*Kısa kitabımızın sonuna geldik. iyi okumalar 🖤
Uğursuzluğa inanır mıydınız? 3 haftadır başıma tonla felaket gelmişti. Allah'ın, ölmek istediğim için, bana gücendiğini düşünecek kadar kafayı yemiştim. Üstüme ceza yağdırılıyordu resmen. İki kez araba kazası atlattıktan sonra, patronum bana kurşun döktürmemi söylemişti. Dün bunu da yapmıştım. Şimdi ise yine iş yerime gidiyordum. Bugünün uğursuzluğunu umarım yaşamazdım.
Aylarca çökük olan ruh halim, o yolculuktan sonra toparlamıştı. Enerjimin yerine geldiğini hissediyordum. 'Ölüm' artık düşündüğüm bir konu değildi; O beni ne kadar düşünüyor gibi olsa da. Şu 3 haftada hayatımla barışmıştım. İlk yaptığım bana zarar veren mikroplardan kurtulmak olmuştu. Canımı acıtmak için aramaya devam eden Efsun'a 'sen kimsin kızım, rahatsız mısın?' diyerek, bana yaptığı gibi değersiz hissettirmiştim. Eski okulumdan benimle dalga geçmek için buraya gelen kız grubunu 'hala ergenlikte mi kaldınız?' diyerek ilk kez onları görmezden gelmek yerine, hadlerini göstermiştim. İkinci olarak benimle gurur duyan patronumdan zam istemiştim. Üçüncü olarak eski yetimhane müdürümü ziyaret edip, yüzüne tükürmüştüm. Son olarak ise iz bırakmaya başlamıştım. Evim artık bana ait gibi hissettiriyordu daha önemlisi yaşamımda tamamen bana aitti. Değişen şeyler olmuştu. Arınmış, toparlanmıştım. Kötü olan tek şey bir şeyi kaybetmişim gini hissetmemdi. Eksik olan şeyi anlamıyordum. Sadece zihnimde boşluk vardı. Tamamen uykuda geçirdiğim 26 saat, komik geliyordu. Hayatımdan 26 saat eksik gibiydi ve ben çok daha fazlasını kaybetmiş gibi hissediyordum.
Akşam saat 23.00'e yaklaşırken, kafedeki tek düze müşterileri kaldırıp, kasayı saymaya başlamıştım. Bugün ki ciro iyiydi. Paraları, slipleri ve z raporunu zarfın içine koyup, ütüne tarih atarak kapadım. Çekmeceye koyup, kitledikten sonra ışıkları kapatmak için hareketlendim. Açılan kapıyla ise yön değiştirip girişe baktım. Kapıyı kilitlediğimi sanıyordum.
"Pardon, kapattık."
Uzun siyah bir pardesü ve gri fötr şapka takan ince vücutlu kadın kafasını kaldırdı. Gördüğüm siyah gözlerle kalbimde uyuşma oldu. Birkaç saniye o gözlerin içine öylece baktım. Kalbimdeki uyuşma artarken, bedenimi saran heyecana anlam veremedim. Tek bir bakışla, dükkandaki onca ışık kapanmış ve parlayan tek şey onun incileri olmuştu sanki.
Elleri cebindeyken, kafasını biraz daha dikleştiren kadın, nazik sesiyle "Üzgünüm." dedi.
Konuşmasıyla gözlerimi kırpıştırdım. Bedenimde gezinen hislere anlam veremezken hafifçe yutkundum. Belki de uzun zamandır yalnızım diyeydi ama birine böyle çekilmek, beklenmedikti.
Kadın hala çıkmazken, sesimi kibar çıkartmaya çalışıp "İyi geceler öyleyse." dedim.
Kadın kafasını sallarken, arkasına döndü. Kalbim sırtına bakarken kasılmaya başladı. Bu çok saçmaydı ve ben bedenimin tepkilerine şaşırmadan edemiyordum.
Tatlı tona sahip sesi "Ah" deyip tekrar bana döndüğünde, hala dikilmiş arkasına bakıyordum. Döndüğünde gözlerimiz birleşti.
Gülümseyen kadın "Mutlu musun?" deyince, gözlerimi kırpıştırdım.
Anlamayarak "Ne?" diye sorduğumda, kafasını yana doğru eğdi. Kahverengi saçları omzuna doğru döküldü.
"Mutlu olup olmadığını soruyorum."
Bu soruyu saçma bulurken "Pekala, garip bir kadınsın." dedim.
Bu ona kahkaha attırmıştı. Gözlerimi kısarken 'nasıl bir durumdayım' diye düşündüm ama gülüşüne kayan gözlerimden sonra kalbim tekledi. Nedense bu duruma uyum sağlamaya karar verdim. Dükkanı kapatmış ve ışıkları kapamama 10 dakikadan az kalmıştı. Yine de burda dikilip, zamansız gelen kadını kovmak yerine konuşuyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz Bir Yolculuk (gxg)
FantasyTAMAMLANDI Doğu ekspresinde karşılaşan iki kadın; Biri intihar etmek için o trende. Diğeri ise bilinmeyen bir nedenden. ANGST DEĞİL