Kördüğüm

23 2 0
                                    

Ben Yağmur. Yağmur Akkaya. 22 yaşında, genç bir üniversite öğrencisiyim. Eskişehir'de babamın yanında yaşıyorum. Annemi henüz üç yaşındayken kaybettim. Yani, bana anlatılan bu. Babam, mafya babası. Her türlü pis işin içindedir kendisi. Babamı sevdiğim söylenemez fakat yanında kalmaya mecbur bıraktı beni. Babamın işleri yüzünden göçebe hayatı yaşadığımızı söyleyebilirim. Okulumu neredeyse dört kez değiştirdim; Daha önce İstanbul, Ankara, İzmir gibi yerlerde yaşadık. Ve en sonunda Eskişehir'deyiz. Burayı çok seviyorum. Her neyse. Hukuk fakültesi okuyorum ve derslerim kendimce gayet iyi. Eskişehir'e taşınalı neredeyse iki hafta oluyor. İki haftadır her gün, babam okula gitmeden önce yanağıma sulu bir öpücük bırakıp " iyi dersler prensesim" diyor. Nefret ediyorum. Bugün de o günlerden biriydi, yine babam yanağımdan öptü ve iyi dersler diledi bana.

Okula geldim. Derse girdim ve okulda işim bitirip çıktım.

Onu gördüm. Her gün düzenli bir şekilde gördüğüm gibi. İki haftadır her gün okula geliyor, Fakat derslere girmiyordu. Birini beklediği her halinden belliydi. Uzun boyu, mavinin en güzel tonu olan gözleri, turuncumsu saçları ve sakallarıyla bir şaheseri andırdığından habersiz, öylece duruyor. Yanına gitme cesaretini bir türlü kendimde bulamasamda, sürekli onu izliyorum. Rüyada gibiyim.
"Yağmur." İrkildim. Arkamı döndüğümde arkamdaki İdil'i gördüm, ona gülümsedim. İdil benim en ve tek yakın arkadaşım. Dünya üzerinde, ondan daha çok güvendiğim kimse yok sanırım.
"N'aber?" diye sordu.
"İyiyim İdil, seni sormalı. Senden n'aber?"
"Ben de iyiyim de kızım dalmışsın, hayırdır?" dalmıştım... Hem de çok yakınlara dalmıştım... İdil'le konuşarak araba doğru ilerlemeye başladık. Gözlerim, hala adını bilmediğim yakışıklıdaydı.
İdil'le, Nevşehir'in işlek mekanlarından birine oturup kahve içmeye başladık. İdil merakla sordu " Kızım ne iş? bugün nereye dalıp gittin öyle? sesimi bile duymadın." Ona anlatmak için can atıyordum. " İki haftadır izlediğim biri var..." İdilin iri gözleri kocaman açıldı " izlediğim mi? bildiğin, sapık gibi izlediğin?
"hayır hayır, sapık gibi değil. Sadece... Çocuk... Çok yakışıklı..."
"Peki, tanıyor musun? Konuştunuz mu?"
"hayır, henüz yanına gitme cesaretini bulamadım kendimde." Aklıma gelince yeniden üzüldüm ve yine daldım, İdil bir şeyler söylüyordu fakat dinlemiyordum.
Sonra onu gördüm.... Yanında sarışın, uzun boylu ve gayet alımlı bir kadın vardı. Kadın benden kat ve kat güzeldi. Ama, ne olursa olsun pes etmek kitabımda yoktu.





Selamlarrrr, ilk bölümümüz böyle olsun bakalım. Umarım beğenirsiniz <33 Devamı çok yakında gelecek. Lütfen, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi akşamlarrr.

Kupa Kızı & Sinek ValesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin