dokuz

78 7 16
                                    

6 yıl sonra, bir perşembe sabahı.

kenma tüm gece tıpkı her gün yaptığı gibi sabaha kadar çalışmıştı. gözleri uykusuzluktan kıpkırmızı ve göz altları mosmor bir haldeydi.

yapması gereken son bir şey vardı. o da son kez kendini açıklamaktı. çekmecesinden çıkardığı kağıda masanın üzerindeki kalemle bir şeyler yazmaya başladı.

"merhaba kuroo.

muhtemelen sen bu satırları okurken, ben mutlu bir şekilde artık burada olmayacağım. ama çok üzülme tamam mı? çünkü eğer başka bir hayatımız olursa orada birlikte olmamızı diledim. herneyse, bunu sana kendimi açıklamak için yazacağım kuroo. benden nefret etmeni istemiyorum. gerçekten bu ölümden bile daha acı verici.

o gün seni bırakmamın nedeni, ailemin bana karşı yaptığı baskıydı kuroo. seni öğrenmişlerdi ve beni her gün ölesiye dövüyorlardı. hayır, beni dövmeleri umurumda değildi inan. sadece, babam seninle görüşmeye devam edersem seni öldürmekle tehdit etti kuroo. sana yemin ederim normalde babamın dediği hiçbir şeyi dinlemem ve umursamam ama söz konusu ölüme geldiğinde babam kimseye acımazdı sevgilim. en zevk aldığı şey adam öldürmekti ve asla zor gelmezdi ona. o yüzden hayatımdaki tek önemli şeyi kaybetmek istemedim. senin ölmene izin veremezdim kuroo.

çok istedim seninle mutlu bir şekilde yaşamayı, o kadar çok istedim ki dua etmediğim tek bir zaman dilimi kalmadı. ama herkesin yanında tanrı'nın bile bizi sevmediğini anladım sevgilim. biz kimse tarafından sevilmedik, değer görmedik. biz hep arka plana atılan, umursanmayan ve sevgiden yoksun büyümüş insanlarız. ben sevgi kelimesini seninle keşfettim. sendin bana öğreten her şeyi. bilmediğim o kadar çok duyguyu tattırdın ki çoğu kendine öğretmen diyen ama aslında alakaları bile olmayan insanlardan daha olgun ve büyüktün sen.

şimdi merak ediyorum, öğretmen oldun mu kuroo? bana verdiğin sözü tutup, insanlara sevgiyi, ve onlarca duyguyu öğrettin mi? umarım olmuşsundur yoksa seni pataklayacağım öbür dünyada.

sevgilim, bana değer görmeyi hak edecek biri olduğumu öğrettiğin için teşekkür ederim. seni o kadar çok seviyorum ki, ben cehenneme gidersem lütfen gelme yanıma. sen acı çekme diye seni orada bile görmemeyi göze alırım. şimdi, sanırım hoşçakal demem gerekiyor?

ben seni hiçbir zaman sevmeyi bırakmadım sevgilim, tek ricam nolursun benden nefret etme. ve sadece insanlara iyi olmayı öğret.

sonsuz sevgilerimle, kozume kenma.

mektubunu zarfa koyup, her şeyin eksiksiz olduğuna karar verdikten sonra kabanını üstüne geçirip güneşin aylardır ulaşmadığı sokaklarda yürümeye başladı.

kuroo'yu terk edeli 6 yıl olmuştu. bu süre zarfında kenma çok büyümüştü. eski umursamaz tavrı artık yoktu. artık oyun da oynamıyordu.

ama değişmeyen tek şey yalnızlığı ve kuroo'ya olan özlemiydi.

ve ayrıca bugün kuroo ile tanışmalarının üstünden tam olarak 10 yıl geçmişti. evet, bu perşembe günü 10 yıl önce tanıştıkları gündü.

kenma'nın aklında bir plan vardı ve onu gerçekleştirmek üzere otobüs durağına doğru ilerledi.

tek gidiş bir bilet aldı ve en arka koltuğa oturup kulaklıklarını taktı. yolculuğun tamamında kuroo ile yaptıkları otobüs yolculukları asla gözünün önünden gitmemişti.

