o verilen sözlerin ardından iki sevgili eski günlerdeki gibi tek bir yatakta sarmaş dolaş uyuya kalmışlardı.
saatlerdir dışarıda bekleyen görevli bir süre sonra sıkılıp hemşireler ile konuşmaya hatta numaralarını bile almaya başlamıştı.
yaklaşık 3 saat sonra konuştuğu hemşirenin vardiyası bitince anladı 3 saatin geçtiğini. panikle odaya girdi ve sarılarak uyuyan sevgilileri görüp gülümsedi.
görevlinin ardından minho gelip ikisinin fotoğrafını çekmişti. daha sonra changbin'i uyandırdı.
hastaneden çıktıklarında minhoların evlerine gittiler. minho herkes için yemek hazırlamıştı. changbin eve gitmeye korkuyordu.
o eve tekrar girdiklerinde felix'in yaşananları hatırlamasından korkuyordu. bundan hyunjin'e ve chan'a bahsettiğinde ikiside arkadaşları için çabalamış ve o evi satıp daha yakınlarda yeni bir ev almışlardı.
chan'ın mekanının yükselmesinin çoğu changbin sayesinde olmuştu ve tek bir ödeme yapmamıştı. sattıkları evin parasının üstünü tamamlayıp daha büyük bir ev almıştı chan. bir teşekkür hediyesi gibiydi.
ziyafetten sonra yeni evlerine gitmişlerdi. bu changbin ve felix için sürpriz olsada changbin gerçekten mutluydu. bir daha o evi görmek istemiyordu. tüm arkadaşlarına özel olarak teşekkür etti.
"her kriz geçirdiğimde yanımda olup kırıklıkları topladığın için teşekkür ederim seungmin."
"iyileşmeme yardım ettiğin için teşekkür ederim hyunjin."
"felix'in arkadaşı jisung ile sevgili olduğun için teşekkür ederim minho."
"bana abilik yaptığın için, çatının altına aldığın için ve ev için teşekkür ederim chan."
"o gün mekana geldiğin için teşekkür ederim jisung."
"hepimizden yaşça küçük olsanda verdiğin tavsiyeler gerçekten büyük bir yüreğe aitti. sanada teşekkür ederim jeongin."
"ve en çok sana teşekkür ederim sevgilim. var olduğun için ve bana yaşadığımı hissettirdiğin için."
hepsiyle özel olarak konuşmuştu ve gecenin sonunda uykuya dalmıştı ikiside.
bundan sonra yapmaları gereken tek şey verdikleri sözleri tutmaktı.
1 yıl sonra
"changbin! gel hadi yemek hazır."
"gelicem sevgilim." changbin yatakodasından seslenip boynundaki kravatı tutup mutfağa doğru koştu.
"ya ben yapamadım bunu." dedi boynundaki kravatı gösterip. felix tezgah arkasından gülümseyip yanına gitti ve kravatı bağladı. sevgilisinin dudaklarına öpücük kondurup hazırladığı masaya oturdu.
"ya 2. yılımızı kutluyoruz güzel ama neden resmi giyindik ki?" dedi changbin.
"güzel olmamış mıyım yani?" dedi felix dudağını büzerek.
"hayır hayır. sen çok güzel olmuşsun ama ben bununla pek rahat edemiyorum."
"biraz dayan, gece sonunda üstünde bir şey olmayacak zaten. o zaman rahat edersin." felix sinsice gülümseyip önündeki kadehten bir yudum aldı changbin öldürüp sevgilisini süzmüştü.
sarı saçlarına bağladığı beyaz bandana ve göze çarpan çilleri onu mükemmel kılmıştı. normalde başkası giyse garip duracak kıyafetler felix'te muhteşem duruyordu. yada changbin fazla aşıktı.
yemekleri yedikten sonra felix heyecanla konuştu.
"ah sana bir sürprizim var."
"ney?"
"milli savunma sınavını kazanmışsın."
changbin zaten önceden girmiş olduğu bu sınava felix'in zoruyla girmişti ve neredeyse unutmuştu bile. kazanmayı beklemiyordu.
"nasıl yani?"
"işte diyorum sana artık düzenli bir hayatımız olacak diye bebeğim. bence bu harika bir şey!"
"felix senden uzakta mı olacağım şimdi ben?"
"hayır başka şehire gitmeyeceksin ki."
"nasıl oldu o?"
"ben varsam işin içinde. her şey mümkün." dedi ve masadan kalkıp sevgilisinin yanına gitti.
karavatı gevşetip gülümsedi.
"sana sürprizi söylediğime göre artık rahatlayabilirsin."
"felix kaşınıyorsun." dedi changbin daha sonra ikiside gülümsedi...
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mad | changlix
Fanfiction- söz ver gidersen sinirlenirim. + sen söz ver sinirlenirsen giderim.