"hadi yine iyisin. felix uyanıp ifade vermiş. her şeyi kendi yaptığını senin bir suçun olmadığını söylemiş. serbestsin."
changbin duyduğu şey ile bir anlığına durdu. felix'in ondan nefret ettiğini ve şikayetçi olacağını düşünürken tam tersi olmuştu.
tek istediği şey felix'e sarılmaktı. ondan defalarce kez özür dilemekti belkide. o kadar pişmandı ki ne yapacağını bilemiyordu. hyunjin ile çok fazla konuşmuş ve bu ona iyi gelmişti. eskisi gibi en ufak şeye sinirlenmiyordu. fakat hala vardı bu hastalık.
haplarını içmeye devam ediyordu. haplar yüzünden aşırı sakindi ve fazla uyuyordu. her uyuduğunda ise felix'e tekrar sarıldığını görüyordu rüyasında.
şimdi ise bu rüyanın gerçek olması için eline bir şans geçmişti. fakat felix'in onunla görüşmek isteyeceğinden emin değildi.
bir kaç gün sonra felix taburcu olmak üzereydi. changbin'in gelmesini istiyordu fakat en son yaşananlar aklına geldiğinde korkuyordu.
"belkide benden ayrılır ve bir daha görüşmek istemez." dedi felix sessizce.
"ya benden ayrılırsa bir daha görüşmek istemezse...öyle olursa bile haklıdır zaten." dedi changbin hastanenin önündeyken.
yanındaki görevli ile birlikte içeriye doğru girdi. felix'e bir şey yapmasına karşın bir korumaydı bu adam. changbin sinir olsada felix rahat hissedecekse her şey uygundu.
felix'in kaldığı odanın kapısının önünde önce görevli girmiş ve felix'e söylemişti.
"changbin geliyor. yanınızda ben duracağım."
içeriye changbin girdiğinde gözleri anında dolmuştu. kalbi bir anlığına sızı ile hızla atmaya başladı. felix'in gözleri bir anlığına changbin'le buluştuğunda sanki hiç bir şey olmamış gibi sarılmak istedi ona. tekrar o kollarının arasında uyumak istedi. tekrar öpmek, hissetmek, sevmek, gülmek. bu duyguları tekrar yaşamayı o kadar çok istiyordu ki.
"siz çıkabilirsiniz." dedi felix görevliye.
changbin sevgilisinin sesini uzun zaman sonra duymanın verdiği his ile gözlerini sıkıca kapatmış ve iki damla göz yaşı yerle buluşmuştu.
"ama sizin iç-"
"kapıda beklersin." dedi felix. böylece görevli changbin'e bakıp dışarıya çıktı.
"otursana."
changbin felix'in dediğini ikiletmeden oturdu ve derin derin nefesler almaya başladı.
"nasılsın?" dedi felix. changbin'in sesini duymak istiyordu.
"bunu benim sana sormam gerekmez miydi?" dedi changbin masum bir sesle.
felix hiç uzatmadan ona sarılmak istiyordu ama nasıl tepki alacağını kestiremiyordu.
"changbin." felix seslendiğinde changbin felix'e döndü. beyaz teninin üzerinde duran kırmızı dudakları, burnu ve gözleri ağlamanın vermiş olduğu şeylerdi.
bağdaş kurduğu yatakta doğrulup yanındaki changbin'e kollarını sardı. ağlaması kuvvetlenmişti ikisininde.
"ağlama lütfen." dedi changbin sevgilisinin uzun zamandır duymadığı kokusunu içine çekerken. ağlama diyordu ama kendisi ağlamaktan nefesini döndüremiyordu.
bir süre sonra ayrıldıklarında felix gözyaşlarını silerken konuşmaya changbin başladı.
"senden binlerce kez özür dilemek istiyorum ama özür dilersem yüzsüz gibi gözükmekten korkuyorum. beni affetmemenden korkuyorum."
"olan şeyler senin suçun değildi. olsa bile tek suçlu sen değildin changbin. o yüzden..." felix yutkunmakta zorlandığında changbin hemen masadaki suyu aldı ve felix'e içirdi.
"o yüzden bazı şeylerde anlaşmak istiyorum seninle." dedi felix sonunda.
changbin bir şansı daha olduğunu hissettiğinde heyecandan gözleri parlamıştı. felix'in karşısına yatağa oturdu ve felix sevgilisinin ellerini tuttu.
"hyunjin ile görüştüğünün haberini aldım. hyunjin ilerleme kaydettiğini söyledi."
changbin annesi tarafından azarlanan bir çocuğa benziyordu şuan konuşmanın sonu iyi mi bitecekti kötü mü bilemiyordu. bir an önce o sona varmak istiyordu ama. ortam çok gerici olsada felix'in sesi sakinleştiriyordu onu.
zaten felix hastanede kaldığı süre boyunca hyunjin'in boş olduğu sürelerde onunla konuşmuş ve changbin'e nasıl davranması hakkında bilgilenmişti.
gece uyumadan önce internetten hastalık ve nasıl davranılması gerektiği hakkında bir çok makale okuyup changbin geldiğinde nasıl konuşması gerektiğinin provasını yapıyordu.
kötü şeylerde yaşansa iyi şeylerde yaşansa bu yaşanmışlıkları tek bir kavgada atıp bırakıp gitmek istemiyordu felix.
o ilk gün sokakta bulduğu kediyi ölüm gelene kadar kolları arasında iyice tutmak istiyordu.
tüm bunları düşündüğünde tekrar konuşmaya devam etti.
"sen tamamen iyi hissedene kadar hyunjin ile görüşmeni istiyorum. hatta bende devam edeceğim görüşmeye."
"devam edeceğim derken?" dedi changbin.
"evet onunla bir kaç seans yaptık, ama şuan önemli olan bu değil."
sessizlik olduğunda changbin felix'te travma yaratıp yaratmadığını düşündü ve ağlamasını tekrar tuttu. o sırada felix tekrar konuştu.
"changbin, eskisi gibi söz verelim. bu sefer gerçekten ciddi bir söz." changbin kafa salladığında önce o konuştu.
"felix söz ver gidersen sinirlenirim."
"asıl sen söz ver, sinirlenirsen giderim."
-
final geliyooo
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mad | changlix
Fanfiction- söz ver gidersen sinirlenirim. + sen söz ver sinirlenirsen giderim.