gideceği yere vardığında akşam olmuş, hava kararmıştı bile. gözlerinin dolmasına neden olan sokaklar eskisine göre artık canlı değildi.

ve ışıklar hâlâ yanmıyordu.

bir yere oturdu kenma. kalbinin sıkıştığını hissetti. huzursuzca yerinde kıpırdandı. fazla durmaması gerektiğini biliyordu aksi takdirde planı işlemezdi. cebinden çıkardığı zarfı banka bıraktı ve üzerine bir not iliştirdi. daha sonrasında da her zaman kuroo'nun geldiği tarafa baktı.

ve oradan birinin geldiğini hissetti. bir gölge geliyordu ve kenma aceleyle olduğu yerden uzaklaştı. bir ara sokağa sarptı ve usulca köprünün oraya adımladı.

15 dakika önce

kuroo, kaldığı otelin kapısından çıktı yavaşça. elinde ara sıra kenma'ya aldığı kenma'nın favorisi olan çikolatalar duruyordu. cebine atıp odasını kilitledi ve binadan inmeye başladı.

evet, kendini öldürmemişti. neden öldürmediğini o bile bilmiyordu ama kenma'nın artık onunla olmadığını, ölmesinin önündeki tek engelin kenma olduğunu ama artık onun da olmadığını ve önünün açık olduğunu bilse de yapamamıştı.

karanlık sokaklardan geçti. eskiden ne kadar da mutlu olduğunu hatırladı buralardan geçerken. şimdi ise içinde hiçbir şey yoktu. kuroo bir şeyler hissedemiyordu. imkansız olduğunu biliyordu fakat eğer bir daha kenma'yı görme ihtimali olsa yine aynı şekilde ona bakabilir miydi, veya sarılabilir miydi, bundan emin değildi.

eskisi gibi her akşam gitmiyordu tabii ki bankın oraya. sadece kenma ile tanıştığı ve kenma'nın onu terk ettiği günler uğrardı o yere.

bugün ise dile kolay 10. yıllarıydı. kuroo düşünmeden edemedi, eğer kenma hâlâ yanında olsaydı muhtemelen şu ana kadar evlenmiş olurlardı. hatta belki de kuroo'nun en büyük hayali olan bir kız bebek evlat edinmiş olurlardı. gülümsemeden edemedi.

banka vardığında oradan hızlıca birinin olduğu yerden kalktığını ve onun geldiği tarafa baktığını hissetti. adımlarını hızlandırmıştı fakat o kişiye yetişememişti. kimdi bilmiyordu ama dikkatini bankın üzerindeki küçük bir not ve zarf çekti. hemen eline aldı küçük notu. ona yazılıp yazılmadığını bilmiyordu ama nedensizce okuması gerektiği kanısına varmıştı.

üzerinde şunlar yazılıydı:

"seni asla bırakmak istemedim sevgilim. çok özür dilerim.
köprünün oraya gel."

kuroo, gözlerinden akan şeylere engel olamamıştı. kendiliğinden titreyen vücudu ondan izinsiz bir şekilde koşmaya başladı.

işte orada duruyordu. köprünün demirliklerine yaslanmış, arkası dönüktü. saçları ise tamamen siyahtı.

ama kuroo onu tanımıştı.

"kenma!" var gücüyle bağırmış, oğlanı kendine çevirmişti.

kenma'nın ise yüzünde buruk bir gülümseme vardı sadece. hiçbir şey söylemedi, sadece gözlerinden akıttığı yaşlar eşliğinde dudaklarından son sözlerini, kuroo'ya veda sözcüklerini fısıldamaya çalıştı.

"özür dilerim..."

ve sonrasında kendini bırakmıştı derin sulara. şu an o kadar rahat hissediyordu ki kenma. hem öldüğü için, hem kendini açıklama fırsatı bulabildiği için, hem de bu acımasız dünyadan gitmeden önce sevgilisinin yüzünü son kez görebildiği için.

daha ne isterdi ki?

tamam, belki diğer hayatında kuroo ile mutlu yaşamayı dilemiş olabilirdi.

#son

streetlight, kurokenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin