Odadan içeri girdim ve kapıyı ardımdan kapattım.Sekerek odanın ortasındaki yatağa doğru ilerledim.Burası çok tuhaf bir yer.Aslında belki de bu kadar ön yargılı olma
malıyım.Hem heyecan verici görevlere gidip filmlerdeki gibi havalı olurum belki-...Ne diyorsun Gece?Ben senin beni kandırmaya çalıştığını bilmiyormuyum?
Yaa olmuyo işte!kendimi bile kadıramıyorum.
Yataktan sinirle kalktım ve sol ayağımın durumunu unutup bir anlığına üzerine bastım.Sonra hemen sıçrayarak ayağımı kaldırdım.
Sakin ol. Sus! Sen inanmadın bana.
Poyraz yarın saat dörtte beni alacağını söylemişti.Ben odada yarına kadar ne yapıcam ki?Telefonum da yok.Tek başıma adım atmam bile tehlikeliymiş hah! Çocuk seni düşünüyor Gece.Birde tabi ölürsem prestiji zedelenirmiş kas kütlesinin.Çocukça bir şekilde odadan çıkıp burayı gezmek istedim.
Odanın dışına doğru sekerek ilerledim ve kapıyı açıp koridoru kontrol ettim.Hiç kimse yoktu.Koridorda ürkütücü derecedeki sessizlikle beraber ilerledim.Acaba burası kaç katlıydı ben şuan beşinci katta olduğumu biliyorum sabah aşağı inerken üst kata çıkan merdivenler olduğunu da görmüştüm.Seke seke attığım adımların yankısı koridorun sessizliğini deliyordu.Merdivenlerin olduğu yere geldim ve bir üst kata çıkmaya başladım.Anladığım kadarıyla her grubun kendi sınıfı vardı.Bu yüzden bu kadar büyük bir alana ihtiyaç duyulmuş olmalıydı çünkü bu bina gerçekten çok büyük.
Altıncı kata geldiğimde koridora göz attım.Burası diğer koridorlardan farklı olarak üç büyük kapıdan oluşuyordu.İçimi bir merak duygusu kapladı.Sağdakini açtım ve içeriye doğru bikaç ürkek adım attım.Hemen arkamdan gelen kapı kapanma sesiyle irkilip arkamı döndüm.
-Aaa bakın burda kim varmış.Poyrazın gurubuna yeni katılan küçük kız.
Bunu söyleyen siyah saçların arasına mavi tutamlar karışmış ,mavi gözleri adeta "tehlike" diye bağıran,göz kararı 1,85 boylarında bir erkekti.Üzerime doğru yürüyordu.Bende o adım attıkça sekerek geri geri adımladım. Ah Gece ah dinlemedin poyrazcığımı şimdi al başına belayı! O kas kütlesi ne ara poyraz-cığım'a terfi etti acaba?Bizi kucağında odaya taşıdığı ara eheh. Dua et şimdi seni susturmaktan daha önemli bir sorunum var.
Korkuyla soludum.
-Benden ne istiyorsun?
Psikopatça güldü.Allahım burda hiçmi aklı başında insan yok?
-Aslında senden bir şey istemiyorum.Benim derdim poyrazla.
-O zaman beni ne diye korkutuyon,git işini onunla hallet!
Diye cırladım.Bu çocuk o kas kütlesine hayatta bir şey yapamazdı ama maksat benim başımdan gitsin.
Çocuğun yüz ifadesi bir an şaşkınlığa bürünsede hemen toparladı.
-Onun buradaki havasını söndürmek için seni biraz hırpalayabilirim.Açıkçası onunla doğrudan karşı karşıya gelmemin benim için hiç iyi bir seçenek olmadığını ikimizde biliyoruz güzellik.
Sesinde korkutucu derecede adeta "ben psikopatım" diye bağıran bir tını vardı.Üzerime doğru yürüdükçe bende küçük adımlarla geri geri gidiyordum ve tabi kapıdan,tek kurtuluş yolumdan,uzaklaşıyordum.
Tek ayağımın üzerinde durmak artık iyice zorlaşmıştı.Aramızda bir adım kala durdu ve beni sertçe kolumdan tutup yere doğru ittirdi.
-Ahh!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay 'ın Karanlığı
ChickLitAy en karanlık geceyi dahi aydınlatırken kendi karanlığında boğulabilirmi? İnsan kendi ruhunun karanlığında kaybolurmu hiç? Benliğini unutup geceye karışmak istermi? Soruyorum size ruhumun karanlık sokaklarında kaybolmuş benliğimi ay ışığı aydınlata...