Bu o ve senin hakkında bir hikaye. Bir arkadaşım tarafından bu hikayeyi yazmam için rahatsız ediliyordum. Ve Joseph'e aşık bir insan olarak yapmak zorunda kaldım.
Joseph senden daha erken uyanmıştı. Seni neredeyse 1 haftadır görmüyordu ve ikinizin de iş yoğunluğundan bir kaç saat sesini zor duyabiliyordu. Özlemle yüzünün her ayrıntısını inceledi. Dakikalar geçti ve güneş iyiden iyiye yükseldi. Güney cephesindeki oda tamamen aydınlandı. Sen gözlerini kırpıştırarak açtığında sana bakan Joseph'i buldun. Genişçe gülümsediğinde tüm dünyayı unutarak için huzur doldu.
J:Günaydın. Günaydın.
Sırıtarak birbirinize bakarken dudaklarınız yakınlaştı. Ve Joseph alt dudağını kavradığında dişlerinin arasına alıp çekti. Ciyaklamanla yatıştırmak için dudaklarının arasına alıp biraz sevgi gösterdi. Üst üste bir kaç kere daha sıkıca öptü. Hala çıplak olduğunuzu bile fark etmedin. Aptal iki aşık gibi gözlerinizi birbirinizden alamadınız. Kolun çoktan yerini alıp onun boynuna dolanmıştı. Farklı bir açıdan baktığında omzunda ki morluğu fark ettin ardından vücuduna hızlıca göz gezdirdiğinde fazlasının olduğunu anladın. Josephte parmaklarını boynundaki karartıda gezdirdi.
J:Dün gece zor geçmiş olmalı. Kim yaptı size bunu?
Tahrik edici gülümsemelerinden birini attığında sen de Joseph'in sana öğrettiği bir kaç İngiliz aksan dersinin yardımıyla karşılık verdin.
Kim olduğunu söyleyemem ve onunla yarışamazsınız. Aynı şeyleri tekrar tekrar yaşamak için ona özel ricada bulunmayı düşünüyorum.
J:Kıskandım doğrusu sizin gibi güzel bir hanımefendiyle bu türden şeyler yaşayabilmek her erkek için büyük şans. Dayanamayarak üstünüzden çarşafı atmak için uğraştın.
Parmaklarınızı kenetleyip kucağına çıkıyorken aniden aklına gelen şeyle çığlık attın.
JOSEPH! Bugünün pazar olduğunu sakın söyleme bana. J:Evet ama.. Cümlesini bitiremeden çığlıklarını sürdürmeye başladın. Ne demek ama?
Avuçlarının içiyle alnına vururken yataktan fırladın. Duvardaki saate baktığında 7.30 olduğunu gördün.
Lanet olsun neredeyse yarım saat kalmış. Sevgilisiyle düzüşmekten duruşmaya geç kalan ilk savcı olarak tarihe geçeceğim. Nasıl savcı olunmaz diye beni anlatacaklar. J:*İsmin* pazar günü ne duruşması? Ayrıca ilk değilsindir düzüşen.
Son kelimeyi bastırdı ve alttan alttan güldü. Giysi dolabına doğru ilerlemiş kıyafetleri etrafa saçarken Joseph'in cümlesiyle pişkin suratına bulduğun ilk şeyi fırlattın.
Nöbetçi savcı diye bir şey var bay düzüşme uzmanı. O kıçını kaldırıp bana yardım eder misin?
Telaşlandığını görünce iç çamaşırını giydi. Ama bu konuşmayı devam ettirmek üzere aklının bir köşesine yazdı. Seni stresten delirmiş halde bulduğunda başını tutup alnına yasladı.
J:Şimdi nefes al tatlım. Dediğini yaptın. Güzel, lavobaya gidip elini yüzünü yıkıyorsun ve kendine geliyorsun. Ben de o sırada kıyafetlerini hazırlarım. Seni sakinleştirmişti. Başını olumlu anlamda sallayarak koşar adım banyoya geçtin. Önce elini yüzünü yıkayıp ayıldın. 5-10 dakika içinde olabilecek en düzgün görünümlü ense topuzu ve makyajı yaptın. Joseph'in yanına geçtiğinde üstünü giyinmiş bir şekilde seni bekliyordu.
J:Gel aşkım daha Saate baktı. J:20 dakikamız var.
Eline hazırladığı kıyafetleri tutuşturdu sende saçını bozmamaya özen göstererek giyindin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
J:Ayakkabılarını da al bakalım. Önüne eğilen sevgilinin omuzlarına tutunarak topuklu ayakkabıları ayağına geçirdin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Joseph evraklarım laptopum hepsi salonda kaldı. Oflayarak dudaklarını büzüp salona inmeye yeltendin ki bileğinden seni tutup güçlü bir hamleyle kollarının arasına çekti.
Aşkım şimdi olmaz bıra- Seni durdurdu. J:Ben hallettim rahatla artık. Ona minnetle bakıp tam teşekkür edeceğin sırada yine bir sorun seni engelledi. Topuklarını yere vurdun. Off arabam burada değil, taksi çağırsam asla yetişemem. J:Ben varım ya Sen yoksun olmaz biliyorsun, risk alamayız. İlişkimizin duyulmasını istemiyorum. Senin setin yok mu hem? J:2 gün set yok ve senden izin almıyorum *ismin* bana kalsa herkese açıklarım biliyorsun yani senin sorunun güzelim,
İş çantanı alıp elini sımsıkı tuttu. Tüm itirazlarına rağmen kendini onun pahalı arabasında buldun. Şanslıydın ki çok düşünceli bir sevgilin vardı. Kısa yolcuklukta torpidodaki krakerlerden atıştırdın ve iddianamelere göz gezdirdin. Adliyenin kapısına 10 dakika erkenden bile gelebilmiştiniz.
Aşkım çok teşekkür ederim sen yardım etmesen asla yetişemezdim. Yanağına uzanıp derin bir öpücük kondururken o da seni öptü. Teşekküre gerek yok canım, gerçek aşıklar böyle yapar. Joseph lütfen gerçek bir aşık olmaya devam et ve aşağı inme zaten trilyonluk araban yeterince dikkat çekiyor.
Bıkkın bir şekilde de olsa onaylamak zorunda kaldı. Sende arabadan indin. Hala sana baktığını biliyordun bu yüzden aklın, kalbin her şeyin ondaydı. Dikkatsizliğinle ince topukların rögar kapağına takıldı ve ayak bileğin döndü.
Ahhh
Bunu gören Joseph arabadan inip soluğu yanında aldı. Belinden tuttu ve endişeyle yüzünü avuçlarına aldı.
J:Bir tanem iyi misin?
O halde bile yakalanmayı düşündün çünkü sebeplerin vardı ve Joseph de bunları biliyordu.
Elini yanağını kavrayan elinin üstüne koydun ve gözlerine baktın.
İyiyim Jos lütfen git, biri görecek. J:Şuan umrumda değil. Şimdi yanında olmayacaksam hiç bir zaman olmama gerek yok. Doğru söyle bana iyi misin?
Canın acıyordu. Gerçekten iyiyim inanmıyorsan bak, ona belli etmeyeceğini düşünerek bir kaç adım attın ama 3. adımında ufak bir inlemeyle dengeni kaybettiğinde seni sıkıca tuttu. J:Bana yalan söyleme bebeğim.
Utanarak gözlerini kaçırdın, seni kaldırıma yavaşça oturttu. J:Ben gidip karşıdaki marketten buz alacağım, kıpırdamıyorsun.
Kabul etmek zorundaydın ve bir kaç dakika bile sürmeden yanına geldi. Kaldırıma oturdu, ayakkabını çıkartıp ayağını dizlerinin üstüne koydu. Buzla hafif hafif tampon yaptı. Yüzünü acıyla her buruşturduğunda onunda canı yandı.
J:Geçti bebeğim. Buzu bileğinden çekip ayakkabını giydirdi. J:Gidip yetkili kim varsa konuşacağım yerine başka biri gelsin iyi değilsin gider rapor alırız. Israrla başını iki yana salladın. Hayır olmaz aşkım lütfen iyiyim ben, kalemimi çağırırım o koluma girer gerekirse. Bu benim işim ve gitmem gerekiyor.
O kadar masum baktın ki sana hayır diyemedi. Mr. George'ı aradın. Onu beklerken bile Joseph hala buzu tutuyordu. Sana o kadar yaklaştı ki pek işlek bir sokakta olmamanıza defalarca kez şükrettin. Özel kaleminin gelmesiyle ise ayrıldınız.
