4

163 20 17
                                    

O gün gelmişti. Ilande giriş günümüz gelmişti.
Jayle aramızı düzeltmiştik. Sakin ve sessiz bir iki hafta olmuştu.
İki arkadaş gibi performansımıza odaklanmış ve sıkı bir şekilde çalışmıştık.

Ve ben bu süre boyunca ona olan hislerimi saklamıştım, şuanlık böyle olması daha iyiydi.

Şuanda ise yanyana bize söylenen yere doğru ilerliyorduk. Sırtımda ufak bir çanta vardi sadece.
İçinden geçtiğimiz yol ormandı.

Meleğin konuşmasıyla dikkatimi ona verdim.
"Sunghoon orman çok güzel. Her şeyin güzel olacağını hissediyorum."
Merakla etrafa bakıyordu. O sırada şeytanın konuşmasıyla gözlerimi devirdim.
"Hangi gerizekalı ormanın ortasında bir yer yapar ki."
Duvara yaslanmış, kollarını önünde birleştirmişti.
Melek sinirli bakışlarını ona çevirip konuşmuştu.
'Bir kerede yorum yapmasan ölürsün.'
Umursamazca yatağa yatmış, ve eline aldığı çizgi romanı okumaya başlamıştı.

Sayfayı çevirirken konuşmasıyla bir şeye takılıp sendelemem aynı anda olmuştu.
'Önüne bak aptal düşeceksin."

Yeri boylamayı beklerken kolumdan tutulmasıyla rahat bir nefes almıştım.
Jay gülerek beni kaldırmıştı.

"Hey, dikkat et."

Dengemi sağlayıp tuttuğu kolumu çektim.

"Teşekkürler."

Gülümsemiş ve yürümeye devam etmişti.

Bende arkasından rezilliğime küfür ederek yürümeye devam ettim. Biraz sonra düzlük bir alana gelmiştik.
Gördüğüm koca binayla ufak çaplı bir şok yaşamıştım. Bakışlarımı jay'e çevirdiğimde benden bir farkı yoktu.

"Waow garip bir mimari."

Dediğimle gülmüştü.

Gösterilen yoldan binanın kapısına doğru ilerlemeye başladık.

Siyah büyük ve garip duran kapının önüne gediğimizde bu lanet şeyin nasıl açılacağı hakkında akıl yürütmeye çalıştım. Bu saçma şeyler için gerçekten çok para ödediklerine gerçekten emindim.

Bir anda çıkan yüksek sesle korkarak büyük kapıdan uzaklaştım. Daha sonra ise bu durum beni güldürmeye başlamıştı, tabi buna Jayin sinirli mırıldanmalarının da etkisi vardı. Garip şekilde açılan kapıdan geçip ilerlemeye devam ettik.
Biraz gittikten karşımıza büyük bir alan ve orda oturan bizin yaşlarımızda kişiler çıkmıştı.

Merakla bize bakışları ve kendi aralarında fısıldaşmaları, benimde heycanlanmamı sağlamıştı.

Jayle beyaz yere doğru ilerleyip beklemeye başladık zaten onların yanına gidecek bir yolda gözükmüyordu.

Aniden harekete geçen zeminle aynı anda Jayle birbirimize bakmıştık. Gergin bir şekilde gülümsemesiyle onunda en az benim kadar heycanlı olduğunu anlamıştım.

Karşıdakilere yaklaştıkça konuşmaları daha anlaşılır bir hale gelmişti.

'Vay canına çok yakışıklılar.'

'Zemin hareketlenince sadece onlar korkmadı Kkkk'

'Onlar havalı.'

'Onları tanıyorum beraber stajyerdik iyi dans ediyorlar.'

Gergin gülümsememle onlara bakmaya devam ettim. Evet tanıdığım bir kaç kişi vardı.

Güzel geçecekti. Sıkı çalışıp jayle birlikte çıkış yapacaktım bu son şansımdı. Buz patanini birakmışken, bana itiraz edenleri haklı çıkaramazdım...
Son kez jaye bakıp başımı tekrar önüme çevirdim. O yanımdayken daha güçlüydüm.






 In la kesh✔JayhoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin