O asla unutamayacağı perşembe akşamı saat 23.43 civarıydı... hava yağmurluydu gidecek bi yere ihtiyacı vardı Murat'ın, lanet yine unutmuştu şemsiyesini! o sırada gözü yağmur damlalarının arasında parlayan yazıya takılmıştı, mümkün olan en hızlı şekilde oraya koştu, sonunda sığınabileceği açık bir kafe bulmuştu, içeriye girdi ve etrafa bakındı.
Kafe kapanış yapmak üzereydi, içeride bir çalışan masaları siliyordu, görünürde başka kimse yoktu.
Garson içeriye giren genci yavaşça süzüyordu, tişörtünden akan su damlaları yavaşça yere çarpıyordu, hızlı nefes alıyordu, görünürde yağmurdan sığınmak için geldiği belliydi.Murat birden bi ses işitti "nasıl yardım edebilirim?"
Meraklı gözlerle baktı Burak Murat'a
"Yağmurdan sığınmak için geldim, arkadaşım beni alana kadar bi süre burda dursam sorun olur mu?"
Yine boş biri diye geçirdi aklından Burak
"Tabiikide, isterseniz bi yere geçip arkadaşınız gelene kadar oturun"dedi Burak göz teması kurmadan masayı silmeye devam ederek. Murat bu davranışı biraz kaba buldu yinede laf etmedi ve oturdu.Murat arkadaşı Can yaman'ı aradı
"Aloo? Can, Murat ben ya ben yağmurda kaldım ama hani yakınlarda yeni açılan kafe var ya oradayım beni alabilir misin?" Dedi mahçup bir tonla Murat.
"Tabiikide, bi 5-10 dakkaya oradayım, ayrılma" dedi ve kapattı telefonu Can.Ortam çok gergindi, Burak önceden 2 kere sildiği masaları siliyor, Murat ise sessizce bir masada oturuyordu. Murat gerginliği bozmak adına "Burası yeni mi açıldı? Daha önce hiç görmemiştim"dedi
Burak aklından, "az önce arkadaşına yeni açılan kafedeyim dedi ya zaten salak mı bu" diye geçirdi, ama düşüncelerini kendisine sakladı. "Evet, açılışı iki gün kadar önce yaptık" dedi bıkkın bir tonla
Murat çok gerilmişti, ah nerde kaldı can diye geçiriyordu ki aklından can aradı."Eşim hadise doğum yapıyor, üzgünüm hastaneye gitmem gerek" dedi Can aceleci bir tonla
Murat çok utanmıştı ama yinede "Tebrikler, sağlıklı ve mutlu hayatlar diliyorum, tabiikide özür dilemene gerek yok" dedi ve aramayı kapattı.
Burak az çok olayları çözmüştü ama ses çıkarmadı, saatini kontrol etti, saat 00.24 olmuştu.Murat Burak'a döndü ve "gerçekten çok özür dilerim, arkadaşımın eşi doğum yapmış yani gelemiyor sizi de tuttum kusuruma bakmayın ben kalkıp gidiyim en iyisi"dedi üzgün ve utanmış bir tonla
Bi de bunla mı uğraşacağım dedi Burak içinden tamam Murat sinirlerini bozmuştu ama onu bu havada sokakta bırakacak kadar da kötü değildi.
"Hayırlı olsun, pek bi sorun olduğunu sanmıyorum, istersen eve giderken seni de bırakayım? Sanırsam pek uzakta oturmuyorsun"dedi Burak
umursamaz(ama çekici) bir ses tonuyla
"Bunu yaparsan gerçekten çok mutlu olurum, bu kibar teklifin için teşekkürler" dedi Murat neşeli bir ses tonuyla "ah kendini ne işlere soktun Murat!" Dedi Murat kendi kendisine, o kadar utanmıştı ki.Burak eliyle hadi gel anlamında işaret yaptı, ışıkları kapattı, Murat çıkınca da kapıyı kitleyip arabayı açtı.
Sürücü koltuğunun yanındaki koltuğa oturdu Murat Burak da yana geçti. Murat "yeniden ne kadar teşekkür etsem azdır, lütfen size bu iyiliğiniz için yapabileceğim bişey varsa söyleyin"dedi Murat mahçup bir şekilde
"Agh yapabileceğin en iyi şey susmak" diye geçirdi içinden Burak ama "hiç sorun değil insanlık hali"dedi Burak ve Murat yolu tarif etti.
Murat'ın evine vardıklarında Burak gördü ki evleri yakınmış, hatta komşularmış, Murat son bir kez daha teşekkür edip "görüşmek üzere" diyip apartmanına doğru yol aldı.
"Sen de neyin nesisin be allah görüştürmesin" dedi Burak içinden ve evine yol aldı.Murat için nerdeyse her normal gün gibi geçmişti, sadece değişik bir deneyimdi bu onun için.
Burak içinse aynısı söylenemez, kimdi bu Murat akşam akşam tanımadığı bi garsona samimi davranıyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Murat Boz x Burak Özçivit (aesthetic bi aşk hikayesi)
FanfictionDünya sanki onların birbirlerini bulup bir olması için yapılmıştı, ama gerçekten gerekli miydi bir olmaları? Var mıydı imkanları? Yeterli miydi zamanları...