Sevinmedin mi?

1 0 0
                                    

Henüz gözlerim gördükleri şeyin şokunu atlatamadılar. Bu da neydi şimdi? Neden buradaydı ve ne yapıyordu?
Tanrım, aklımı kaçırmam için bana oyunlar oynuyordu bence.

Arkası dönüktü. Henüz beni görmedi, garsona bir şeyler söylüyordu. İdil'e söylemem gerekiyor... Bu şoku tek başıma atlatamayacağım.

"İdil.. Bir şey var..."

"Ne? Yağmur sen iyi misin kızım ya? ne oldu?"

Barış tam İdil'in arkasında oturuyordu.
İdil sağına ve soluna bakmaya başladı, arkasını döndü ve şok!
Ciddi anlamda, şok olmuştu İdil. Çığlık attı. Hayır şaka yapmıyorum, ciddi ciddi ufak çaplı bir çığlık attı...

"Kızım, az önce kimi gördüm ben?"

"Bilmem İdil, kimi gördün?" Dedim, sıkılgan tavrımı belli ederek.

"Nasıl yani? Sen buraya geleceğini biliyor muydun?"

"Kızım deli misin? Bilmiyordum, bende seninle aynı aynda gördüm." İdil'in cevap vermesine fırsat bırakmadan, elimi kaldırıp garsona seslendim. İkimiz için de kahvaltı tabağı söyledikten sonra sessizlik oluştu. Muhtemelen aynı şeyi düşünüyorduk; Neden tek başına oturuyor?
Evet tek başına oturmuş, sakin sakin kahvaltı yapıyordu. Peki yanındaki kadın neredeydi? Neden onunla değildi?
Aklımda bir sürü saçma sapan soru vardı ve ben cevaplarını bulmak için, onunla konuşmaya cesaret edemiyordum...

Arkasını döndü. Göz göze geldik. Gülümsedi.
Ve ben, bayıldım.

Bu adamın bana ne yaptığı hakkında hiçbir fikrim yoktu fakat, ne hissettirdiği hakkında çokça fikrim vardı. Ben yıkık dökük bir harabeysem, gözleri yepyeni yapılmış bir binayı hissettiriyordu. Turuncuya çalan sakallarından bahsetmek dahi istemiyorum... Aklımı yitireceğim, ciddiyim. Hissetmediğim ne varsa, bu adamın gözlerine bakarken hissediyordum. Kalbim "beni artık serbest bırak da dışarıda atayım." Dercesine çarpıyor, anlamsızca bazı zamanlar gözlerim doluyordu.

Ne yapacağımı bilmiyorum...
Nedenini bilmediğim bir şekilde sürekli ona çekiliyordum.  Özellikle gözlerine. - hayır, henüz çıplak görmediğim geniş omuzlarına değil...-
Ne alaka olduğunu sormayın, bende bilmiyorum.

" Buraya geliyor."

"Kim geliyor İdil ya?"

"Kızım, kim gelebilir? Seninki geliyor" Bir dakika, ne? Benimki mi? Benimki.
Benimki bir şey yok ki!
Hava almam gerekiyordu. İdil'e, hesabı isteyip kalkacağımı söyledim. O da benimle geleceğini, burada tek başına ne yapacağını sordu. Haklı olarak tabii. Onu beklemeye karar verdim. Yaklaşık beş dakika sonra İdil yanıma geldi ve beraber arabaya yürüdük. Arabaya binene kadar tek kelime etmedik ikimiz de.
Arabaya bindikten sonra klasik "İdil" konuşmasını yapmaya başladı. Sıkılmıştım. Sorular soruyordu fakat ben cevap vermiyordum, çünkü söyleyecek hiçbir şeyim yoktu.

"Yağmur, kızım sen aşık mısın?"

"Ne? hayır. Tabii ki aşık değilim."

"Belli oluyor. Üç saattir sana bir şeyler anlatıyorum ama ne cevap var, ne bir tepki."

"İdil, gerçekten şu an bunları konuşmak istemiyorum. Lütfen beni evime bırakır mısın?"

"Özür dilerim, sanırım üzerine geldim biraz. Tamam. Şimdilik konuyu kapatıp seni eve bırakıyorum."
İdil'e minnettarca gülümseyip anlayışı için teşekkür ettikten sonra, yolu izlemeye başladım.  Kafam darmadağınıktı ve ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmiyordum.
                             
                                        💖
Eve geleli yaklaşık yarım saat oluyor. Duşa girdim, ağır ağır saçlarımı kuruttum ve biraz da olsa kendimle baş başa kalmaya çalıştım. Odamdaki balkona çıktım ve kendime bir tane sigara yaktım.
Aşık mıydım?
Evet. Hayır.
Gel dese koşa koşa gider miyim?
Evet.
Peki ben ne istiyorum?
Bilmiyorum...

Birine aşık olmak. Öyle anlatılamayacak bir duygu ki, doğru kelimeyi arasam dahi bulamıyorum. Ama yine de anlatmayı deneyeceğim.

Mesela bir çiçek. Her gün aynı yerden geçerken gördüğünüz, çok güzel bir çiçek. Şimdi gözlerinizi kapatın ve o çiçeğin her ayrıntısını hayal edin. Rengini, görüntüsünü, yapraklarının şeklini. Çiçeği o kadar çok seviyorsunuz ki, her ayrıntısını ezberlemişsiniz. Gözünüze öyle güzel geliyor ki, başkası onu oradan koparmasın istiyorsunuz.
Şimdi o adamı ya da, o kadını düşünün. Gözleri gelsin gözlerinizin önüne. Gülümsediniz değil mi? Şimdi yüzünde ezberlediğiniz her yer gelsin gözünüzün önüne.

İşte, işte o çiçek gibi kimse o kişiye dokunmasın, ona sarılmasın, kokusunu almasın, ellerini tutup, gözlerine bakmasın istediniz değil mi? Size aşkı en ama en basit bu şekilde tarif edebilirim. Umarım bir gün, en güzelini de yaşayacağız. Sevgiyle kalın.










Çoooook uzun bir aradan sonra tekrardan merhabaaa<3 bölümü kısa ve saçma bitirdim sanırım fakat mental açıdan pek iyi olmadığım bir dönemdeyim. Bir dahaki bölümü daha güzel ve uzun tutmaya çalışacağım sevgili 56 okuyucum hadkahdlahx
iyi geceler asklar <3

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 16, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kupa Kızı & Sinek ValesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin