sinir hastalığına sahip olan insanlar genellikle çevresi ile iletişim kurmayı, ilişki içinde olmayı reddeder ve kendilerini dış dünyaya tamamen kapatmayı tercih ederler. en ufak boş bir anda (bazen bunun boş bir an olması bile gerekmez. yani her an..) düşüncelere gömülürler. kafalarında dönen düşünceler asla olumlu bir yöne varmaz ve düşünceleri ile gerçeği ayırt edemeyecek hale geldiklerinde öfkeleri açığa çıkar. pozitif olmayan düşünceler kafalarında döndükçe sinirleri yükselir ve bu siniri genellikle çevreden yada kendilerinden çıkarırlar. bağırmak, şiddete başvurmak, kendine zarar vermek yada etrafa zarar vermek öfkenin açığa çıkma şekillerinden bazılarıdır. kişi sık sık hüzünlü bir ruh haline bürünür. Kimi hastalar dışarıya bu durumu ağlayarak yansıtırken, kimi hastalar öfke nöbetleriyle yansıtır.
kendisini hüzünlü ve izole hisseden kişi artık normal aktivitelerden tat alamamaya başlar.changbin'de bu hastalığa sahip olan kişilerden biriydi ve yukarıda bahsedenlerin hepsine sahipti.
sürekli hüzünlü hisseder, kafasındaki düşünceleri atmak için öfkesini kullanırdı ve sonunda bitik bir şekilde kendini bulurdu.
arkadaşlarından yardım alma sonucu boks'a başlamış ve her nöbet geçirmeye yakın olduğunda kendini spor salonuna atardı.
bir süre sonra bu da işe yaramadı. bileklerinde zedelenmeler başladığında karşısındaki kum torbası da onu tatmin etmemeye başlamıştı.
karşısındakinin acı çekmesini istiyordu. açıkçası kafasındaki düşünceler buydu fakat bunu dile getirdiğinde kendinden tiksineceğini biliyordu fakat bu da bir hastalıktı.
mazoşizm yada mazoşist kelimesini herkes duymuştur. kısaca açıklamak gerekirse kendine acı verilmesinden hoşlanmak, canının yanmasından zevk almaktır. changbin'de bunun tam tersi vardı diyebiliriz.
bir insanın karşısında acı çekmesinden hoşlanabilirdi. bunun altında yatan sebeplerden en büyüğü ise çocukluk travmalarıydı.
changbin sinir hastalığı olduğunu biliyorken böyle psikopatça bir hastalığı daha kaldıracağını düşünmediği için bundan kimseye bahsetmez kendine bile söylemezdi bunu. düşünürse içinden düşünürdü sadece.
bu iki hastalık birbiriyle bağlantılı olup changbin'i içten içe dibe sürüklemeye başladığında bir kaç boks müsabakasına gitmişti.
tabii ki bunların hepsi illegaldi. yer altında yapılan para karşılığında yenilmek yada kazanmak adına yapılan yarışmalardı işte.
ilk başta iki insanın müsabakasını izlemeye başladı ve ringdeki insanlardan biri yumruk yediğinde zevk alırdı. bir süre sonra o ringde olup dövüşmek istediğini farketti.
bu geçen sürede mekanın sahibi ile yakınlaşmaları sayesinde changbin sonunda bir maça çıkacaktı.
bir çok insan ona para basmıştı. eğer kazanırsa hem kendisi faydalanacaktı hemde yakın arkadaşı aynı zamanda da mekanın sahibi olan chan ve kardeşi minho.
ilk maçını kazandığında sene 2018'di. üstünden yaklaşık dört yıl geçmesine rağmen changbin her ringe çıkışında aldığı zevki en ufak zerresinde hissedebiliyordu.
kendi zevkinin yanı sıra minho ve chan'a o kadar çok para kazandırmıştı ki sadece bir mekanla kalmayıp daha fazla mekan açmıştı. işleri büyütmede en çok changbin'in yardımı dokunurken kendisinin kalbi taşa dönmüştü diyebiliriz.
ta ki o gün maçta o çocuğu görene kadar.
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mad | changlix
Fanfiction- söz ver gidersen sinirlenirim. + sen söz ver sinirlenirsen giderim.