Jisung'tan
Hala salonda otururken Felix ve abileri ile tanışık olan diğerleri hasret gideriyorlardı.Henüz onlar geleli bir yarım saat falan oluyodu.
"Eee" dedi Minho hyung bana bakarak "Diğer arkadaşınla bizi ne zaman tanıştırmayı düşünüyorsun Felix" yutkundum çünkü büyük bir ihtimal abilerinede bu sırrı anlatmak zorunda kalacaktık.
"Aaa o mu o Jisung.Han Jisun-"
"Han mı" dedi anlamsız bi şekilde kaşlarını çatarken
"Evet size anlattığım beni kurtaran çocuk dediğim" dedi yüzündeki gülümsemeyle
Minho,Felix'in dediğini dinlemeden oturduğu yerden kalkıp sinirle bana doğru geldi ve yakalarımı tuttu.
"Han Byuhee ve Heejul'u tanıyormusun"
"E-evet" der demez beni sarsmış çenesini sıkarak konuşmaya devam etmişti.
"Nerden"
"Minho napıyorsun!?" Dedi Felix
"Bekle Felix anlatcam"
"Söyle nerden biliyorsun onları"Gözlerim yanıyordu,kesin o ikisinin yaptığı benim kafamda patlıcaktı.
"A-annem...ve babam" dememe kalmadan yakalarımdaki ellerini sıklaştırıp beni geri bıraktı.
Geri eski yerine oturduğunda çoğumuzun kafası karışık bir şekilde ona bakıyorduk
"Çocukları vardı birde ha"
Chan hyung,Minho hyungun sırtını sıvazladı.Anlaşılan o nolduğunu biliyordu
Minho hyung ellerini saçında gezdirip daha sonra bana baktı...sinirli değildi daha çok kafası karışık gibiydi
"Jisung'tu değil mi?Otursana...üzgünüm biran...sinirlendim"
Kafasını eğdi sakinleşiyordu yavaşca
"Sana birkaç şey sorabilir miyim...yani rahatsız olmazsan?"
"Evet hyung sorabilirsin.Rahatsız olmam"
"Annen ve baban ile ilgili ne hatırlıyorsun" dedi açıkcası keşke onlarla alakalı hiç birşeyi hatırlamasam diyordum ama ne yazıkki azda olsa vardı
Onlar gelmeden önce Felix'le bizim üçlüye söylediklerimi anlattım tabiki büyü yerlerini es geçerek daha sonra anlatmayı düşünüyorduk çünkü çocuklar kadar sakin karşılamayabilirlerdi
Ailemle ilgili tüm herşeyi bitirdikten sonra Minho kafasını anladım der gibi kafa salladı
Chan hyung ve o kendi arasında birşeyler tartışırken.Felix'e büyü konusunu sormak için ses ediyordum ki bana bakıp gözlerini büyütmesiyle ters giden şeyler olduğunu anlayarak lavaboya koştum.Diğerleri özelliklede haberi olmayan ikili şaşkınca nolduğuna bakınıyordu
Kapıyı kapatıp sırtımı yaslarken aynaya bakmaya korkuyordum.Lanet şeyden hergün yeni bişeyler çıkıyordu
Sonunda cesaretimi toplayıp baktığımda yeni yeni çıkan kulaklarımı gördüm.Tırnaklarıma baktığımda sivreliyordu.Kuyruğum zaten en hızlı çıkandı
Evden kaçmam gerekiyordu.Şuan abisi gilin böyle görmesi...onlara zarar verebileceğimi düşünebilirdi
Sanırım koşsam yakalanmadan çıkardım ha.Denemezsem her türlü yakalancağımdan kapıyı hızlıca açtım ve dış kapıya doğru ilerledim tam dış kapıyı açmış çıkacaktım ki biri kuyruğumu tuttu.Bizim dörtlüden biri olmasını diliyordum ama arkamı döndüğümde Minho hyungu ve daha yerinden anca kalkıp buraya gelenleri gördükçe hyungu çok sert olmıcak şekilde içeri ittim ve var gücümle koştum.Issız bir sokak bulasıya kadar durmamalıydım heran kendimi kaybedebilirdim
Üstelik biranda çıkmasını beklemiyorken böyle olması aağğh lanet kadın
"NİYE BEN Kİ NİYE!!?" diyerek koşmaya devam ettim
=========================================
Bakmadan atıyorum
Mantık hataları olabilir bazı yerleri düzeltirim farkedersem.Felix,Ji'nin saçının kırmızılaştığını gördü o yüzden öyle şey oldu
Oreka♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
M.L -Minsung
FanfictionM.L elime aldığım kağıtta bir sürü bu iki harften yazıyordu.Devamını okumadan önce gözlerimi açık dolabımda duran peluş oyuncağa çevirdim. "Sincap artık bu oyuncağa bağlı,ona zarar vermek güzel olucak..." Ne!? #şiddet var #argo var