Sabah 9:25
Güneş yavaşça doğuyordu. Hemşire odaya sakince girdi ve "Kalk hadi, kahvaltı edelim" dedi. Yoongi yavaşça gözlerini araladı ve hemşireye dönerek "Birazcık daha lütfen" diye yalvardı. Hemşire onu kırmak istemiyordu ama kahvaltı vakti geçiyordu. Yoongi mecburen kalktı ve sandalyeye geçip oturdu. Tıpkı küçük bir çocuk gibiydi. Kahvaltısını bekliyordu. Hemşire odaya ise adımlarını hızlandırdı ve Yoongi için kahvaltı getirdi.
Yoongi kahvaltısını ederken hemşire odaya ona gülümseyerek "Beklediğin kişi geldi." yanıtını verdi. Yoongi ilk baş kim olduğunu düşündü sonra ise onun doktor olacağını hatırladı.
Yoongi kocaman şekilde gülümsedi ve "Gelmesine çok sevindim nerde peki?" diye sordu. Hemşire ona dönerek "Bay Min kahvaltısını bitirirse geliceğini söyledi" dedi kocaman bir gülümseme ile bir anda kahvaltısını bitirmeye başladı. Hemşire ise şaşkınlık içinde onu izliyordu.
Aradan birkaç dakika geçtikten sonra hemşire odadan çıktı ve sonra geri geldi. Yoongi şaşkın bir ifade ile "Birşey mi oldu?" diye sordu. Hemşire kafasını sağa sola salladı hayır anlamında. Daha sonra kapı hızlıca çaldı. Hemşire gülümseyerek kapıyı açtı. Gelen görevliydi.
Görevli içeri girdi ve "Resim yarışması için başvuru yaptığını duydum bu zarfı içerisinde resmini koy, kopyasını sana yollayacağım" dedi ve Yoongi resmi zarfın içine koyarak görevliye uzattı. Görevli ciddi ve bir tavırla oradan uzaklaştı. Yoongi adamdan hiç hoşlanmamıştı. Hemşireye dönerek "O neden bu kadar soğuk davranıyor?" dedi. Hemşire gülümseyerek "O aslında eğlenceli biri, adı Felix. Sadece yeni gelen hastalara karşı soğuk yapıyor" yanıtını verdi.
Öğle vakti 13:17
Uzun zaman geçmesine rağmen hala doktor gelmemişti. Yoongi sıkıntıdan ölmek üzereydi. Daha sonra kapı hızlıca çaldı. Yoongi aniden arkasına döndü ve hızlıca kapıyı açtı. Gelen görevliydi. Ona bir zarf uzattı ve gülümseyerek "Demek eserinin adı Blue Side hm?" dedi. Yoongi kızararak "E-evet Blue Side.." dedi. Görevli ona gülümsedi ve "Yarışmayı sen kazandın evlat, haber vermek için geldim ve 23:00'da yan odadaki terasta ol, seni orada biri bekliyor olucak" yanıtını verdi.
Yoongi ağzı açık bir şekilde yerine oturdu. Onu ki bekliyordu cidden merak ediyordu. Heyecanlı bir şekilde yemekhaneye indi ve yemeğini aldı. Odasına çekilip yemeye başladı. Aklında doktorun kim olduğu ve onu bekleyen kişinin kim olduğu vardı. Saatlerce düşündü ve Hoseok'u hayal ederek masanın başında uyuyakaldı.
Akşam 21:57
Yoongi aniden doğruldu. Her yeri uyumuştu. Hareket etmek için iyice esnedi ve uyuşmuş yerlerini hareket ettirmeye çalıştı. Saate baktı ve gülümseyerek "Onu görmeme daha çok var ama o gizemli yüzünü merak ediyorum cidden" diyerek resimlerine göz gezdirdi.
Beklerken resim çizmeye başladı. Zaman akmak bilmiyordu. Resim çizerken hem dokturu hemde Hoseok'u hayal etti. Bunu düşünürken Hoseok'u doktor olarak çizmişti.
