Minbroooo'dan(Minho yav işte)
"Hyung gelsene hadi.Kahvaltı hazır."
Chan hyungu çağırıyordum kahvaltı için,bugün akşam uçağımız vardı ve ailemizin ölümüyle ilgili yeni şeyler bulmuştuk.
Chan hyung benden bir yaş büyüktü ama geç yazıldığı için ikimiz aynı sınıftık.Bir tane daha kardeşimiz vardı.
Lee Felix...
Benden bir yaş küçüktü.Ailemiz öldüğünde pardon öldürüldüğünde henüz dokuz yaşındaydım o zamanlar Avustralya'daydık.Bizim üçümüz evde kalmıştık.Onlarsa evlilik yıldönümlerini kutlamak için yemeğe gitmişti.
Her şey güzeldi.Üçümüz sıkılmamak için oyun oynuyoduk.Saatlerce öyle vakit geçirdik.
En sonunda hepimiz yorulmuştuk.Felix ikili koltukta uyuya kaldığı için odasına götürmek üzere Hyung kucağına aldığında çalan kapı ile ben bakarım dedim.Kapıya ulaştığımda merdivenlere yönelmişlerdi.Deliğe boyum yetmiyordu.İlk başta tırsıp acaba beklesem mi hyungu diye düşünürken kapı tekrar çalmıştı.
E napacan en fazla ölürüm derken kapıyı yavaşça açtım.
"Merhaba" dedi komşumuz olan teyze.
Merhaba deyip içeri geçmesi için yol verdim.
Salona geçtiğimizde abim merdivenden sessizce iniyordu.Komşumuzu görmesi ile gözleri açılabileceği kadar açıldı.Bu işte bir gariplik vardı sanırım.
Bana gözleriyle korku dolu bakarken kendide yürümeye başlamıştı tekrardan.
"Ho-hoşgeldin Fiany teyze...Sen ne-"
"Hoşbulduk Channie ve düşündüğün şey için geldim...küçük kardeşiniz nerde?"
Chan kendini ağlamamak için kasarken Fiany teyzeye baktım o hüzünlüydü.
Chan birkaç saniye bekleyip sakinleştikten sonra kafasını cam tavana çevirmiş ve gökyüzüne bakmıştı.
"Odasında uyuyor şuan...ımm Fiany teyze bunu kim yaptı biliyor musun?"
"Tam olarak kimler yani nasıl bir aileler bilmiyorum ama kardeşim ve yakın arkadaşı olan Byuhee yaptı.Kameraları düşünememişler"
"P-peki neden?"
Konuşmalarından hiç bir şey anlamadığım ve Chan'ı ilk defa bu kadar üzgün gördüğüm için sormuştum o gün onlara ne olduğunu.Keşke anlamamış olsaydım da.
Fiany teyze kısaca kamera kayıtlarını ve diğer birkaç bilgiyi anlatmış daha sonrada izin isteyerek bizi orada bırakmıştı.Ha tabi birde bizi Kore'ye götürceğini söylemişti.
Kardeşinin bizi bulmasını istediğini söylemiş sonra ki birkaç yıl ise çok fazla yardımda bulunmuştu.
Felix'i orada ki okula yazdırmıştık.Zaten annemizden dolayı az çok dili biliyorduk.Felix biraz daha büyüyüp ortaokula geçtiğinde tanıştığımız bir arkadaşa emanet etmiştik.Kim Namjoon.
Kardeşi Felix ile yaşıt olduğu için hemencecik kaynaşmış.Daha sonra da yeni arkadaşlar edinmişti.Böylelikle biz de Chan hyung ile geri dönmüş ve ailemizin katilini yakalamak için Fiany teyzenin yıllar öncesinden verdiği bilgilerle araştırma yapmaya başlamıştık.En azından aklımızda kalanlarla.
Okulu aksatmamak içinde kaydımız bu ülkedeydi şuanlık.Ne olursa olsun Byuhee ve Fiany'nin kardeşini bulucak ve hesap sorucaktım.
Bu son yıllarda bulduğumuz bilgiler Kore'ye döndüğümüzde çok işe yarıcaktı.
Başta da söylediğim gibi akşam ki uçak için hazırlanmalıydık.
Masaya çayı koymuş eksik varmı diye ikinci bir defa kontrol ederken Chan hyungun gelmesini beklemiştim.Sanki Everest'e tırmanıyon amq alt tarafı iki üç merdiven çıkcan.
Homurdanmalarımın ardından gelmiş ve masaya oturmuştu.
"Ohhh mis gibi koktu krepler."
"Demi demi neyse hadi ye artık son kontrolleride yapıp çıkalım."
Kıkırdadı ve aç kurt gibi-ki zaten öyleydi- önündekileri yemeye başladı.
"Yavaş lan boğulcan ayı"
"Gozol yopmo o zoamağn omona" dedi dolu ağzıyla sırıtmaya çalışırken sonrada daha kolay yutabilmek için çayını yudumladı.
Sessizce süren kahvaltımız çalan telefon ile bozuldu.
Chan Hyung lokmayı iyice yutarken arayana baktım.
'NAMK🐨'
Kaydediş şeklini görse kim bilir ne derdi..
"Alo"
"Alo"
"Buyur hyung nasılsın?"
"İyiyim siz nasılsınız"
"Saol bizde iyiyiz hyung bişey sormak için aradın herhalde"
"Evet evet bileti kaça aldınız diye sorcaktım ona göre almaya geliriz sizi hem Felix'te sizin burdaki evde artık arkadaşlarıyla beraber kalıyor."
"Buraya göre akşam saat sekizde kalkcak sorunsuz ilerlersek en geç sabah yedi sekiz gibi ordayız"
"Ha birde hyung Felix nasıl şuan iyi mi?""İyi iyi bu hafta hasta olduğu için okula gitmedi bugün biraz daha iyi zaten yarın haftasonu"
"Tamam hyung teşekkür ederim"
"Rica ederim Channie o kadar yıldan sonra sizi görcem düzgünce ve hemen gelin sarılcam size ama şimdi gidim ben pisi pisi çağırıyor babay"
"Görüşürüz hyung"
Arama kapanırken bana bakmış sonrada ikimiz birden gülmeye başlamıştık.
=========================================
Anlamadınız yerleri sorun spoi vermeden cevaplıyımAdiós oreka lar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
M.L -Minsung
FanfictionM.L elime aldığım kağıtta bir sürü bu iki harften yazıyordu.Devamını okumadan önce gözlerimi açık dolabımda duran peluş oyuncağa çevirdim. "Sincap artık bu oyuncağa bağlı,ona zarar vermek güzel olucak..." Ne!? #şiddet var #argo var