Mila's Dream
Bölüm şarkımız.&
Gecenin etkisi hâla üzerimden kalkmamıştı.Gördüğüm kabus her zaman olduğu gibi beni etkilemişti.Sabahın erken saatlerinde evden kimseye görünmeden çıkarak akademinin yolunu tuttum.Akademinin ana binası Seba'nın iyi tarafındaydı.Fakat diğer binaları Seba'nın pek de iyi taraflarında değildi.
Akşam yağan yağmurun yerini şimdi güneş almıştı.Seba'da hava durumu sürekli değişirdi.Sabahına güneşli olan hava,akşamına kar kış kıyamet olabiliyordu.Bakışlarımı gökyüzüne doğru çevirdim.Bir taraf simsiyah bulutlarla kaplıydı.Bir taraf ise güneşli bir havaydı.Yürüdüğüm yoldan sola doğru saptım ve tam tamına kırk yedi adım sonra Akademinin binasının önünde durdum.Burada eğitim verildiği için Akademi deniliyordu ancak ülkenin ileri yaşlı insanları burayı bir Karargâh olarak adlandırıyor ve pek de sevmiyordu.Mesela benim aile büyüklerim gibi.
Akademinin önüne gelince iki adet iri insan diye tabir edebileceğim,simsiyah giyinmiş,asker diyebileceğim iki adamın bakışları bana doğru ilişti.Adamların yüzünde olan sert ifade beni görünce bile asla değişmedi.Dik durarak adamların karşılarına dikildim."Merhaba,"dedim gülümseyerek."Ben bir bildiri ile akademi'nin ana binasına çağrıldım."
Dedim.Sol tarafta olan adam sert sesiyle
"Tebliğatı görebilir miyiz?"dedi Sağ elini uzatıp.Çantamın ön gözünde olan o uğursuz siyah zarfı aldım ve adama verdim.Adam zarfı inceledikten sonra elinde ki kumanda ile büyük demir kapıyı açtı.Elinde ki zarfı bana tekrar uzattı."Geçebilirsiniz,on yedinci kata gidin,sonra ise sola doğru dönün karşınızda ki ilk odaya gireceksiniz."
Dedi.Uzattığı zarfı geri aldım ve teşekkür edip açılan kapıdan içeri doğru ilerledim.Büyük ve ihtişamlı duran binanın sensörlü kapısı beni görünce hızla açıldı.İçerisi o kadar kalabalıktı ki insanlar arı gibi hızlıca bir sağa bir sola gidiyorlardı.
"İlerlemeyi düşünüyor musunuz?"
Arkamdan gelen sesle kendime gelerek hızla ilerlemeye başladım.Asansörün önünde ki kuyruğa girdim.Geldiğime şu an da pişman olmuştum bile.Bu kadar kalabalık olduğunu hiç duymamıştım.
Gelen asansör ile on altı kişi asansöre bindik.İyi olan tek şey ise asansörün büyük olmasaydı.Herkes gideceği katın düğmesine basarken bende on yedi sayısının üzerine basmak için bir adım ilerledim ancak zaten basılmıştı.
Olduğum yere sinerken ineceğim katın gelmesini bekledim.Neredeyse her katta inen kişiler ile asansörde ben ve bir kadın kalmıştık.O da benim gibi on yedinci katta inecekti sanırım.Çünkü sadece on yedi sayısının ışığı yanıyordu.
Ve öyle de oldu.Asansörün kapılarının açılması ile birlikte.Yanımda ki tahminen
Yirmi üç veya yirmi dört yaşlarında olan kadın yanımdan hızla ilerleyerek asansörden çıktı.Bende hemen arkasından çıkarak,aşağıda ki adamın dediği gibi sola doğru döndüm.Az önce ki kadın da sola dönmüştü.İkimizde ilk karşımıza çıkan odanın önünde durunca kadının yeşil çipil çipil gözleri bana kaydı.Çok hoş ve güzel bir kadındı.Doğal olduğunu düşündüğüm küt kesim kızıl saçlara,hafif kemerli bir buruna ve çok güzel bakan su yeşili gözlere sahipti.
"Merhaba."dedi inececik bir sesle.Ona doğru döndüm ve minik bir tebessümle
"Merhaba"dedim.Ellerim gerginlikten olsa gerek sabah giydiğim vizon rengi kabanımın uçlarında olan sökülmüş iplerle oynuyordum."Sana da mı bir zarfla bildiri gönderdiler?"diye sordu adını bilmediğim kadın.Bakışlarımı ona çevirdim ve "evet."dedim ve devam ettim."Size de mi zarf gönderdiler?"dedim.Başını hafifçe salladı."Dün akşam kapımın önünde buldum ve işte buradayım."dedi.Kadına tam cevap verecekken önünde bulunduğumuz kapı gürültüyle açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM ORKESTRASI
FantasyBir ses duyuluyor,bir müzik. Sonra bir vaveyla kopuyor ve heryer ölüm kokuyor. Bu bir ölüm Orkestrası. Fakat kimse bilmiyor. BU HİKAYE TAMAMEN KURGUDUR.