Flashback
Küçük Seungmin 10 yaşındayken tanışmıştı şiddetle...
Sırf kendi sütünü vermek istemediği için vurmuştu diğer çocuk ona. Seungmin bundan hiç hoşlanmamış ve sessiz kalmıştı.
Orta okulda ise asıl sorunlar başlamıştı. Herkes one sessiz olduğu için zorbalık yapıyordu. Seungmin yine sessiz kalıyordu.
7.sınıfın yaz tatilinde ise korkulu rüyası onunla aynı apartmanda yaşamaya başlamıştı. Seungmin eve gelirken bile şiddete maruz kalacağını fark etmişti....
Küçücük aklıyla ailesinden bu olanları saklıyordu Seungmin. Sanki şiddet uygulamanın değil de şiddete uğramanın yanlış bir şey olduğuna düşüniüyordu. 8.sınıfta ise her şey berbat olmuştu.
Seungmin öğretmenlerin gözdesiydi ve bu durum onun zorbalarının hoşuna gitmiyordu.
"Küçük piç göze batmayı seviyor sanırım?"
"Oruspu iste hocalara da o iğrenç poponu gösterdin mi?"
Küçücük çocuklar o kadar iğrenç zihinlere sahipti ki Seungmin onların her sözüyle inciniyordu ama ses çıkaramıyordu..
"Karanlıkta kalsa hemen ağlar." bu sözün nereden çıktığını bile hatırlamıyordu Seungmin. Bir gün bir şekilde zorbalar bu konuda iddialaşmış Seungmin'i karanlık bodruma kilitlemişlerdi. Seungmin o gün çok düşünmüştü ben nerede hata yaptım diye....
Onlarla arkadaş olmadığım için mi yoksa onlar gibi olmadığım için mi, yoksa onlara tepki vermediğim için mi... Tonlarca soru geçmişti aklından. Hiçbirini cevaplamamış bodrumda karanlıkta olduğunu fark etmesini sağlayan soğuklukla ürpermişti.
Tozlu, pis ve karanlık bodrum kabuslarının mekanı olmuştu. Hem kapalı alan hem de karanlık korkusu oluşmuştu Seungmin'de. Ama kimse bunu umursamamış onu 8.sınıfın sonuna kadar bir yerlere kilitlemiş, karanlığa maruz bırakmışlardı. Her seferinde Seungmin bayılmış ve gözünü açtığında kapı açılmıştı.
Bir seferi hariç...
Bir kere kendini revirde bulmuştu. Gözlerini açtığında bir çocuk başındaydı. Çocuğun yüzünü hatırlamıyordu ne yazık ki...
Tek hatırladığı çocuğun "Baba ona ne olmuş olabilir? Senin girmek yasak dediğin yerde baygın yatıyordu."
"Bilmiyorum oğlum ama hoş şeyler olmadığı belli..."
Duyduğu sesin Bay Hwang'a ait olduğunu hatırlıyordu. Ama onun oğlunun onların okulundan olmadığını da çok iyi biliyordu...
Liseye geçtiğinde Seungmin kurtulduğunu sanmıştı ama yanılmıştı. Korkulu rüyası olan zorbası artık onu sanaldan rahatsız ediyordu.
Seungmin lisede kendi halinde yalnız kalmak istemişti ama isteği olmamıştı. Chan, Jisung ve Felix adındaki kişiler sürekli onunla arkadaş olmak için uğraşıyorlardı ve Seungmin ne kadar bunu sevmemesi gerektiğini söylese de içten içe onların yanında mutlu ve huzurlu hissediyordu.
Bugünden
"Bebeğim, hala uyumadın mı gece 3 olmuş."
Seungmin'in annesi yeni yatağından kalkmış lavaboya giderken oğlunun ağlayış sesini duymuş ve hemen odasına girmişti.
"Bebeğim neden ağlıyorsun?!"
Seungmin annesinin üzülmüş sesini işitince daha da kötü olmuştu. Annesini bile üzüyordu.
"Bugün Min ile uyuma seansımız var anlaşılan." Seungmin babasının tatlı sesini işitince minik bir tebessüm bırakmıştı.
"Hadi poponu kaldır ve yatak odasına gel. Üçümüz güzelce uyuyalım ve artık bu ağlama meselesini konuşalım. Her gece ağladığını biliyoruz Minniem."
Babasının sözleri ile şaşırmıştı. Oysa ailesinin hiç duymayacağını düşündüğü saatlerde ağlardı hep. Ses etmedi yine de şimdi sadece ailesine sarılıp uyumak istiyordu.
Seungmin babası ve annesinin ortasına yatmıştı, ebeveynleri hemen Seungmin'e sarılmış ve onu öpmüşlerdi.
Sabah
"Bebeğim uyan Okula gecikme!"
Annesi Seungmin'i öpmüş ve bunları söylemişti. Babası ise giyinmiş ve oğlunun en sevdiği kreplerden yapmıştı.
"Baban senin için krep yaptı hem."
Seungmin krep lafını duyduğu an gözlerini açmıştı. Kreplere aşıktı!
Hepsi kahvaltıya başladığında Bay Kim oğluna "Artık bize neden ağladığını açıklamak ister misin oğlum?" dedi. Seungmin çekinmiş ve ne diyeceğini düşünmüştü.
"Hala bunun için hazır değilim galiba...."
"Peki oğluşum ama artık ağlamasan olmaz mı? Sen ağladıkça dayanamıyorum ben...
"Sanırım artık ağlamamam gerek...
Seungmin artık ağlamak istemiyordu....
Okul zamanı geldiğinde Seungmin, yine tek başına arkada sırasında oturuyordu, Jisung ve Felix önünde oturup onunla sohbet etmeye çalışsalar da Seungmin yine konusmuyordu. Sınıfa Hyunjin girdiğinde çoğunluk ona dönmüştü. Hyunjin'se sırasının etrafında fazlaca kız görünce oflayıp sınıfı gözleri ile taramıştı.
O an hep boş olan Seungmin'in yanını görünce çaktırmadan gülmüş ve oraya ilerlemişti.
"Buraya oturmam sıkıntı olmaz herhalde?" ne kadar izin alır gibi konuşsa da izin almamıştı aslında, direkt oturmuştu.
Seungmin bu tavırdan hoşlanmasa da susmuştu.
Eve geldiğinde ise birkaç gün önceye nazaran daha iyiydi. Aptal zorbası ona yazmıyordu. Aslında bu bir yandan da onu geriyordu. Bir şey mi planlıyor yoksa diye düşünmüştü.
Saat gece ikiyi bulduğunda ise telefonuna bildirim gelmeye başlamıştı. İlk başta çok korkarak telefonu eline aldı, zorbası mı yazmıştı acaba?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silent Cry
FanfictionHwjxn Bu kadar umursamaz olmana gerek yok. Gülümsüyorum ve seni duyuyorum (02.00) Başlangıç: 05.07.2022 Bitiş: 08.07.2022