Sunsets
We wander through a foreign town
Strangely, there's nobody else around
•••Çıplak ayaklar, ıslak zemin, boş Floransa sokağı. Anlına yapışmış uzun tutamları, ıslak dudakları. Koca heykelin etrafında benden kaçıyor, kahkahalarını karanlık sokağa sunulan en güzel müzik gibi bahşediyordu. Kısa kovalamacamız onu tutmamla biterken kahkahaları kesildi, ellerimin altındaki beli yavaşça gerildi. Vücudunun bana gösterdiği minicik refkleks bile, aklımı uçuruyordu. Yağmur bardaktan boşalırcasına yağıyor, ıslanmadık yerimizi bırakmıyordu. Sarı ışık yüzünü aydınlatırken daha çok kendime çektim onu. Nefesi yüzüme çarparken bir elimi yüzüne çıkardım. Anlına yapışmış tüm saçları iterken zaman yavaşladı. Gözlerim gözlerine değdi, dudaklarına ulaştı. Zamanın yavaşladığı kadar yavaş öptüm onu. Dakikalarca, durmadan öptüm. Son kez öpüyormuş gibi, bir öncekinden daha güzel olacakmış gibi.
"Yoonoh." fısıldadı. Koca şehirde tek onun sesi vardı şimdi. Her tarafta yankılandı. Kulaklarımı deldi, kafamı işgal etti. Hah, beni sadece ismimi söyleyerek alt edebiliyordu değil mi?
"Gidelim." yine fısıldadı. Başımı salladım. Ne derse desin tamamdım zaten. İçinde o olsa yeterdi. Sadece o.
Çıkarttığımız ayakkabıları yerden aldı, elimi tuttu. Öyle güzel tuttu ki, takıldım yine zamanda. Floransa'nın aptal aşıklarıydık biz. Tüm dünyada tek ben varmışım gibi bakardı bana ben de ona tek o varmış gibi.
Yuta, mono no awarem. Seni öyle özlüyorum ki, zihnim bana yetmiyor. Her köşede seni görüyorum, her kelimede seni yaşıyorum. Seni istiyorum. Ellerimde, kollarımda, dudaklarımda, gözlerimde. Yeniden seni istiyorum. Çok uzamatmadın mı? Dayanamıyorum. Uyuşturucu gibisin, güzelim. Seni bırakmak öyle zor ki, vazgeçemiyorum. Kontrolü kaybedeceğimi bile bile istiyorum.
Seni beklemeyeceğimi bir saniye bile düşünmedin değil mi? Öyleyse büyük bozuşuruz. Her gün geliyorum buraya. Çıplak ayaklarla yağmurun altında dans ettiğimiz, seni dakikalarca öptüğüm heykelin önündeyim. Saati biliyorsun değil mi? Biliyorsun, bana sen söylemiştin. Beni ilk gördüğün saat, sekizi on geçiyor.
Umutsuz falan değilim. Başkalarının dediklerine de asla kulak vermiyorum. Ben inanıyorum, geleceksin.
s.
Heavenly ile icimdeki ise yaramaz düsünceleri atamadım bir de böyle deneyim dedim. Bölümler böyle kısa olacak büyük ihtimalle, düsüncelerinizi bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sunsetz - yujae
Fanfiction"and when you go away, i still see you. the sunlight on your face in the rearview" Nakamoto Yuta × Jeong Jaehyun angst jaeyu#1