Bölüm ithaf ı @Sapiristt e gelsin :))ee e gelsin :))
"Ah!"
Bu gerçekten mükemmelin karşılığıydı.Karşımda beni bekleyen eğitim sahası tek kelimeyle muhteşemdi.Ki gözlerimi antrenman araçlarıyla dolu bu alandan ayırdığımda saha yerini kocaman bir ormana bırakıyordu.Orman sanki bu evin bir bütünüymüşçesine karşımda tüm ihtişamıyla duruyordu.
"Güzel değil mi?"
"Gerçekten güzelden de öte"
Diye mırıldandım.İçime dolan enerjiyle derin bir nefes aldım.Kuş cıvıltıları kulaklarıma iliştiğinde bu anı nasıl ölümsüz hale getirebileceğimi düşünüyordum.Sanki bir masalın içindeydim ve burası benim sarayımdı.Saçlarımı havalandıran uğultulu rüzgarla gözlerimi kapamak zorunda kaldım.Tek sorun sanki kimsesiz bir ormanda kaybolmuş gibi hissediyordum.Bu ortamın aksi olan hiçbir ses yoktu.Hatta rüzgarın uğultusu haricinde kuşların sesleri bile kesilmişti.Öne doğru birkaç adım atıp arkamı döndüm.Karşımdaki bir ev değil kovuktu.Açık kalan ağzımı kapadım.
Ben bunca zaman bir ağacın içinde miydim yani?
"Bu imkansız"
Sesim sona doğru kısılmıştı.Adrian gülümseyerek yanıma geldi.
"İmkansız değil"
Başımı iki yana salladım.Bu gerçekten mümkün değildi.
"Nasıl olur?"
"Bilmiyorum.Bu sır Büyücü Kletos'ta saklı"
Suratımı buruşturdum.Tabi ya,büyü.
"Ee sahayı denemek istemez misin?"
Gülümsedim.
"Çok geridesin"
Diyerek koşu yoluna doğru depar attım.Arkamdan Adrian'ın kahkahası yankılanıyordu ve bu sessizlikte onun sesi garip bir şekilde yankı yapıyordu.Bir anda esmeye başlayan rüzgar ilerlememi yavaşlatırken bir yandanda nefesimi kesiyordu.Hafif hafif şiddetlenmeye başlayan rüzgardan dolayı durdum.Nefes nefese kalmıştım ve rüzgar saçlarımı yüzüme dağıtıyordu.Arkamdan Adrian'ın beni tuttuğunu hissettim.
''Arya''
Sesi bir uğultu gibi rüzgarla beraber sürüklenmişti uzaklara.Neler oluyordu?Rüzgar o kadar şiddetlenmişti ki nefes almamı bile engelliyordu.Adrian beni sahanın ortasına doğru çekelerken bir yandanda ağzımdan nefes almak için büyük bir uğraş veriyordum.Sonunda tahtalardan birinin arkasına geçtiğimizde rüzgarın etkisinden büyük ölçüde kurtulmuştuk.
''Neler oluyor?''
Diye bağırdım kuruyan dudaklarımı yalayarak.Adrian nefesini düzenledikten sonra bana sesini ulaştırmak için bağırarak sorumu cevapladı.
''Birileri geçidin etrafında dolaşıyor.Bu bir uyarı sistemi.Birazdan son bulur''
Tahtaya yaslanarak bekledik.Yaklaşık beş dakika sonra rüzgar kesilmişti.Adrian hemen ayağa kalktı ve elini bana uzattı.
''Gitmemiz lazım''
Ciddiyetin ele geçirmiş olduğu yüzüne bakıp itiraz etmeden ve soru sormadan elini tutup ayağa kalktım.Önemli birşeyler olduğu barizdi.Hızla kovuğa doğru koşmaya başlayınce el mecbur bende peşinden gittim.Fazlasıyla telaşlı olduğunu birkaç kez tökezlemesinden anlamıştım.İçeri girdiğimizde karşımıza çıkan bir askeri durdurdu.
''Büyücü Kletos nerede?''
Asker acelesinin olduğunu saklama gereği duymadan kapıya yönelirken bir yandan da cevap verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞUM LEKESİ -2- ANAHTAR AİLESİ
FantasíaDoğum lekesi adlı hikayenin ikinci kitabıdır. Uzun yıllar sonra tekrar bir araya gelen bir aile... Değişmiş duygular... Yapılan fedakarlıklar... Vazgeçilmez aşklar....