Ruhuma İthafen

44 4 0
                                    

Ne zaman geldiğimi hatırlamıyorum ama geldiğimden beri koridorda oturmuş öylece kapının üstünde ki yazıyla bakışıyorum. saatler geçti, hava karardı, hastanenin sabah ki kargaşasından eser kalmadı. gerçi bu kat sabahları da böyle sessiz olurmuş. morglar, hep sessiz olurmuş.beni göğsünde uyutamaz mısın. gebereceğim artık uykusuzluktan, kabuslardan, yalanlardan dolanlardan. Bir daha geri dönmeyecek birine son kez sarılmaya dayanamadım yedi yaşım sana veda etmeyi kaldıramadı.

BAK GÖĞSÜMDE İZİN VAR.

Anneler babalar neden ölüyor?
Neden bizi bu iğrenç dünyaya getirip sonra da yalnız bırakıp çekip gidiyorlar? Neden bizi arkanızda bırakıyorsunuz?
Daha yedi yaşındayım.

Nefes aldıkça kemiklerim içime batıyor. biraz uykum var göğsün gerekli. özlüyorken söyleyememek özlemenin yedi katı ağırlığında. cümlelerim birbirine karışıyor tıpkı zihnimdeki insanlar gibi. aynı beden bir sürü farklı yüz, farklı beden bir sürü aynı yüz. hepsi aynı anda bağırıyor ya da hepsi aynı anda susuyor. bastıramamaktan yoruldum. olmayışından yoruldum, tartışmalarımızı dahi arıyorum. kendi kafasını betona gömerek ölen biri gibiyim ya da öyleyim. bıçak değen hiçbir yer eskiye dönemezmiş, böyle bir şey öğrenmiştim ufakken, şimdilerde işime yarıyor. ilaçların yok edemediği şeyler görüyorum, ilaçların engel olamadığı olayları yaşıyorum, hiçbirinde sen yanımda olmuyorsun. olsana. canım sancıyor, saçımın her telinden bir çocuk asılıyor sanki. gözlerimi kapatmaya korkuyorum, yaşadıklarımı gerçek hayatta kavramak istemeyip üstünü örterken rüyalarımda idrak ediyor olmak beni öldürüyor. bazen yetmiş üç, bazen yedi yaşındayım. zaman ve mekan fark etmeden sana ihtiyaç duyuyorum, rüyalarımda bile. öncesinde inanmadığım her şeyi gözlerinde görüyorum. ölümüm isteğimle olursa kendimi tavana ayaklarımdan asıp kafama sıkacağım, yere bakmalı ve gözlerine ruhum olmadan denk düşmemeliyim. salıncakları aleve veriyorum. gelsene. bazı anneler hiç anne değil. Beni doğuran da acıma kördü, yüreğime yazılan da.öfkemi senin için taşımıyorum merak etme çünkü bazı babalar da hiç baba değil bilirsin. gecenin bir vakti seni içine almayan denizi de ben bilirim. kafamın içinde bir mermi var ve içeride döndükçe orayı yavaşça bitiriyor. beni kus, beni doğur, beni yıka, beni öp, beni artık öldür.

İnsan kendi kendini büyütür mü hiç ben büyüttüm. Bir çocuk büyütür gibi kendimi büyüttüm. Ben küçücük bir kız çocuğuyken kadın oldum yaşıtlarım anne babasının prensesi olurken ben tek başıma büyümeye çalıştım. Hayat bazılarına gülmez herkes annesinin rahminden şanslı doğmaz. Yaşamayan bilmez, anlamaz hayat size belki toz pembe geliyordur ama ben siyah beyaz yaşadım hiç bir zaman renklenmedi. Hayatımda tek bir renk varsa o da göz altlarımdan sarkan mor torbalardı. Merak etmeyin bir şey kullanmıyorum keyfimden oluşmadı o göz altı torbaları ağlamaktan, hayatın benim sırtıma yüklediği yüklerden oluştu.

*KABULLENMEK ZORUNDASIN BU KIRMIZI YAZARIN ŞERRİ*

Göğsümde Saklı ÖlümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin