*iyi okumalar 🖤
SBY kitabımın (gxg) bxb versiyonudur. Onu okuyanlar bunu okumasın çünkü konu ve gidisat tamamen aynı
Umutsuzluğumun zirvesinden aşağı çakılmıştım. Sırtımda, içinde sadece çakılışımın temsili olan bir çanta ve elimdeki tren biletiyle ilerliyordum. Bugün hayatımın en önemli yolculuğuna çıkacaktım. 'Ölüm' yolculuğuna.
23 sene iyi dayanmıştım. Çocukluğumdaki travmalar, ergenliğimdeki baskılar ve büyümemle, büyüyen dertlerimle gerçekten iyi dayanmıştım. Her gün bir öncekinden daha kötü geçtikçe başlamıştı umutsuzluğum. Sonunda da galip olanın azrail olmasına izin vererek, intihara karar vermiştim.
Bu yolculuğun planını oldukça uzun bir süreçte yapmıştım. Aylardır düşünüyordum. Çocukken beni terkeden ebeveynlerim sayesinde baştan yenik düştüğüm hayat, yetimhanedeki kötü insanlarla iyice çekilmez olmuştu. Dayaklar, sözlü tacizler, sözsüz tacizler liseye kadar devam etmişti. Lisedeki mutlu yüzleri, sorunları olmamasına rağmen mutsuz olan yüzleri gördükçe hayatı sorgulamaya başlamıştım. İşte bu planın, teorik kısmının başlangıcı da orasıydı. Başarılı olduğum dersler tek mutluluğumken, hocaların zengin bir ailenin oğlunu önüme almak için düşürdüğü notlarımla Allah'ın bana verdiği adaletsiz hayattan sonra, insanlarınkiyle karşılaşmıştım. Allah'ınkine karşı gelemesem bile, insanlarınkine karşı gelmeye çalışmıştım. Hocalarla tartışınca, abartarak verdiği disiplin suçlarıyla eğitim hayatıma son verilmişti. Örgünden uzaklaşınca, bir daha okul yüzü görmemiştim. Bu da ordan oraya iş için savrulmamım ilk başlangıcıydı. Yetimhaneden ayrıldıktan sonra uykusuz çalışma günlerim başlamıştı. Durmadan, durmadan, devamlı... Hayatımın en berbat günlerinden birinde, umudumu tazeleyecek biriyle karşılaşmam ise benim şanssızlığımdı. Baştan umutsuz olmak iyiydi ama umudun varken kaybetmek felaket acıydı. Bana umut veren eski erkek arkadaşım, evlenmeye karar verince bu hayatı tekrar tekrar sorgulamıştım. Ben hiçbir zaman mutlu olamayacaktım. Bunu farkedince de çakılma anım gerçekleşmişti.
'Kendine bir iyilik yap ve yolculuğa çık. Kafanı dinlersin.'
Patronumun verdiği izinle, planım ortaya çıkmıştı. Bir yolculuğa ihtiyacım vardı; Hem kısa, hem de en uzun olanından. Bu yüzden patronumun teklifini kabul etmiştim. Kendime sürekli övülen doğu ekspresinden tren bulup, haftalık maaşımı 1 günlük yolculuğa yatırmıştım. Son yolculuğum, güzel olmalıydı. Kötü geçen hayatım, güzel sonlanmalıydı.
Tren garının içine girip, biletleri kontrol eden yere ilerledim. Kimse yarın öleceğimin farkında değildi. Olsalarda umurlarında olmazdı. Bunu bilen tek kişi olarak büyük bir gülümsemeyle görevli kadınla konuştum. Gülmediğim onca zamana inat, ölüme gülerek gitmek istiyordum. Kadın biletimi kontrol ederken benim aksime suratsızdı. Onu asla suçlamadım. Hayatımın büyük çoğunluğunu bu suratla yaşamıştım. Neredeyse kimse hayatından memnun değildi. Allah herkes için mutsuz hikayeler yazıyordu. Benim hikayemin sonuna gelmiştik. Çantamı cihazdan geçirdikten sonra alıp tekrar taktım. Trenin geleceği yere çıkarken, arkamdaki tonla insandan bazıları yürüyen merdivenden, yürüyerek çıkıyordu. Ben kenarda, merdivenin bedenimi taşımasına izin veriyordum. Aynı trene binecektik. Koşmalarının manası yoktu ama onları da anlıyordum. Ben de hayatım boyunca çoğu şey için gereksiz yere acele etmiştim. İntihar etmeye karar verince en güzel şeyin boşvermişlik olduğunu öğrenmiştim. Bu his o kadar güzeldi ki, içimdeki korkuyu atmıştı. En ufak pişmanlığım olmadan yoluma adımlamaya başlamıştım.
Tren gelene kadar, pas tutmuş banklardan birine oturdum. Çantamı önüme alıp, içinden kulaklığımı çıkardım. Normalde insanları izlerdim. Bu sefer şarkı dinleyerek, sadece treni bekleyecektim. Bugünü çevremle değil, kendimle geçirmek istiyordum. Bunca zaman sonra kendime ayırdığım tek gün olabilirdi. Kulaklığımdan yükselen Sanctus şarkısının sözleri kafamın içindeki çeviri merceğinden geçerek zihnime düşmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüme Yolculuk (bxb)
FantasyTAMAMLANDI Doğu ekspresinde karşılaşan iki adam. Biri intihar etmek için o trende, diğeri bilinmeyen bir nedenden... KISA KİTAP, ANGST DEĞİL