3

101 14 13
                                    

Çocuklarla olan kısa konuşmadan sonra konuyu okulla ilgili şeylere çevirmiş ve bir süre daha öyle oyalanmıştık.

Changbin hyung Gron ikizlerinin yanında benim adım geçince zarar verirler düşüncesiyle kaçmış bana denk gelince direk okula götürmüştü.En azından dışardan güvenliydi.

Sırrımı onlara yakın bir zamanda söylemeyi düşünüyordum.Dediğim o yakın zamanda bugün veya hiç olmadı yarındı.

Başka bir şekilde öğrenilerse diye korkuyordum .Gerçi öğrenince onlarda benden korkcaktı büyük ihtimal.Ya bir daha benle konuşmazlarsa...

Ders zili çaldığında yerimizden kalkıp sınıfa doğru ilerledik.Hızlıca yürürken arkamda hissettiğim acıyla kısıkça inlemiş dikene basmış gibi sıçramıştım.Bunu gören arkadaşlarım hemen yanıma gelmiş noldu dercesine bakıyordu.

Ne olduğunu bilmediğim ve hala devam eden ağrı yüzünden ne desem diye düşünüyordum.

"Ji noldu iyi misin?"dedi Hyunjin endişeyle diğerleride onu onaylarca kafa sallıyordu.

"İyiyim iyiyim.Bir anlık geldi.Çok oturunca kemiklerim girdi herhalde beklemediğim için de biraz ses çıkardım."

Hepsinin çatık kaşları düzelmiş nefes veriyolardı.

"Salak ne diye hızlı gidiyorsun.Sanki biz sınıfa gitmiyoruz.Kalp var mal." Dedi Changbin sonrada devam etti "Neyse hadi yetişelim şu sınıfa benim dersim Bay Kim ile."

Binanın içine girmiştik.Changbin hyung bizden bir sınıf büyüktü.Yinede hepimizin sınıfı aynı kattaydı.O koridorun başındayken biz sonundaydık.Sınıfa girdiğimizde Bayan Hobeyan namı değer türkçecimizin bugün gelmediğini öğrendik.Bu yüzden ilk iki dersimiz boş olacaktı.

En arka sırada olan sıramıza oturdum.Bizim küçük civcikin gelmediği için boş olan sırama yayıldım.

Sıkıldığım için önümdeki deftere birşeyler karalıyordum.O sırada Seung ve Hyun'da telefondan geçen günki yarım kalan videolarını izliyolardı.Sabahki acım artmaya başlayınca sırrımla ilgili birşeymi acaba diye düşünerek bizimkilere lavaboya gitcemi söyledim.

Hızla sınıftan çıkmış ilerdeki Bin'in sınıfından sağa doğru dönüp diğer koridordaki lavaboya girmiştim.İçerde kimsenin olmadığına anlık sevinip üstümdeki formanın bel kısmını sıyırdım.Aynadan bakmaya çalıştığımda gördüm şey ile gözlerim kocaman açıldı...

Sırtım...sırtımda hafif derin kısa bir kesik kanıyordu.Bunun nasıl olduğunu düşünmeye çalışırken Felix'e mesaj atmak aklıma geldi.

Sırtımın fotosunu çekip Felix'e mesaj atıcağım zaman tekrardan bir acı gelince sessiz küfürler savurdum ve korkarak aynaya döndüm.Orada diğer yaranın biraz üzerinde daha uzun yollu yeni bir yara vardı.Zorlada olsa onunda fotosunu çektim ve Felix'e ikisinide gönderdim. Çok hasta değilse umarım bakardı.Şuan ondan başka yardım alabilceğim biri yoktu.

Telefonu geri cebime koyup suyu yüzüme çarptım.Gittikçe halsizleşiyordum.Ellerimi mermere yaslayıp derin nefesler aldım.

Olmuyordu işe yaramıyordu.Ayaklarım tutmayı bırakıcaktı nerdeyse.Lavabonun havasızlığı daha kötü ediyordu.Kafam sert zeminle buluşunca etraf kararmış son duyduğum kapının açılma sesi olmuştu.

M.L -MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin