesim fazla çaresiz çıktığında ölmek istiyordum.
"Bu bizim aşkımızın cezası!" bu bizim kaçınılmaz aşkımızın cezası Jeongguk.
Dakikalardır kıpırdamadan beni izliyordu, bedeninden seken onca eşyaya; kulaklarından kalbine ulaşan onca söze karşılık tek bir tepki bile vermemişti. Kimsenin gözlerine bakmaktan çekinmeyen acımasız gözleri dakikalardır benim gözlerime uğramamıştı. Jeon Jeongguk ilk defa tepki vermiyordu.
Cam kırıklarının içinde ufalanıp gittiğimi hissediyordum, göz yaşlarım öyle sesli dökülüyordu ki yerde tepinmek istiyordum. Adım seslerini işittim, ayakkabılarından çıkan tok sesler görüş alanıma girdiğinde kesildi. Cehennemin sıcaklığına ev sahibi yapan elleri koltuk altımdan kavrayarak beni havaya kaldırdı, siyah güçlü kanatları etrafıma sarılarak bana evrenin en sıcak ve en korunaklı yuvasını oluşturdu. Onun yanında ve onun kolları arasında bana zarar gelmesine izin vermezdi.
"Senin için herşeye razıyım, ister ölüm olsun ister araf beni senden ayırmaları önemli değil seni tekrar bulurum yeniden doğup defalarca ölsem bile seni yeniden bulur ve herşeyi karşıma alırım Taehyung. Gerekirse her şeyi yakıp yıkarım fakat yine de bırakmam seni."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forbidden love | Taekook
Fanfiction"Bir şeytana âşık olduğun için arafta kaldın ve şimdi hâlâ bir şeytana âşık olduğun için Dünya'ya sürgün ediliyorsun." • Mini fic! /Surprise ending!