"SUNOOOOOOOOOO DÖVÜLÜCEMMM YARDIMMM"
"KACMAAAAA"
"NE BAĞIRIYORSUNUZ"
"JUNGWON DÖVÜCEM"
"NEDEN KI"
"NANELI ÇİKOLATAMI YEDI PIC"
"SENDE SÜTÜMÜ İÇTİN"
"İKİNİZ DE MALSINIZ"
"EN BÜYÜĞÜ SEN"
"Bİ SUSUN AMK"
"SUSDUK" Susak bile Sunoo ile bir birimize ölümcül bakışlar yoluyorduk
"Sunoooo"
"Hm" Gözlerini bende ayırmadan
"my little pony izleyelim"
"Pekiii" az önce beni öldüren çocuk şu an Ni-ki ile my little pony izliyicek...
Yok yani ben arkadaşları mi seçerken nerde hata yapıyorum ki. Yani bunları bulmak için sanki ayrı çabalıyorum. Neyse başka zaman sorguluyucam çünkü kapı çalmıştı.
"Jungwonnnnnn"
"Ne"
"Kapıyı açsanaaaaa"
"Lütfenn~~"
"Kesin açıyorum" açtım da önüm de Sunghoon malı ve tanımadım 3 kişi vardı. Ama aralarında tek boyanmamış saçlı erkek dikkatimi çekmişti
"Sunghoon?"
"Yep" Ne 'yep' amk bakışları yolladım
"Haa doğru dur unuttum"
"Bak bu Heeseu- amk kendinizi tanıtın kendizi" diyip içeri geçti
"Ben Jake" Sarı? Kumral? Saçlı erkek konuştu
"Ben Heeseung Sunghoon beyin tanıtıp yarıda bıraktı kişiyim" Pembe saçları vardı tatlı
"Bende Jay" soğuk bi sesle söyledi ve mimiksiz. Onun akisine gülümsedim
"Bende Jungwon. Tanıştımıza memnun oldumm" gülümseyerek ve samimilikle söyledim
Sonra içeri geçtik. Kendilerini Ni-ki ve Sunoo tanıtmıştılar. Nedense Jay her konuştun da yada onla göz göze geldimiz de kalbim hızlanıyor du. Umursamamaya çalıştım
Sevdiğimiz,sevdiğimiz şeyler hakkında konuşmaya başladık. Onlar yeni konu hakkında konuşurken sesizce onları dinlemeye başladım. Kafamı çevirdim de Jay bana bakıyordu. Mimiksiz ve soğuk suratiyla. Bana baktını gördük de kalbim deli gibi hızlanmıştı. Ondan etkileniyorum kabul ediyorum
Gözlerini kaçırmadan gözlerimin içine bakıyordu. Bakışları mi ilk ben kaçırdım. Utanmıştım ve kalbim hızı durmuyordu ona baktım her saniye aksine hızlanıyor du
"Yiyicek bi şey istermisiniz?"
"Yo-"
"Evet evet isteriz" Sunghoon direk söze atladı
"Sunghoon" Jake onu uyarıcı tonda söyledi ona
"Ne var yaa Jakee" Gözlerini devir di
"Tamam tamam tartışmayın getirmeye gidiyorum"
"Yardım gerekiyor mu?" Heeseung çok içtenlikle sordu
"Yok yok gerek yokk" Bana gülümsedin de içtenlikle. Bende aynı şekilde gülümsedim
Mutfağa gidip dolaptan abur cubur çıkardım. Tabaklara elemi uzattıp alamaya çalıştım da arkadan bir el daha uzanıp almıştı. Geri çekildin de arka mi döndüm de Jay gördüm. Kalbim hızlanmıştı yeniden
"Elin yetmiyor du yardım etmek istedim" dedi geldiğin den beri mimiksiz oturan Jay gülümşemişti. İlk duraksasam da bende ona gülümsedim
"Şey bi de su ala bilirmiyim acaba? Heeseung istiyor da"
"Tabiiii" suyu doldurup ona verdim
"Teşekkür ederim. Tanışma da yardım etmemi ister misin peki?"
"Gerek yok sen içeri git"
"Peki öyle olsun. İstersen çağır bizi"
"Tamam" içeri girmişti. Ve sonunda kalbim hızı biraz yavaşlamaya başlamıştı. Onu gördüm andan beri böyle atması sinirlendirmişti beni
Tabakları alıp salona geldim. Şu an başka konuyu konuşuyordular. Jay baktım da Heeseung yanına oturmuştu onu gülümseyerek izliyordu anlattıklarını. Garip hiss etmiştim. Takmadım. Abur cuburlari masaya bırakıp sohbete katıldım bende. Jay Heeseung 'a olan bakışlarını umursamamaya çalışarak
Yeah yeni bi hikaye. Ama ne yazdım bilmiyorummmm. Umarım seversiniz oy da verin lütfen aaaa<3333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love at first sight? ~Jaywon
General FictionJay evime geldi günden beri onu gördük de kalbimin hızlı atması normal mi?