Ee daha daha nasılsın Gece? Odaya kilitlenmekten hallice.Kas kütlesinin beni odaya kilitlemesinin üzerinden 2 saat geçmişti. Hava kararmış ve buradaki ilk günüm burkulmuş bir ayakla odaya kilitlenerek tamamlanacak gibiydi. Bileğimdeki ağrı artmıştı. Poyraz-cığın bizi odaya kilitlemeseydi belki revire gidip ağrı kesici ilaç alabilirdik içsesim!Susma hakkımı kullanıyorum. Kullanırsın tabii!
İçsesimle tartışıp kendimi oyalamaya çalışırken duyduğum gök gürültüsü sesi gözlerimin korkudan faltaşı gibi açılmasına ve başımı cama çevirmeme neden oldu.
Başparmağımı ağzıma götürüp damağımı kaldırdım.Yağmur başladı ve bahçenin karanlığına yakışır derecede korkutucu olan gök gürültüsü ardında yıldırım ile birlikte tekrar kendini belli etti.Yıldırım ışının aydınlattığı beyaz yüzüm,denizin en koyu tonu olan gözlerim bir yandan çektiğim yabancılığın diğer yandan tuhaf bir şekilde buraya ait hissetmenin ve birazda kendimi içinde bulduğum duruma karşı ne yapacağımı bilememenin emarelerini bünyesinde barındırıyordu.
Ay ışığığını kara bulutlar örtmüştü. Ay'ı görememenin verdiği buruklukla birlikte başımı camın önündeki mermere yasladım ve yağmuru izlemeye koyuldum.
Bir süre sonra gözlerim kapanmaya başladı. Arasıra çakan şimşek yerimde sıçramama neden oluyor,bunu takip eden kısa sürede yeniden mayışıp uyuklamaya devam ediyordum. Yeni günün ışıkları yüzüme vurana dek bu pozisyonda pekte rahat olmayan uyuklama haline devam ettim.
🌙💫🌙💫🌙💫🌙💫🌙
Duyduğum kapı tıkırtısı sesiyle gözlerimi açtım.Belim tutulmuş ,kollarım karıncalanmış, boynumu ise hissetmiyordum. Birdakika Gece,kapı kilitliydi ve anahtar da poyrazda olduğuna göre... Hızla başımı kaldırıp kimin geldiğine baktım. Ela gözlerle karşılaşmam çok uzun sürmedi. Yüzünde mimik oynamıyordu. Gözleri yüzümden çekilip ayaklarıma indi kısaca bedenimi süzdükten sonra gözlerimde durakladı. Elinde eski okulumdaki yemekhaneninkilere benzer bir kahvaltı tepsisi vardı. En son buraya gelmeden önce akşam yemeği yemiştim ve üzerinden neredeyse iki gün geçmişti dün ki
Olaylarda aklıma gelmemişti ama çok açtım.Onunda aklına, geç te olsa , aç olabiliceğim gelmiş olmalı ki sabah kahvaltısını odama kadar taşıma zahmetine girmiş paşa hazretleri!Elindeki tepsiye iştahla bakarken gözüme kapının üzerinde bıraktığı anahtar takıldı bunu fark etmeden ayğıyla kapıyı kapattı.Bende dalgın bir anından yararlanıp alırım diye ses etmedim.
-Sen, nasıl beni odaya kilitleyip şimdide odama elini kolunu sallayarak gelirsin!
Ama buna ses edebilirim.Dünden sonra tabiki hiçbir şey olmamış gibi davranmıycak bu yaptığını onun burnundan getirecektim.
Bana sinir bozucu bir bakış attı.
-Aç kalmak istiyorsan gidebilirim baş belası.
-Öyleyse hemen git tabi kahvaltımı şuraya bıraktıktan sonra.
Diyip yapay bir sakinlikle elimi hemen yanıma koyup yatağın üstünü gösterdim.
Başını arkaya atıp "cık" ladı.-Olmaz, ben yoksam kahvaltı da yok.
Yanıma doğru adımlarken gözlerimi devirdim.Tepsiyi yatağın üzerine bıraktı. Fazla beklemeden yemeye başladım ama bir sorun var kas kütlesi neden beni izliyor önüne baksa ya!
-Neden öküzün trene baktığı gibi bakıyorsun? Bu şekilde rahat yiyemem.
Gözlerini kıstı ve öküzün trene baktığı gibi bakmaktan ziyade bir katil gibi korkutucu şekilde bakmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay 'ın Karanlığı
ChickLitAy en karanlık geceyi dahi aydınlatırken kendi karanlığında boğulabilirmi? İnsan kendi ruhunun karanlığında kaybolurmu hiç? Benliğini unutup geceye karışmak istermi? Soruyorum size ruhumun karanlık sokaklarında kaybolmuş benliğimi ay ışığı aydınlata...