Aniden dudaklarımızı birleştiren önümdeki benden büyükçe olan bedene gözlerimi kocaman büyütmüş ve geri çekilmiştim.
"Jae şu an zamanı değil, lütfen." Dediklerimin üstüne kedi gibi mırıldamış ve burnunu yanağıma sürtmüştü. Yaptıklarına gülümsemiş ve ellerimi yanaklarına koyarak yüzünü yüzümün önüne getirmiştim.
"Önce yaralarına bakmalıyım, sonra bana sırnaşırsın Jaehyun." Gülümsemiş ve elimdeki pamuğa döktüğüm ilacı patlayan sol kaşının köşesine değdirmiştim. Anlık acıyla hafif inlemiş, acıdan dolayı yüzünü buruşturmuştu. Onun yüzünün buruşturmasıyla bende buruşturmuştum. Onun canı yandıkça kendimi daha da kötü hissediyordum.
Pamuğu yavaşça yaralarının üzerinde biraz gezdirmiştim. Temizlenen yaraları daha fazla mikrop kapmaması için birkaç yara bandıyla kapatmıştım. Oturduğum sedyeden kalkmış, raftan aldığım malzemeleri yerlerine yerleştirmiştim. Arkamı dönüp kapıya baktığımda gitmek üzere olan bir beden görmüştüm.
"Jaemin." Adı dudaklarımdan döküldüğünde yüzünü bana çevirmişti. Birkaç saniye gözlerindeki o hayal kırıklığıyla yüzüme baktığında hızlı adımlarla yürümeye başlamıştı.
"Beni beklemeden dersliğe git, birazdan dönerim." Çantamı almış ve koşarak ona yetişmeye çalışmıştım. Bedeni görüş alanıma girdiğinde binanın arka tarafındaydık. Otoparka arabasının olduğu tarafa doğru yürüyordu.
"Jaemin bekle!"
Bileğinden tutup onu durdurmuştum. Kendime döndürüp gözlerinin içine baktığımda gözlerini gözlerimden kaçırmış ve konuşmamı beklemeye başlamıştı. Koştuğumdan dolayı konuştuğumda kesilen sesimi düzeltmek için soluklanmaya başlamıştım. Biraz bekleyip nefesimi düzelttiğimde vücudumu dikleştirmiş ve kafamda kurduğum cümlelerimi gideceği yeri hesaplayıp konuşmaya başlamıştım.
"Ben, sadece bizi daha doğrusu önceden yaşadığımız kırıklıkları düzeltmek istemiştim."Bileğini bırakmış ve gözlerimi yere çevirmiştim. Biraz bekleyip söylemek istediğim cümlemi netleştirmiş ve konuşmama devam etmiştim.
"Sadece arkadaş olarak devam edebilmek içindi, tüm bu yaptıklarım. Belki yaşananları unutup tekrar arkadaş kalabiliriz diye düşünmüştüm. Hayatlarımıza yeni insanlar ekleyip birbirimizi unutmamız en iyisiydi. Çünkü bu kadar kırıktan sonra sen ve ben, biz, tekrar olamazdık Jaemin."
Burnundan sert bir nefes vermiş ve sinirle gülmüştü. Alt dudağını sinirle dişlemiş, saçlarını karıştırmıştı, aramızdaki soğuk savaşın başlangıcının işaretiydi bu tüm yaptıkları.
"Sadece arkadaş?" Alayla gülmüş ve konuşmaya devam etmişti. "Sence bunca yaşadığımızdan sonra sadece arkadaş kalabilir miydik!" Sinirle bağırmış ve duvarın yanındaki çöp tenekesini tekmelemişti. Bir hışımla yanıma gelmiş ve beni kollarımından tutmuştu.
"Söyle! Hadi söyle! Birinin duygularıyla oynamak nasıl bir duyguymuş hadi söylesene!" Kollarımdaki tutuşu sıkılaşmış ve bedenimi sarsmaya başlamıştı. Dedikleri sinir katsayımı arttırırken alt dudağımı dişliyordum. Kollarımdaki tutuşu gevşemişti. Kafasını eğip omzuma koyduğunda tamamen bırakmış ve kollarını vücuduma sarmıştı. Birkaç saniye sonra omzumda hissettiğim ıslaklıkla ağladığı anlamıştım.
Na Jaemin'di bu, sinirlerine hakim olamaz ve sonunda da hep göz yaşlarına boğulurdu. Kollarını bedenimden ayırmış ve ağlayan yüzüne bakmamak için kafamı farklı bir yöne çevirmiştim. Yaşlı gözleriyle yüzüme burukça baktığında ona dönmüştüm.
"Haklısın Jaemin, biz bu kırıklıklardan sonra arkadaş dahi olamayız." Gitmek üzere arkamı dönmüşken bileğimden tutmuştu. Ona doğru dönüp yüzüne baktığımda dudaklarından tek bir sözcük çıkmıştı:
"Gitme.."
Diğer elimle bileğimdeki elini itmiş ve bir daha arkama bakmamak üzere yürümeye başlamıştım. Her ne kadar onu özleyecek ve unutamamış olsam da bu sefer bırakmalıydım. Çünkü özgür bir kuşu kafese kapatamazdım. Na Jaemin özgür bir kuştu ve benim sevgim de onun için bir kafesti, o ne özgürlüğünden vazgeçebiliyordu ne kafesinden ama kafesi çoktan vazgeçmişti ondan özgürlüğü için ve Na Jaemin özgürlüğü, bense kuşum olmadan yaşayamazdık. Ama alışmalıydık bu halimize, ben yeni bir kuş bulmuştum kafesime kapatabilecek fakat Na Jaemin ne yeni bir kafes bulabilmiş ne de, kafesinde kapalıyken özgürlüğü için yanıp tutuşmasına rağmen, özgür olabilmişti. Çünkü alışmıştı o kapalı ama bir o kadar da sıcak ve sevgi dolu olan kafese ve kafesinden kaçıp doğaya kavuşmuş bir evcil kuş gibi avlanacaktı en erken vakitte.
💔💔💔
hepinize tekrardan merhabaaaa aslında bu bölümü daha erken atacaktım ama annem telefonu elimden aldı -küçük bir vakaya karıştım okulda ehe belali- yaklaşık salı veya çarşambadan beri yok bugün verdi vicdan azabından sağolsun aşk kadınımmm✨❤️🥳
uzun zaman olmuş yazmayalı gerçekten çok özlemişim
evet lafı uzatmayalım umarım bölümü beğenmişsinizdir ben en çok son paragrafı beğendim açıkçası✨🥺
tekrardan görüşmek üzere, sizi seviyorum ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the sound of hera's heart breaking :: na jaemin
Fanfiction❝kırıldım, senin tarafından.❞ © herably ┆ 2021 ↳ na jaemin + girl ━ texting×alternatiffinal¡au ↬ all rights reserved