kuroo, yine son zamanlarda eskisine nazaran daha sık gördüğü kabuslardan birine uyandı. eskiden her gece kesintisiz kabuslar görürdü ve açıklanamaz bir şekilde gördüğü her şey gerçek olurdu.
mesela en çok kendisine zarar veren kabusunda, annesini kanserden kaybettiğini görmüştü. ve ertesi gün annesinin kan kanseri olduğu haberi gelmiş, aradan kısa bir süre sonra ise vefatı gerçekleşmişti.
daha sonrasında, babası annesinin ölümünden sonra kuroo'ya bakmak istemeyip onu terk ettiğiyle ilgili bir rüya görmüştü. ertesi gün ise, babası ufak bir miktar para bırakıp hayatından sonsuza dek çıkmıştı.
mecburen bu yaşına kadar yetimhanede büyüyen kuroo, hâlâ da burada kalıyordu. reşit olmadığı için çıkmasına izin yoktu. olsa, bir dakika bile burada durmazdı. ölmeden cehennemi yaşatıyorlardı ona.
görmediği zorbalık, çekmediği eziyet, yaşamadığı haksızlık kalmamıştı. bir gün tüm bu olan bitenlere dayanamayıp intihara kalkışmışlığı bile vardı.
ama yine onu kurtaran, bu acımasız dünyadan çekip çıkaran, düştüğü kuyudan ona biricik kucağını açan sevgilisi olmuştu. canından daha değerlisi kenma'sı.
onunla kar fırtınalı bir perşembe gecesi, yetimhaneden birkaç sokak ötede bulunan o göz kamaştırıcı şehir ışıklarının altında tanışmıştı.
üstünde kalın bir şey olmadan karlı bankta gözyaşlarını elindeki cihaza akıtırken inadına sanki hayata tutunmaya çalışır gibi parmaklarını tıklatıyordu. kuroo, onu görür görmez koşarak yanına gitmiş ve kenma, yanına birinin oturduğunu gördüğünde ağlaması hıçkırıklara dönüşmüş, kafasını yaslayacak omuz bulmuştu kendine. bir diğer adıyla yuvasını.
kuroo bu yaralı ruhun ona verdiği hisleri o gün anlamıştı. huzurlu hissediyordu bu tanımadığı yabancının saçlarını koklarken.
daha sonrasında üzerinden çıkardığı montunu kenma'ya giydirmiş, yetimhaneden aradıkları için korkusundan gitmek zorunda kalmıştı. bir an bile kalıp telefon numarası gibi bir şeyi almayı akıl etmemişti çünkü nedense bir yerde bir şekilde tekrar karşılaşacaklarını hissetmişti.
ve öyle de olmuştu, ertesi gün kuroo bir umutla aynı saatte aynı yere gitmiş, ve onu burada beklerken bulmuştu. o kadar sevinmişti ki, gülümsemeyi unuttuğunu sanarken, bu genç ona tekrardan en güzel gülümselerden birinin ona ait olduğunu öğretmişti.
kuroo, o gün çektiği tüm acıları birkaç saatliğine unutmuş, yıllar sonra ilk defa gülümsemişti. ve ona bunu öğreten kenma olmuştu.
şimdi ise kuroo rüyasında, bir salı gecesinden sonra kenma'nın onu bir daha görmeye gelmediğini görmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
streetlight, kuroken
Fanfictionkuroo, eskiden her günü sevmesine rağmen artık salı gecelerinden nefret ederdi.