*
Evren, değişkendi. Asla başıma gelmez dediğiniz şeyler, bir sabah uyandığınızda sizi bulabilirdi.Yaşadıklarımız kader miydi? Tesadüf yada seçimlerimizin bir sonucu muydu? Geçmiş, geleceği şekillendirebilir miydi?
Havada asılı kalan sorum, geçen zamanda ikimizide derin bir sessizliğe sürüklemişti. Şuan aklından neler geçtiği merak ediyordum ama ifadesiz yüzü bana ip ucu vermiyordu. Şuan benim suçlu olduğum kadar o da suçluydu ve benden şüphe etmeye başlamış olabilirdi. Beni polise teslim etmeyi düşünüp düşünmediğini sormaya yüzüm yoktu. Böyle bir şey olsa ne yapardım bilmiyordum. Bir şekilde Arden'den kurtulup kaçar mıydım yoksa istediğini yapmasına boyun mu eğerdim?
Dakikalar sonra etrafımızın ormanlarla çevrildiği bir anda arabanın ana yoldan çıkmasıyla etrafa baktım. Niye bu yola saptığımızı anlamak için Arden'e baktığımda beni bekletmedi.
"Endişelenme, seni bırakıp gitmek yada polise vermek gibi bir düşüncem yok. "
Ne düşünebileceğimi tahmin edip açıklama yapması beni rahatlattı ama bu değişebilirdi.
"Şimdilik."
Dikiz aynasından bana bakıp sırıttı.
"Şimdilik."
Bütün stresime ve korkuma rağmen gülümsedim. Ona aşık olduğumu sanmıyordum ama yaptığı çoğu şey kalbimi güneş gibi ısıtıyordu. Özellikle son yaptıkları ona karşı borçlu hissetmeme sebepti. Tabii aynı zamanda korkutuyordu. Aynadan bakıştığımız sırada asıl merak ettiğim şeyi sorarken bakışlarımı çektim.
"Buraya niye saptık?"
Ağaçların sıklaştığı bir alana girerken ileride gördüğüm arabayla gözlerimi kıstım. Biraz daha ilerleyip durduğumuzda Arden bana döndü.
"Arabayı değiştireceğiz. Bunun plakası çoktan polis kayıtlarına aynı zamanda mafya kayıtlarına geçmiştir."
Bir süre Arden'e bakakaldım. O an ağzımdan çıkanları kontrol edemedim.
" Sana katil olabileceğimi söyledim. Buna rağmen bana yardım etmeye devam mı edeceksin? "
"Evet." Kararlılıkla gözlerime odaklanan mavilerine tereddütle baktım.
"Neden? Sahip olduğun her şeyi kaybedebilecekken neden..." içim içime sığmazken sakin olmak için çabaladım.
"Neden bana yardım ediyorsun?"
Benim aksime sakince bana bakarken gülümsedi. Anlamını anlayamadığım bir gülümseydi.
"Hep kaybetmekten bahsediyorsun.." Biran durdu, yaklaştı. " Ya kaybettiğim şeylerin ötesinde bir şey kazanıyorsam?"
Mavi gözlerine yakından bakarken hiç birşey düşünemedim.
"Ne mesela?"
Soruma gülümseyip geri çekildi.
"Hadi."
Arabadan indiğinde bir süre bomboş karşıya baktım. Düşüncelerim birbirine girmişti. Arden telefon konuşması yaptığı sırada diğer arabadan inen bir adamla el sıkıştı. O sıra kendime gelerek çantamı unutmadan arabadan indim. Yanlarına ilerlediğim sırada Arden telefonu kapattı. Kiminle konuştuğunu merak ederken yanındaki adama bir şeyler söyledi. Ben yaklaştığımda konuşmanın sonu kulağıma ilişti.
"...kameraları da hallet."
Adam başıyla onaylayıp benimle herhangi bir göz teması kurmadan yanımdan geçip gittiğinde Arden'e baktım. Bana başıyla arabayı işaret edip arkasını döndüğü sırada nasıl oldu bilmiyorum ama nasıl unuttumu anlamadığım bir şeyi hatırladım. Hatırladığım şeyle gözlerim kocaman açıldı. Sanırım kurtulmanın bir yolunu bulmuştum. Heyecan bütün vücudumu sararken kalp atışlarım kulaklarımda çınladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzüne Bak
Short Story'Masumlar öldüğünde ruhları dünyada kalır, intikamları alınana dek.' #YGOcak2022Kazananı #YGOcak2022