0.4

23 2 0
                                    

Ana hikayeye devam
Önceki bölümü atlamayınn~

Ikue Emi~

Gözlüklerimin çalınması her açıdan işlerimi zorlaştırıyordu.Bir gözlük fiyatının gerçekten tahmin edilemez fiyat aralıkları varmış.Bu hafta extra mesai aldım.4 gün ek olarak büfede çalıştım ve yarın ayyaş alt komşumun evini toparlayacağım.

İşin doğrusu evet gözlüksüz idare etmem çok zor ama gelecek salı ile pek bir ilgisi olmasada şu kısa ömürlü lenslerden almak istiyordum. Kendini kandırma Ikue Emi tabi ki de
salı günü için bu kadar çaba sarf ediyorsun,gözlükler kimin umrunda!

Kulaklarının dahi zonklamasına sebep olan o buğulu silüeti görmek istiyorsun! ve bunun için uzun zamandır hiç çabalamadığım kadar çabalayıp kısa süreli ayarlayabildiğim tüm işleri ayarladım.

Ayrıca o müşterinin sesi beni geçmişe götürdü ve korkuttu...

Hatırlamak istemediğim ve bir o kadar da özlediğim geçmişime dönmeme sebep oldu.Artık lanet etmediğim,çoğu insanın sefalet olarak nitelendireceği küçük dünyamdaki kendimi kandırdığım ufacık mutluluklarım var.Bunu düşünmek istemiyorum sadece bir tesadüftü.Buna inanmak istiyorum,ne kadar özlesemde sadece onunla aynı ismi taşıyan bir yabancı olduğuna inanmak.Ayrıca dvd konusundaysa..
Sadece bilmiyorum,bilmiyorum bu tesadüf olmalı. Aptallaşmamalıyım ben sadece o aptal lensleri alıp görmeliyim .Sen olmadığından emin olmalıyım Kaori!

(Pazar günü öğleden sonra)

-Hey velet! şişeleri ve şuradakileri unutma ayrıca aklın varsa arkadaki odayada girmezsin.
-Peki efendim, şey etrafa bakılırsa toparlamam birkaç saat alabilir..
-Ne yaparsan yap, 2 saate burada olacağım.

O günden sonra dükkandaki tüm mesailere kalmaya çalıştım,büfede çalıştım ve şimdide buradayım.Alt komşumun evini toparlıyorum.

Burası tam bir çöplük,kelimenin tam anlamı ile her yerde çöp poşetleri var.
Yaklaşık 2 saatlik sürem dolmak üzere ve pencerenin önündeki çöp poşeti yığınları arasından sızan güneş ışınları kesinlikle arka odadaki kapıyı işaret ediyordu.Ya da ev sahibi ayyaş alt komşum Mike oraya girmememi söylediği için hayal görmeye başlamıştım.En fazla ne olabilirdi ki? Kesinlikle oraya bakmak istiyordum.

Hırsızlık sonucu çalınan malların saklandığı bir yer,belkide bir ceset vardır.Evet bir ceset bu pis kokuyu ancak bu açıklardı!

Her ne olursa olsun bakacağım evet saat tam 17.00 olduğunda kapıyı açacağım.
Kesinlikle hadi ama Emi cesaret!

Evi elimden geldiğince toparlamış pencereleri iyice açıp odayı havalandırmıştım.Beklenen an da gelmişti zaten.

16.59 ve son 4,3,2,1 vee~
-Ha?

Tabi ki kapı kilitli,tamda benim şansıma uygun bir durumdu bu.

-Hadi ama gerçekten mi?Bu haksızlık.

Sinir harbi ile boşu boşuna çırpınırken
gözüm kapının sol tarafında yerde duran,ancak yarısı görünen fotoğraf çerçevesine ilişti.

-Ne?!bu gerçekten ev sahibi mi?Vay canına gerçekten çok genç görünüyor ve mutlu..
Çenesindeki iz olmasa muhtemelen onu tanıyamazdım!
-Bu da nesi?
Çerçevenin arkasında apaçık belli olan sıkıştırılmış bir kağıt duruyordu.
-Pekala ayyaş ve eskiden mutlu olan alt komşum sır gibi açılmayan kapının bedelini bu kağıda bakmam ile ödeyeceksin.

Heyecanla kağıdı çıkarttım, şöyle bir göz gezdirmekle kolayca anlaşılırdı.Bu bir aşk mektubuydu...

Başta gizemli hava beni heveslendirse bile birden gerilmiştim ama bunun hakkında fazla düşünmeden mektubu okumaya başladım.Anladığım kadarıyla mektubun sahibi fotoğrafta komşumun yanında duran kadındı ve sözler-

Sözler çok ağırdı ki bunun duyguların kağıda aktarılabilen kısmı olduğunu düşünmek...Bir insan bu kadar duyguyu nasıl taşıyabilirdi ki?

