Geçenlerde kız kardeşimin bana hediye olarak aldığı parfümü aynanın önünden alarak boynuma sıktım. Her şey tamam gibi görünüyordu.
Üzerimde bol, siyah bir tişört; altımda ise açık kahve bol bir jean vardı. Sol kolumdaki birkaç bilekliğim ve sağ elimin orta parmağındaki gümüş, hafif desenli yüzükle gayet sade görünüyordum. Saçlarımı dağınık bırakmayı tercih ettim bu sefer.
Zil çaldığında telefonum ve anahtarımı aldıktan sonra dış kapıya ilerledim. Demir kapıyı açtığımda karşımda kocaman gülümseyen bir Harry ile karşılaştım.
"Naber?" Ben kapıyı kilitlerken elini sırtıma koydu. "İyiyim, sen?" Kapıyı kilitleyip anahtarı cebime attıktan sonra ona döndüm. "İyiyim, hadi gel." Elini sırtımdan belime indirerek arabaya yönlendirdi beni.
Siyah jipin ön, yolcu kapısını açıyordum ki alev gibi yeşilleriyle bana baktı Harry. "Çocuklar arkaya, oraya Louis binecek." Sırıtarak arkaya geçip kapıyı açtım ve rahat koltuğa oturdum. Oturur oturmaz da onun kokusunu ilk defa duymanın verdiği hisle gerildim.
Oh, harika yol boyunca bu ızdırabı çekeceğim.
"Selam Zayn." Sesin bu kadar naif olmak zorunda mı? Ona bakmadan kısık sesle yanıt verdim. "Selam." Rahatsızca yerimde kıpırdanıp parmağımı burnuma sürttüm.
"Ay ne kadar sıkıcısınız ya siz." Dedi Harry sessiz geçen birkaç dakikanın ardından. "Biz sıkıcı değiliz Harry, sen fazla enerjiksin." Aynadan bana bakarak göz devirdi.
"Gece sonunda senin de enerjik olmanı umuyorum." O, sırıtarak bana bakarken, ben yanaklarımın kızardığından emindim. Arkama yaslanıp dışarıya bakarak "Kes sesini." Dedim. Bu sırada Liam'ın ufak kıkırtıları kulağıma doluşuyordu. Gözlerimi kapattım. Ondan etkilenmemek çok zordu.
Biraz sonra araba yavaşladı. Louis ön koltuğa binerken hepimizi selamladı. "Selam." Diyerek gülümsedim. Louis, fazlasıyla centilmen biriydi benim gözümde.
Kemerini takmadan arkaya dönerek direkt suratıma baktı. Ben ona balık gibi bakarken gülümsüyordu. "Gözlerin gerçekten mükemmeller Zayn." Duyduğum şeyden dolayı gülümsedim. "Senin de gözlerin elmas gibi Louis." Harry sinirle aynadan tekrar bana baktı. "Flörtleşmeniz bitti mi?" İkimiz de kahkaha attık.
Louis, tekrar önüne dönerek kemerini bağlarken, Harry tekrar yavaşladı. O sırada arabaya doğru koşarak gelen çakma sarışına bakarak gülümsedim.
Niall benim tarafımdaki kapıyı açtı nefes nefese. "Kaysana." Diye de azarladı. Açıkcası kaymak istemiyordum çünkü Liam ile yan yana olacaktık.
Ancak mecburen sola doğru kaydım ve Liam'ın kokusunu daha yakından almaya başladım. O sırada Harry, Louis'nin çenesini tutmuş dudaklarını öpüyordu. Gözlerimi devirerek önüme baktım. Kıskanç kıvırcık.
"Selam!" Niall önce öpüşen çifte, sonra da bana ve Liam'a baktı. "Selam Niall." Diyerek yanımdaki çocuğa baktım.
"Sonunda bir araya gelebildik." Dedi diş tellerini gösterecek şekilde gülümserken. "Aynen öyle Niall." Solumda duyduğum ses ile kaskatı kesildim. Arkama yaslanarak onun etkisi altına girmemeye çalıştım.
Eğlence kulübüne gelene kadar Niall'ın tuhaf şakalarına gülüp, önümüzdeki çiftin flörtleşmelerine göz devirdik. Şimdiden herkesi çok sevmiştim. Ancak Liam farklı. Biliyorsunuz.
"Offf, çok özlemişim buraları." Louis'nin heyecanla söylediği şeye Harry ters bir bakış atınca dövmeli elini büyük ele geçirdi Louis. Ardından da kulağına eğilip bir şeyler söylemeye başladı.
Hep beraber yüksek müziğin çaldığı mekana girdik. Niall koşarak bir masaya oturunca onun yanına geçtik. Louis ve Harry dip dibe oturup bir şeyler konuşmaya başladı. Niall ise kendi âleminde etrafı inceliyordu. Liam ise benim yanıma oturmuş, direkt olarak suratıma bakıyordu. Yüzümün ısındığını bilerek ben de Niall gibi etrafı incelemeye başladım.
"Ben viski alacağım." Kafamı kaldırdığımda herkesin siparişlerini verdiğini fark ettim. "Ben de viski alacağım." Dedim Liam'a bakarak. Garson siparişlerimizi aldıktan sonra yanımızdan ayrıldı.
"Eee, Zayn. Biraz kendinden bahsetsene." Dedi Harry'nin göğsüne kafasını bırakmış olan Louis. Rahatsızca yerimde kıpırdandım. Boğazımı temizledikten sonra "Harry bahsetmiştir diye düşünüyordum." Dedim.
"Aslında evet, bahsetti. Muhabbet açılsın diye demiştim." Bu sırada masaya bardaklarımız konuyordu. "Ah." Dedim kaşlarımı yukarı kaldırıp önümdeki bardakla oynamaya başlarken. "Adımı biliyorsunuz zaten. Soyadım Malik. Balık tutmaktan ve dizi izlemekten hoşlanıyorum."
"Ne tür diziler izlersin?" Bana soruyu soran Liam'a baktım. "Daha çok dram severim ama aksiyon da izlerim sık sık." Kafasını salladıktan sonra bardağını kaldırıp ortaya götürdü. Ne yapmak istediğini anlayınca hepimiz onu taklit ederek bardaklarımızı ortada tokuşturduk.
Yaklaşık yarım saat sonra herkes bir yöne dağılmıştı: Niall iki bardak biradan sonra kalkıp dans etmeye başlamıştı, Louis ve Harry'nin tam olarak nereye gittiklerini bilmiyorum ama en son yiyişiyorlardı, Liam ise tuvalete gideceğini söylemişti. Sonuç olarak koskoca masada tek başıma oturuyordum.
"Selam yakışıklı." Arkamda duyduğum kalın sesle irkilerek kafamı çevirdim. "Selam." Dedim sesimin müzik sesine karıştığını fark ederek. "Yanına oturabilir miyim?" Diye sordu orta yaşlardaki adam. Kafamı salladım.
Yanıma gelerek oturdu. Elinde duran bardaktan bir yudum aldı. "Sıkılmış gibisin." Deyince ben de bardağımı alıp birkaç yudum aldım. Adamın yanıma gelme nedeni çok açıktı. Ancak çok sıkılmıştım, en azından muhabbet edebilirdik.
"Aslında arkadaşlarımla geldim." Suratını süzmeye başladım adamın. Koyu mavi gözleri, sapsarı saçları vardı. Dudakları dolgundu ve gülünce gayet hoş görünüyordu. Ayrıca kaslıydı da. Bunu giydiği ince tişörtten kolaylıkla anlayabiliyordu insan.
"Ama seni ektiler mi?" Hafifçe gülümsedim. "Sadece eğleniyorlar." Birden elini şakaklarımdaki saçlarda hissedince irkildim. "Sen de eğlenmek istemez misin?" Gözlerine baktım. Sanki beni istediğini bağırıyormuş gibiydi.
"Aslında..." kendimi biraz geri çektim ama eli tekrar eski yerini aldı. "Hey, sakin ol güzellik. Seni zorlayacak değilim." Saçlarımdaki elin hiç öyle demiyor ama!
Önümdeki bardağı alıp tek dikişte bitirdim. Bana sırıtarak bakan adama döndüğümde eli hâlâ saçlarımda geziniyordu.
Bir anda adamın elinin üzerine sert bir şey konduğunda yerimde sıçradım. O tarafa baktığımda Liam'ın çatık kaşlarla adamın elini geriye çektiğini gördüm. "Yanlış seçim." Dedi adama. Adam kaşlarını çatarak ona baktı. "Ne demek istiyorsun?"
"O benimle birlikte." Dediğinde ufak çaplı bir şok yaşadım. Ama bunun beni kurtarmak için olduğunu biliyordum. Sarışın adam bana döndü. "Doğru mu bu?" Önce Liam'a sonra adama baktım ve kafamı olumlu anlamda salladım.
Adam göz devirip bıkkınlıkla nefes vererek yanımdan kalkarken gevşediğimi hissettim.
Adamın kalktığı yere hızla Liam oturdu. "İyi misin?" Ona kızgınlıkla bakarak göz devirdim. "Niye bu tarz fevri hareketler yapıyorsun?" Sesimin tonu epey sert çıkmıştı.
"Rahatsız olduğunu görebiliyordum Zayn."
"Neyse ne?!" Kaşlarımı çatıp arkama yaslandım.
Her ne kadar belli etmesem de içimdeki ses beni sahiplenişinin hoşuma gittiğini söylüyordu. Fakat ben bunu görmezden gelerek bir bardak viski daha sipariş ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hEy!! ▪︎ |Ziam| ▪︎ Texting
Fanfiction"Benim ürkek, narin bebeğim..." Zayn, her ne kadar çekingen bir yapıya sahip olsa da resim konusunda yardım istemek için Liam'a mesaj atması gerekiyor.