Jay
Dersten çıkıp direkt şirkete geçmiştim. Menejerimizle küçük bir toplantı geçirecektik. Ama ondan önce Nikiyle konuşmam lazımdı.
Dün gece o gittikten sonra, eve dönmüştüm. Ama aklımda tek soru vardı. Sunghoon değilse, ben olabilir miydim?
Tüm gece Jaeyunla oturup bu konu hakkında konuşmuştuk. Onun dediğine göre, Niki benden hoşlanıyor ama benim tepkim yüzünden aramıza mesafe koyacakmış.
O mesafe aramıza girmeden onunla konuşmam lazımdı. Jaeyun mesajda hepsinin toplantı odasında olduğunu söylemişti. Asansöre binip 9cu katı bastım.
~~~
Kapıyı açıp içeri girdiğimde herkesi farklı yerlerde oturan görmemle şaşırmıştım. Ne ara bu kadar uzaklaşmıştık bir birimizden?
Uzun masanın en başındaki tekerlekli koltuğa oturup çantamı yere bıraktım. Daha sonra ellerimi birleştirip masanın üzerine koydum. Heeseung hyungla Sunoo dikkatle beni izliyordu. Niki pencereden dışarı bakıyordu. Yüzüme bile bakmamıştı.
Jungwonla Sunghoon sanki düşmanlardı. Bir birinin yüzüne bile bakmıyorlardı.
Boğazımı temizleyip yeniden ayağa kalktım. Nikinin yanına gidip tam karşısına geçtim. Anlık şaşkınlıkla yüzüme baktı.
"İlk önce kendi konumu halledeyim. Sonra sırayla size de geleceğim" dedim çocuklara karşı.
Nikiyi kolundan tutup ayağa kaldırdım. İlk önce çekiştirdi ama daha sonra ana bıraktı kendini. Diğer elimle de elini tutup "Dün gece için özür dilerim. Ben o an gerçeği görmeye hazır hissetmedim kendimi. O yüzden öyle bir soru sordum"
Başta Niki olmakla, herkes dikkatle beni dinliyordu. Bir kez yutkunup, "Gece uyumadan söylediklerini düşündüm. Bende sende-" Sözümü yarıda kesen şey, menejerimizin içeri girmesi olmuştu.
Niki hala yüzüme bakmaya devam ediyordu. Yavaşça elimi çekip sandalyeyi oturması için çektim. O da bir şey demeden sandalyeye oturmuştu. Yandakine de ben oturup Menejerimizin diyeceklerine kulak verdim..
~~~
Toplantıdan çıktıktan sonra, beynimiz uyumuştu resmen. Hepimiz büfeye inip kendimize kahve söylemiştik. Heeseung hyung, ayağa kalkıp "Nedir bu aramızdaki soğukluk? Yakışıyor mu bize? Bu yaptıklarımız ekrandan fanlarımıza da geçiyor"
Kafamı salladığımda, "Hiç kafanı sallama. En çokta sen soğuk yapıyorsun. Kaç gündür doğru düzgün konuşmuyorsun kendi kendine tribe giriyorsun"
Ne diyebilirdim ki, haklıydı.
"Hyung, onun bir suçu yok. Konu benimle alakalı o yüzden. Ama bugün halledeceğiz değil mi, Jay"
Şaşkın şekilde yüzüne bakmaya devam ederken, çocuklar "Jay mi?" diye sordular hep bir ağızdan.
Konuyu kapatmak adına "Tek sorun biz miyiz? Sunghoonla Jungwon iki aydır doğru düzgün sohbet bile etmiyorlar" dedim.
Jungwon gözüyle öldürüyordu şu an beni. Ama kendileri kaşınmıştı. "Biz böyle iyiyiz."
Jungwonun dediği Sunghoonun pek hoşuna gitmişe benziyordu. "Kendi adına konuş. Sen iyi olabilirsin ama ben değilim." Lafını da soktuktan sonra ayağa kalkıp kahvesini de aldıktan sonra bufenin çıkışına doğru ilerledi.
Hepimiz arkasından bakakalmıştık. Jungwon daha fazla beklemeden ayağa kalkıp peşinden çıktı. Umarım konuşup hallederlerdi konuyu.
En sona Sunwooyla Jaeyun kalmıştı. Biz bir şey demeden Jaeyun ayağa kalkıp "Sunwoo, istersen baş başa konuşalım. Ha, ne dersin?"
İkisi birlikte büfeden ayrıldıklarında, Niki de "Benim kursum var. Geç kalacağım o yüzden akşam konuşuruz." Hızlı hızlı konuşup çantasını da alıp koşar adımlarla çıktı o da.
Geriye Heesung hyungla ben kalmıştık. Aklıma gelen şeyle, "Hyung, senin bir arkadaşın vardı ya hani. Kafesi vardı. Onu bir günlüğüne kapatabilir mi bizim için?"
Yüzüme sinsi gülüş yerleştirip büfenin çıkışını izledim.
Hehehehe
Sonraki bölümü yan çiftlerime adayacağım yavrularım.
Neyse kaçıyorum ben muaaahh
Ve sınavıma 22 gün kaldı.... dua edin
Burnunun üzerindeki bene kurban olayım ben <3Cnm biasim 😙