Bu düşünceler içinde kendi geçmişim gözlerimin önüne geldi.Evet,evet bir insan bu kadar duyguyu taşıyabilirdi.
İçinde yaşattığı sonsuz bu sevgi muazzam bir şekilde omuzlarını ezermişçesine insanı ezen bir yüke, lanetlenmiş bir hayat sayesinde dönüşebilirdi.

Mektuptaki son sözleri okurken göz yaşlarıma daha fazla hakim olamadım.
Yanaklarımdan akan birkaç damla kağıdı ıslatmıştı.Belli ki bu sözleri taşıyan kağıt buna alışıktı.
Bu kolayca, mektuptaki eskiden göz yaşlarıyla dağılmış mürekkepten anlaşılıyordu...

-Hey velet.
-Ah, bayım buradaki işim bitti,yalnızca dışarı çıkartmam gereken birkaç çöp var ve-
-Hızlan birazdan yemek alıp döneceğim ve sen...acılı ramen sever misin?

(Bir süre sonra.)

Evi elimden geldiğince toparlamış ve mektubu aldığım yere koyup çerçeveyi de ortalık bir yere gayet belirgin bir şekilde bırakmıştım.Bazen insanın eskiyi hatırlayıp kendine gelmesi gerektiğini çok iyi biliyordum.
Ne kadar beni ilgilendirmese de bir noktada eskiden mutlu ayyaş alt komşum Mike amcaya iyi geleceğini biliyordum.En azından öyle umuyordum.

Sonuçta bu asla sahibine ulaşamamış bir mektuptu...

Bir şeylerin yerine oturmasını sağlayabilirdi.Biliyorum çünkü benimde zamanında sahip olduğum özel bir eşya, bana ulaşması gereken bir not vardı.
Belkide taşların yerine oturmasını sağlayacak sözlere sahip o şeyi görebilseydim,o gün annen gelip yaka paça beni dışarı atmasaydı ve dvdde olabileceklerden çok daha fazla gerçeği o gün öğrenmeseydim belkide hala birlikte olabilirdik kaori.

Ramenleri yedikten sonra ev sahibine teşekkür ettim, saatlik makul çalışma ücretimi almış tam çıkıyor iken gözüm tekrar çerçeveye takıldı ve sözler birden dudaklarımdan dökülmeye başladı.

-Bayım buna dahil olmamam gerek biliyorum eğer saygısızlık ediyorsam üzgünüm ancak şu fotoğrafta yanınızda duran kişi..eminim sizin için önemliydi ve benimde önemsediğim birisi vardı ancak b-

-Evlat!

Sesi ile irkilmiştim.
-Evet buna karışmamalıydım,üzgünüm.
-Evlat biliyor musun, bu eve birkaç içki arkadaşı dışında başka kimse gelmez ki gelen kimsede daha önce bu fotoğrafın farkına varmamıştı.

Sertçe yutkundum ve dinlemeye devam ettim.

-Çerçeveyi tekrar açığa çıkarttığını fark ettim, ramenleri yerken...ve nasıl teşekkür edeceğimi bilememiş iken sen söyledin.Teşekkürler evlat.

-Bayım ben sizin adınıza çok üzgünüm ve bir o kadar da mutluyum.Çünkü siz
anılarınızı tutuyor ve onlar hakkında konuşabiliyorsunuz.Oysa ben-

-Şu önemsediğjn kişi ne oldu bilemiyorum ama ne olursa olsun yaşanmışlığın,tüm o anı ve hislerin bir anlamı elbette ki vardı bunu unutma evlat.

Evet bay ayyaş haklıydı, yarı ayık bu sözleri doğruydu.Üst kattaki daireme çıkarken tüm bunları düşündüm.

Eğer o sensen belkide o yaşanmışlık,özlemim,paylaştığımız anılar ve yılların bitmesine engel olamadığı aşkımızın hatrına tüm bunları senide kendimle birlikte gömmeli ve deşmemeliydim.Aptal salı günü o ayaklarımı yerden kesen, başımı döndürüp zaman geçtikçe ve hatırladıkça irkilmeme sebep olan o hoş kokunun sahibi...sen yada değil umrumda değil,artık bunu düşünmeyeceğim!


Tüm bunları söylememe rağmen gözlerime inanamadım.Zihnim bana bir oyun oynuyor olmalıydı evet başka bir açıklaması olamaz.Bu....hayır bu gerçekten

-K-kaori bu bu sen misin?!





Beklenen an sonraki bölümde~


passıon~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin