2 Ay Sonra..."Ne o? Ekecek misin yine?"
"Rahatsızım yoksa..."
"Olmaz." Diyerek mazeret saydığı cevabını reddetti, Mücahit. Hiçbir şeyin, günlerdir hazırlandığı bu geceyi, bozmasına izin vermezdi. ''Çıkacaksın sahneye. Günler önce ayırttırdığım masalar için yüklü ödenek aldım. Hepsi, sen sahneye çıkacağın için ödemeyi kabul etti.''
''Rahatsızım diyorum, keyfimden değil ya.''
''Bu gece ağrı kesiciyle hallet. Sonrasına bakarız yine..''
Kızıl kahve özensiz saçları bile, henüz gece için hazır değildi. ''Hastayken nasıl oynayacağım?''
''İkiletme Şafak!''
Konuşmaya, kulak misafiri olan garson, yardımsever bir sesle Şafak'a yöneldi ama tavrı yarıda kesildi. ''Abla ağrı kesici var bende, ister...''
''İstemem!''dedi, ağlamaklı bir sesle. ''Ağrımı kesecek tek şey buradan çıkmak.'' Ardında bıraktığı Mücahit'e seslenir gibi,perde ardına geçti. ''Bir daha uğramamak.''dedi. ''Bir daha uğramamak.''
Mücahit, garsonun kendisine olan bakışlarını yakaladığında gözlerini devirdi. Söylenir gibi, ''Kimsenin nazını çekecek değiliz.''dedi. ''Bakma l*n sen de öyle. İşinin başına, hadi! Masaları hazırla.''
''Tamam abi.''
Şafak, çektiği perde ardında, henüz hazırlanması için duran makyaj masasına geçmemişti. Masayı es geçip, pencereye yöneldi ve camı açmadan, yalnızca perdeyi kıvırdı.
''Hocam, bu dönemi yüksek ortalama ile kapattım. Tam da hedeflediğim gibi.''
''Benim de beklediğim gibi, Derin.''
''Yüksek ortalama ile mezun olursam, alanında iş bulmam kolaylaşır mı?''
''Etkili olacağını sanıyorum. Hem sen çok başarılı olacaksın, ben eminim.''
Şafak perdeyi kapattığında, bulunduğu odanın gerçekliği ile tekrar karşılaşmıştı. Yanındaydım ama beni görmedi bile. Nefes vererek, kendi kendine gülümsedi ve masaya oturdu. Gece için hazırlanmaya, önce yüzündeki yaşı silerek başladı. ''Şu hale bak. Beni görse g*tüyle güler.''
Göz altımı, sert bir fırçayla kapatmaya çalışırken, Şafak'ın dalgın tavrını bozdum. ''Kimle konuşuyorsun sen?''
Soru sorana kadar, burada olduğumun farkında bile değildi.
''Kendimle işte.''dedi. Masada bulduğu süngeri ıslatmadan, üzerine fondöten döktü ve yüzünde yaymaya başladı.
''Kendin ile ne alıp veremediğin var?''diye sorduğumda, elindeki süngeri anlık yüzünden uzaklaştırdı.
''Bugün hasta olduğumu söyledim, Sibel. Çıkmak istemedim.''
''İzin vermedi mi?''
''Verse dünyası mı yıkılır? Her gece dünyanın parasını kaldırıyor da, sanki kendisi mi çıkıp oynuyor?''
''Valla güzel kızsın, buradaki herkes sen sahneye çıkınca ağızı açık izliyor. Senin de nazın geçmiyorsa, başka mekan bul kendine bence.''
''Geçen Güler abla ile telefonda konuştuğumuzda, Mücahit'in başka mekana giden bir kızın başına, bela olduğunu söylemişti. Doğru mu bu?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZLAR SÖNSÜN
Teen FictionBerna, Ankara'nın en ünlü pavyonlarından biri olan, Sarıgün Gazinosu'na borçlu bir konsomatristir. Bir gün mekan sahibi tarafından düzenlenen büyük gecede, sahne alması karşılılığında tüm borçlarının silineceği söylenir. İş adamları, bürokrat ve siy...