11: Leonis

1K 111 37
                                    

Song - Scars to your beautiful

'The Little Padfoot, The Blueberry

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'The Little Padfoot, The Blueberry...'

////----////

Sirius'un hamileliği herkesi bezdirmişti. Öyle ki Remus doğuma kadar kaç gün kaldığını hesaplıyordu, James, Sirius'u ziyarete her gittiğinde geç bir saatte gidiyordu ki daha az kölelik yapsın. Peter ise, zavallı Peter, kaçamadan Sirius'un her dediğine koşuyordu.

Severus ise yorgundu ancak sesi çıkmıyordu. Sirius istese ölecek olan adam, ses eder miydi hiç?

Artık son birkaç hafta kalmıştı ki Prince malikanesini bir telaş sardı. Küçük bir varisin heyecanı Tobias'ı bile etkilemişti. Tam üç bebek odası hazırlandı. Üçü de Sirius'un karar verdiği birbirinden güzel bebek odalarıydı. Prince malikanesindeki odanın renkleri genel olarak kırmızı, turuncu ve beyazdı. Kırmızı koyu ve mattı. Turuncu hafif, gün batımı gibi ve beyaz da keskin değildi.

Kendi evlerindeki oda, mavinin tonları ve biraz da beyazla süslenmişti. Tavanı ise yıldızlar süslüyordu.
Grimmauld'da ise oda olabildiğince aydınlıktı. Sirius'un hiç sahip olmadığı kadar...
Beyaz, morun tonları ve biraz da turkuaz ile süslenmişti.

Her birini özenle seçtikleri, istemedikleri kadar da hediye aldıkları kıyafetler ise rengarenkti. Bebeklerinin cinsiyetini söylemediklerinden hediyeler böyle renkli gelmişti. Sirius ve Severus ise bunu istiyorlardı.
Onların çocukları, renklere verilen cinsiyete göre yaşamayacaktı. O an hangi renge ait hissediyorsa onu giyecek, hangi binaya aitse özgürce oraya gidecek, neyi seviyorsa kendisine zarar vermeden onu yapacaktı.

Sirius için özgürlük çok önemliydi. Bu nedenle bebeğinin özgür yetişmesi için her şeyi yapacaktı.

Gri gözleri odanın bir köşesinde dağ olmuş kitaplara kaydı. Pratikte olmasa da teoride bir bebek ve nasıl yetiştirileceği hakkında çok fazla bilgisi vardı. Sonra diğer tarafa, kapının önünde duran çantaya baktı.
O siyah çanta bebeğinin giyeceği ilk kıyafetleri, ilk battaniyeyi, ilk eşyalarını içeriyordu. Sirius için de kıyafetler ve lazım olan diğer şeyler vardı.

Bir an, sessizlik içinde ve yalnızken omuzları düştü. Ellerini kocaman olmuş karnına koyup iç çekti. 17 yaşında bir gençti. Bir çocuk gibi büyük bir sorumluluğu almak için çok genç. Ama yalnız olmadığını bilmek bu sorumluluğa hazır hissettiriyordu. Annesi, kardeşi, sevdiği, sevgilisinin ailesi ve tüm sevdiği arkadaşları yanındaydı.
Ona destek oluyor, duygu değişimlerinde ona uyup alttan alıyor ve iyi olması için her şeyi yapıyorlardı.

Sirius hepsine minnettardı. Sadece üzüldüğü iki şey vardı; okuldaki son yılını dostlarıyla geçirememek ve dolunayda Aylak'ı yalnız bırakmak...

Little Padfoot (Snirius)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin