Duria

Kingshill.

Kingshill grimfordan çok çok daha büyüktü. Grimford 2 salon büyüklüğündeydi burası ise koskocaman bir şehirdi. Ona bir çadır yerine oda verdiler. biraz dinlendikten sonra kingshill in komutanı "crash anderson" ın yanına gitti amy. Oda kralın huzuruna çıkmadan görev veremeyeceğini söyledi. O an heyecanlandı tabii. Üstünü başını düzeltip kral merdivenlerinden çıkıyordu. Son basamağı çıkınca karşısında kral tahtında aşırı yaşlı bir adamın uyukladığını gördü. Okadar heyecanın sonu yaşlı bir adamın uyumasını izleyerek geçti... "Iğmm" diyo boğazını temizliyince birden doğruldu. "Evlad seni kim aldı buraya" diyerek uykulu uykulu baktı. "Ben yeni geldim efendim" diyerek ekledi. " "Mühürmü istiyorsun ?" diye sordu. Amy anlamadığı halde "evet" diye cevap verdi. Mührü verdi ve amy gittikten sonra uyuklamaya devam etti. Amy crash andersonun yanına gidip görev aldı. Bu dünyayı bu çileden kurtarmak için bu görevler herkeze veriliyordu. Ondan "gremlin pençesi" getirmesini istedi. Gremlin pençesini ne yapacaklardı ki ? Her neyse. Sgerfilded çayırlarını biraz gezmeye karar verdi. Oradaki yaratıklarıda bilmiş olurdu hem. Sgerfilded çayırlarına girdi. Tedirgince etrafı tararken karşısına yine başbelası cadı çıktı. Okunu fırlattı ve cadının sıska ve çarpık bacaklarına geldi. top şeklindeki parlak büyüsü amy'e doğru yaklaşıyordu. Yayıyla engellemeye çalıştı ve bir ok daha atıp yaratığın karnına isabet ettirdi. İki büklüm olmuştu ve bir o yana bir bu yana sallanmaya başladı. Çıkardığı seslerden dolayı gremlin sürüsü ona doğru gelmeye başladı. Etrafını sardıkları için hepsiyle baş edemiyordu. En az 9 tane vardı. Bazılarını okla, bazılarını tekmeyle savuruyordu. Gremlin görevi burada sona erdi. Birtanesinin kolunu alıp bileğinden kesti. Kanları amy'nin yüzüne doğru fışkırdı. Kingshille geri dönüp görevi teslim etti. Ödül olarak kumanya aldı. İşte bu güzel bir ödüldü. Odasına gidip birgüzel ziyafetini çekti. Ve bir başka görev aldı. Bu görev yaşlı bir kadındandı. Değirmenin orada yıkanırken bir cadının elbisesini çaldığını söyledi. Bir cadı herhangi bir cadı olabilirdi ama değirmenin orada olduğu için işi daha kolaylaştı. Ama değirmen neredeydi ? Bu sorunun cevabını sgerfilded çayırlarında bulacaktı. Çayıra girer girmez bir gremlin çalılıkların aradından pusu kuruyormuş gibi ortaya çıktı. Okçuluk işinde bayağı uzmanlaşmıştı. Gremlini hemen vurdu. Çayırı geziyordu ve gözünün ucuyla uzaktaki gremlin ve cadıları görebiliyordu. Ama Onlar amy'i görmüyordu. Sonra hafiften su sesi gelmeye başlamıştı. değirmene yaklaşmıştı. Su sesinin geldiği yere doğru gitti ve değirmeni buldu. sessizdi fakat etrafında kırmızı elbise yoktu. Biraz daha etrafa bakındığında bir cadının ateşin yanında büyü yaptığını gördü. Yanındaki odunun üstünde ise "kırmızı elbise" vardı. Cadı amy'i henüz görmemişken yayını doğrulttu. Fırlattı ama cadının tam yanındaki odun parçasına geldi. Cadı arkasını dönünce onu gördü. Büyüsünü uzun zamandır çalıştığı yay savurmayla savundu. Bir süre boğuştuktan sonra amy cadının hakkından geldi. Kırmızı elbiseyi alıp kingshille döndü. Yaşlı bayan teşekkür edip gönderdi bu görevden sonra crash anderson amy'i yanına çağırmıştı. Ondan sgerfilded çayırlarının kuzeyinde bulunan "karanlık orman" a girip 10 köpek dişi istemişti. Burada köpek varmıydı ? Sgerfilded çayırlarından yukarı küçük bir bayır çıktığında karşısında "karanlık orman" tabelası duruyordu. İçeri girdiğinde hava kapkaranlıktı. Ama sgerfilded çayırlarından açıktı. Bunun durumunu hayla çözememişti. Ortamda hafif ıslıklar vardı. Fakat tempolu ıslıklar... Yavaş adımlarla yürüyordu. Hırıltı sesleri gelmeye başladığında 360 derece döndü. Sesin nereden geldiğini anlamıyordu. Sonra ise tam dibinden bir hırıltı geldi. Bu bildiğimiz bir köpekti. Diğer köpeklerden ayrılan tek özelliği kırmızı gözlü olmasıydı. 10 saniye kadar amy'e bakıp hırladı. Belki gider diye düşünürken. Yüksek bir sesle havlamaya başladı. Olamaz. Bütün yaratıkları buraya çekecekti. Fazla bağırmadan yaratığın hevesini bozdu amy. İş kısa ama şiddetli sürdü. Sağa sola bakınırken karşısında garip bir yaratığın dikildiğini gördü. Uzun boylu, boynuzlu maskeli bir geyikti. Evet geyikti ama dik duruyordu. Ve onun sadece gövdesine geliyordu amy. Elinde tuttuğu yayı ona doğrultup ardından bir saniye geçmeden okunu hemen fırlattı. Sağa eğilmeseydi amy'nin kafasına isabet edecekti. Amy o pozisyonda yaratığın kafasına nişan aldı. Okunu fırlattı ve yaratığın koluna isabet etti. Anlık bir hataydı. Sonra ise arkasından çıkardığı garip bir borozanı şiddetle üfledi geyik. Bu ses kimbilir kaç köpeği buraya çekecekti! Yaratığın işini hemen bitirmek zorundaydı ki yoldaki yaratıklar buraya ulaşmadan görevi bitirebilmeliydi. Yaratığın yanına koşup karnına tekme atınca birden geri savruldu ve amy'e ok atmaya devam etti. Ama hep ıskalıyordu. Ve yayı kullanmaya gerek kalmadan oku kafasına sapladı amy. Yaratık anında yere yığıldı ve borozan sesleri yakınlardan geliyordu. Buna vakit yoktu pusuya geçip sadece köpekleri avlamalıydı. Pati sayısı 6 olmuştu. Ve iki köpeğin daha işini bitirdi. Sonunda patiler bitmişti ve şehire dönme vaktiydi. Şehire girdiğinde yine şehir kalabalık ve hareketliydi. Crash andresona görevi teslim etti. Oda amy'e kingshill'de görevlerimin sona erdiğini ve artık yeni yeri olan "slifmoor" a gitmesini söyledi. Kingshillden ayrılmak biraz zor geldi açıkçası. Alışmıştı. Slifmoor, sadece bir vahşi doğaymış. Tıpkı sgerfilded çayırları, darbmoor ve karanlık orman gibi. Fakat birşeyden dolayı ünlüydü. Büyüklüğünden ve tehlikesinden... Bu söz bütün kingshillde vardı. Kalacağı kentsel alanın adı "werian sığınağı"ydı. Eşyalarını alıp kingshillden uzaklaştı amy. Yol karanlık ormandan geçiyordu. Yine o sinir bozucu borozan sesleri kulağına gelmişti. Fakat uzaktaydı. Sezsiz sakin buradan uzaklaşmak için çabalıyordu. Uzağımdaki geyik ve köpekleri görebiliyordu. Ve kingshillde "nefertari" diye bir yaratık hakkında söylentiler duymuştu. Bu büyü ustadı korkunç yaratıkların elinden kurtulan çok olmuyormuş. Ve bu yaratıklar slifmoorda bulunuyormuş. Biryandanda gitmeye korkuyordu. Gittiği yol darlaşmaya başlamıştı. Ve az ileride eğik bir tabela duruyordu. "Slifmoor"...