Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
•
Kayıp Dünya | 98.1
Selamlar gece kuşları! Bendeniz Kayıp Dünya programının yapımcısı Atlas. 98.1 üniversite fm'e hoş geldiniz! Saatlerimiz 23:45'i gösteriyor ve bu gece biraz daha soğuk bir önceki gecelerden.
Umarım sıcak bir yatağın içinde ya da yumuşak bir battaniyenin gövdesinde dinliyorsunuzdur söylediklerimi. Hani, Göğü Delen Adam'da, Kabile Reisi Tuavii diyor ya, "Acaba Paplagi*, yarattığı bu taşla övünüyor mu?" Dilimin dönmeye çalıştığı şeyler de o hesap işte dostlar. Bu "modern" safsatası altında yalnızca bacası tüten sobanın sıcaklığını değil, tek göz odaya toplaşıp sobanın etrafında beraber oturduğumuz günleri de yitirdik. Madem bu kendi ellerimizle yücelttiğimiz taş yapıların arasına mahkum kaldık ve madem çıra kokusunun evimize girmesine sebep olacak o cânım sobalardan uzaktayız, gecenin ilk parçası içinde bizi kendi doğasında ısıtan güneşimizin olduğu yaz gecelerine götürmesi için Mabel Matiz'den gelsin o hâlde!
Mabel Matiz, Ahu (03,34)
Evet, son günlerde sık dinlediğim bir şarkı kendileri. Mabel Matiz'in şarkılarındaki ahenk, sıcak melodi ve çokça bilinmeyen ton rengi muhteşem bir üçlü sahiden. Herkese uymayabilir ki bazı benim de hoşuma gitmeyen kısımlar olabiliyor ancak sanat kısmıyla yetinmeye çalışıyorum, doğruluğu seçeneklerle ölçülemez neticede. O hâlde sizi çok bekletmeden söz verdiğim üzere hattaki dinleyicilerimizi yayına bağlayalım sırasıyla.
(Ahmet, telefonları bağlayalım koçum!)
"Alo?"
"Merhabalar, öncelikle size hitap edebilmem için isminizi öğrenmem mümkün müdür?"
"Sevda."
"Hoş geldin Sevda, bizi dinlediğin için teşekkür ederiz öncelikle. Evet, bize söylemek ya da sormak istediklerin nelerdir? Seni dinliyoruz."
(Kısa bir sessizlik.)
"Çok heyecanlıyım abi kusuruma bakma. Vaktimin kısıtlı olduğunu söylediler bu yüzden hemen konuya giriyorum. Birinci Tekil Şahıs'ta bahsettiğin genç çocuk yakından tanıdığın gerçek bir karakter mi yoksa dünyaya onun gözlerinden bakarak mı tüm o şeyleri yazabildin? Çok merak ediyorum, umarım yanıtlayabileceğin bir sorudur abi."
(Sorunun üzerine Atlas, başını omuzuna yatırarak kapalı bir tebessümle ne cevap vereceğini düşünür.)
"Güzel bir soru, teşekkürler Sevda. Sana bunu bir örnek vererek açıklamak istiyorum. Bilirsin sanat camiasında tartışılıp duran bir, "sanat toplum içindir" , "sanat sanat içindir" meselesi vardır. Bu benim yazdıklarım için de böyle her ne kadar tam anlamıyla sanat sayılmasalarda. Dünyadaki tüm yargılamalar toplumsal olabilir ve bu bağlamda yazılan eserleri, "sanat toplum içindir" mottosu altında düşünebiliriz. Bu yargılamalara maruz kalanlar veyahutta şahit olanlar içinse fikirleri, "sanat sanat içindir" yani, kapalı bir anlamla süslüdür şeklinde yorumlayabiliriz. Ben o genç delikanlının fikirlerinden bahsederken bunu yalın bir dille ancak sadece kendi adına konuşarak size iletmesini sağladım. Çünkü insanlar değiştikçe, fikirler de değişir ve hiç kimsenin değişebilirliği kanıtlanmış bir düşünceye körü körüne bağlanmasını istemem. Bilmem anlatabildim mi?"
