4 Yaşam

2.1K 242 131
                                    

*İyi okumalar 🖤

6.saati bitirmek üzereydik. Bulunduğumuz kabini tuvalet ihtiyacı için birkaç kez terketmiştim. Benim aksime Arsen hiç dışarı çıkmamıştı. İhtiyaçlarını bu kadar uzun süre tutabilmesi harikaydı. Bu kadar yakışıklı olunca herhalde sıçmıyordunuz. Yine ihtiyacımı giderip, kabine geri döndüm. Kapıyı açmamla bakışları bana çevrilmişti. Bir saat önce guruldamaya başlayan midemi ovuşturarak, ona baktım.

"Yiyecek şeyler alacağım. Bir şey ister misin?"

Gözleri karnımdaki elim ve yüzüm arasında giderken "Acıkmadım." dedi.

Kaslı vücuduna bakarsak, baya proteinli besleniyor olmalıydı. Belki de özel bir yemek programı vardı. Yol boyunca sıçmamasının nedeni, bu programın sekteye uğraması olabilirdi. Kalbimi tekleten adamın tuvalet ihtiyaçlarını düşünmeyi kesmek için kafamı hafifçe salladım.

Kibarlık için "Emin misin?" diye sordum.

"Eminim." deyince, 'sen bilirsin.' anlamında omuz silkip, kapıyı kapattım. Vagonların sonunda bulunan resturanta ilerlemeye başladım. Bazı kabinlerden gelen 'sevişiyoruz' seslerini duymazlıktan gelerek 2 vagonu geçip, resturanta ulaştım. Masalar oldukça doluydu. Sanırım herkes bu seyahatin keyfini çıkarmak istiyordu. Daha önce kara trenle yolculuk yapmıştım. Resturant kısmı genelde boş olurdu. Binenler de 'inince yeriz' kafasındaydı. Ben de öyleydim. Yemek almak için bile olan param kısıtlıydı. Bundan dolayı ekstraya girmezdim. Binerken düşündüğüm gibi ölümüm verdiği umursamazlık güzeldi. Yanımda son maaşım vardı ve burdaki her şehi yesem de hepsini bitiremezdim. Ay sonunu getirirken zorlandığım para ilk defa fazlasıyla yetecekti. Kasa kısmına ilerleyip tavuk yemeği istedim. Yemekleri masalara getirdiklerini söylediklerinde, boş olan masa aradım. Ortalardan bir yer bana göz kırpıyordu. İlerleyip, oturdum. Eğer Arsen'de' yese, yemeği vagona götürürdüm. Aç değilim dese bile gözünün önünde yemek yemek istemiyordum.

Önüme kağıt seren adama teşekkür ettim. Çatal-kaşık ve çok geçmeden de yemeğim gelmişti. Tavuklar sosun üzerinde emanet gibi yüzerken, yüzümü buruşturmadan edemedim. Son akşam yemeğim gerçekten mükemmel gözüküyordu. Belki her şey görünüş değildir diyerek bir çatal aldım ama dilim anında isyan etmişti. Resmen 'bana son yolculuğunda bunları mı reva görüyorsun' diyordu. Neyse, daha sabah ve bir akşamım daha vardı. Bunu beğenmediğimden son akşam yemeğim olarak saymayıp, tekrar edecektim. Beğenmememe rağmen doymak için yedim. Aldığım ayran sayesinde sindiririmim kolay oldu. Yerken başka bir şey alsam mı diye düşünmüştüm ama ikinci hayal kırıklığı istemedim. Peçeteyle ağzımı sildikten sonra masadan kalkıp, lavaboya ilerledim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra tekrar vagonuma dönmüştüm. Kabine girdiğimde Arsen'in başını cama yasladığını gördüm. Eski yerine geçmişti. Ben de karşısına oturup, arkama yaslandım.

"Afiyet olsun."

"Sağol."

Dışarıyı izlemeyi sürdürürken "Yarın sabah durduğu duraklarda iner geziniriz." dedim. Sonra emrivaki yapmak istemeyerek "Yani sen de istersen?" diye devam ettim.

Gözleri bana dönerken "İsterim." dedi.

Bindiğimizden beri bana eşlik ediyordu. Gezmeyi seviyor gibiydi. Ben de biraz ona eşlik edebilirdim. Koltuğun üzerindeki çantama uzandım. İçinden buraya gelmeden önce aldığım sanal bebeği çıkardım.

Arsen beni izlediğini gizlemeyerek aynı anda "O da ne?" diye sordu.

Elimdeki turuncu ovalimsi, avcumu kaplayan oyuncağı kaldırıp ona gösterdim.

"Bilirsin, sanal bebek."

Anlamayarak bakarken, 23 yaşında bir erkeğin çantasından bunun çıkmasını beklemediğine emindim. Çocukken sürekli başka çocukların elinde gördüğüm ama asla sahip olamadığım şey, bu yolculuğa çıkmadan üç gün önce aklıma gelmişti. Çocukken sahip olamamış, lisedeyken unuttuğum, sonradan da büyüdüğüm için almamıştım. Oysa 7-8 yaşlarındayken, dışardan bağış olarak gelen kırık ve kirli oyuncakların arasında bulduğum bozuk sanal bebek çalışmıyor diye saatlerce ağlamıştım. Bozuk oyuncagı belki çalışır diye günlerce cebimde gezdirmiştim. Oyuncak çalışmamıştı ve benim ceplerim yırtıktı. Bu yüzden düşüp, parçalandıktan sonra tekrar ağlamamıştım. Çünkü hiç sahip olmadığınız bir şeyi kaybedemezdiniz.

Ölüme Yolculuk (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin