[Jungkook'un anıları part3]
3 ay olmuştu Jungkook ve Taehyung tanışalı.
Her şey iyi gidiyordu aslında. Araları oldukça iyiydi ikilinin.
Hem de baya iyiydi.
Jungkook Taehyung'a karşı içinde küçük kıpırtılar hissediyordu. Eh, Taehyung da ona karşı boş değildi.
Her şey iyi gidiyordu. Ta ki Jungkook yetimhaneden reşit olup ayrılan zorbalardan biri ile karşılaşana kadar.
Jung Wan, Jungkook'u gördüğü an içinde eskisi gibi bir dürtü hissetti kanını kaynatan. Zorba olduğu kadar ahlaksızdı da Wan.
Taehyung yemek almak için restauranta gitmişti ve Jungkook tek başına masum masum oturuyordu bankta.
Kafasında iğrenç düşüncelerle gitti Jungkook'un yanına. Kafasında ki görüntülerin gürültüsüne tezat sessizce yaklaştı Jungkook'a. Yaklaştı, yaklaştı ve durdu. Jungkook daha ne olduğunu anlayamadan sardı boynunu pisliğe bulanmış elleri ve kolları ile.
Ne olduğunu anlayamadan bir çığlık attı Jungkook. Taehyung duyduğu sesle hızlıca çıktığı sıra da olmuştu her şey.
Jungkook'un aldığı dersler ve zaten vücudunda da bulunan güç ile boynundan tuttuğu gibi ters çevirip burnuna yumruğu indirdi eski kabusunun şekilli burnuna.
Jungkook yine kendisini kaybetmişti. Hiç durmadan ardı ardına yumruklarını geçiriyordu altındaki yüze.
Taehyung güç bela çekmeseydi öldürürdü belki de?
O günü hastane ve karakolda geçirdiler. Evlerine geldiklerinde ilk kez sevişti ikili. En çok ihtiyaçları olduğu an da Jungkook başlattı her şeyi. Önde öptü usul usul sevdiğini sonra da itiraf etti hislerini.
Böylece başladı onların "biz" hikâyesi.
İlişkileri hep iyiydi. Arada sırada tartışır sonrasında önce konuşur ardından barışmalarını bahane ederekten sevişirlerdi. Şüphesiz en sevdikleri şeydi barışmak için yaptığı aşkları. Daha bir tutkuyla birleşirdi bedenleri.
Ta ki Taehyung Jungkook'a olan sadakatini kaybedene kadar sürdü bunlar.
Taehyung'a göre eskisi gibi değillerdi artık. Eskisi gibi sevmiyordu Jungkook'u. Jungkook ömürlük sevmişti, Taehyung ise kendisine göre çok uzun bir süre sevdi.
En çokta bu üzüyordu ya Tanrıyı. Sevilmeyi en çok hak eden pek sevgili kuluna ihanet etmiştir Taehyung.
Ama Taehyung'un da sebepleri vardı.
Jungkook son zamanlarda iyice kaybetmişti kendisini. Sürekli krizler geçiriyor ve Taehyung'a zarar veriyordu. Daha sonrada olanları hatırlamıyordu.
Yine geçirdiği bir krizde Taehyung'u babası gibi gördü Jungkook.
Yine aynı şeylerin olacağını, annesini öldüreceğini düşündü Jungkook. Aynı şekilde aldı eline bıçağı Jungkook ve Taehyung'u bacağından yaraladı.
Hâlâ o izi taşıyordu vücudunda Taehyung. Son noktaydı o kriz.
Krizden sonra Jungkook çok değişmişti. Taehyung'a kötü davranıyordu. Haklı olarak da Taehyung günden güne Jungkook'a olan hislerini kaybediyordu.
Bu yüzden kızmıyordu Tanrı her ikisine de. Her ikiside haklıydı, her ikiside kırgın ve yaralıydı. Tanrı ikisinide yanında ödüllendirecek, insanların dünyasında yaşadıkları acıları unutturacaktı.
Sanılanın aksine Tanrı her ikisini de çok seviyordu. Bu yüzden meleği canlarını alırken her ikisinin de yüzünde birer gülümseme olacaktı.
Onlar bu dünyada diğerlerinin aksine huzurlu öleceklerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Darling | TaeKook
Fanfiction[angst | taekook | minific] Bu olanların suçlusu ne sensin ne de benim sevgilim. Bu olanların tek suçlusu geçmişim, evet benim geçmişim. Senden son kez özür diliyorum sevgilim. Senden, senden son kez beni sevdiğini söylemeni istiyorum.