Resmini bitirdiği zaman saat 22:00'dı. Yoongi hemen ayaklandı. Daha sonra duşa girdi ve üzerine güzel birşeyler aldı. Odaya hemşire girdi ve Yoongi'ye seslenerek "Gel evlat o seni bekliyor!" dedi. Yoongi gülümsemesine engel olamıyordu. Daha sonra yan odaya geçti ve terasa çıktı. Şaşkın bir şekilde terasta bekleyen adamın yanına yaklaştı. Yanına yaklaştıkça kalbi daha da hızlı atıyordu.
Yoongi;
M-merhaba.?;
*elini uzatarak* Merhaba Min Yoongi, ben Jung HoseokYoongi;
*Hoseok'un elini sıkıca tutarak* Merhaba Bay Hoseok.Hoseok;
Bana sadece Hoseok de olur mu?Yoongi;
T-tabi ki olur.Yoongi hala şaşkındı. Kalbi çok hızlı atıyordu. Nefes alamıyordu. Sanki bu sonsuz okyanusun güzelliğinde boğulmuş gibiydi. Ona bakarken gülümsemesini de engellemekte zorlanıyordu. O tıpkı hayal ettiği gibiydi. Çilek kokulu, kocaman güzel dudakları, uzun boyu ve hoş bir yeni vardı. Gözleri parlak ve yüzünden güzel bir gülümseme vardı. Tıpkı bir melek tarafından yaratılmıştı.
Hoseok;
Neden oturmuyoruz?Yoongi;
O-olur oturalım.Yoongi aklından geçirmeye başladı;
Onun yanında neden konuşamıyorum. Neden kelimeleri ağzımdan çıkaramıyorum. Kendimi bulutların üzerinde hissediyorum. Ruhum sanki bedenimden ayrılacak gibi bir his var içimde. Blue Side çizimimdeki Hoseok'tan farkı yoktu. Sadece basit bir çizimden ibaretti benim için ama gerçeğe dönmesi benim için Blue Side'ın önemini artırmıştı bile. Yüzümde normalde olmayacak bir gülümseme vardı. Babamı kaybettikten sonra asla bu kadar yüzüm gülmemişti. Babam cidden haklıymış. Ona kavuştum.Hoseok;
Çok sessizsin Yoongi birşey mi oldu?Yoongi;
Hayır birşey olmadı Hoseok.Hoseok;
Bana sormak istediğin bir soru varsa sorabilirsin?Yoongi;
A-aslında var...Hoseok;
Sor hadi Yoongi.Yoongi;
Şey kendinden daha detaylı bir şekilde bahseder misin? diyecektim de...Hoseok;
Ah tabi ki de bahsederim. Ne konuda bahsedicem peki?Yoongi;
Çocukluğundan mesela.Hoseok;
Hm, aslında çocukluk hayalim başkaydı. Ben normalde dansçıyım ve ünlü bir dansçı olmak çok isterdim ama ailem izin vermedi. Yurt dışında eğitim gördüm. Sonra buraya geldim senin sayende.Yoongi;
Anladım.Hoseok;
Adın bana bir yerden çok tanıdık geliyor sanki. Yoongi ismin çok güzel.Yoongi;
Senin kadar güzel olamaz.Hoseok;
*kızararak* Teşekkür ederim.Yoongi;
*esner*Hoseok;
Yorgun musun?Yoongi;
Evet.Hoseok Yoongi'ye odasına kadar eşlik etti. Yoongi yatağına uzandı. Hoseok üstünü örttü. Daha sonra anlindan öptü ve kısık bir sesle "İyi geceler kedicik" dedi ve odadan uzaklaştı.
Yoongi öpücükten sonra sarhoş olmuş gibiydi. Kalbi yerinden fırlamış gibiydi. Soğuk tenine değen o sıcak dudaklar yüzünden ne hissettiğini bile unuttu. Daha sonra gözlerini kapattı ve onu düşünerek uykuya daldı.
uzun zaman sonra ilk defa bölüm attım 👽
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ghost |•Sope
RomanceŞizofreni hastası olan Min Yoongi kalbinin sesini Jung Hoseok adlı gördüğü kişi için adar. Sadece onun için kalbinin hızlıca atmasına izin verir. |•kitap konusu tamamiyle bana aittir hiçbir şekilde çalıntı ve alıntı yapılmamıştır•| ~sopefairytale