So you open your dress and show me your tits
On the swing set at the old playground
•••Sana ilk mono no aware dediğim günü hatırlıyor musun? Gerçi sen benim hakkımda olan hiçbir şeyi unutmazsın. Diğer herkes konusunda fazla unutkansın biliyorum ama ben olunca konu, şaşırtıcı derecede iyisin. Benden bile iyisin. Her saniyeyi hatırlıyorsun bebeğim. Gerçi senin hatırlamadığın ama benim bildiğim çok güzel bir anımız var. Sarhoşsun Nakamoto.
...
" Hepsi Yoonoh yüzünden. Hepsi! Beni bir Floransalının yanında görmezden geldi. İnanabiliyor musun? Hah. Salak Yoonoh. Benim gözüm ondan başkasını görmezken bir İtalyalıya çekti gözlerini benden." masaya vurdu bardağını. Sinir olmuştu."Resmen o güzel gamzelerini aptal bir İtalyana altın tepside sundu. Benim yanımda. Acaba ben yokken de yapıyor mu? Ah Yuta, kafayı yersin sen böyle ama." haline kıkırdadım. Benim karşımda ben yokmuşum gibi konuşacak kadar çok içmişti.
"İçinden konuştuğunu sanıyorsun güzelim. Herkes seni dinliyor."
"Sevgilim deme bana İtalyan avcısı." daha çok güldüm. Bunca zaman onu sarhoş görmemem büyük kayıptı. O şekilli, koca dudakları daha çok şişmiş, yüzü kızarmıştı. Gözleri yaşlı yaşlı olduğundan normalki halinden daha çok parlıyordu. Tablo gibiydi. Bir ressamın aylarını harcadığı, her detayı için kafayı bozduğu bir tablo gibiydi. Tanrı diğerlerine büyük haksızlık etmişti.
"Bir yeri sordum, somurtarak mı yapsaydım? Rica ediyorum adamdan." dudağı büzüldü, elindeki bardağı bıraktı. Oturduğu yüksek tabureden bana doğru atıldı. Yuta beni öpüyordu. Daha önce yapmadığı kadar şehvetliydi bu seferki. Dilini ilk saniyeden ağzıma göndermiş, ıslak dudaklarıyla dudaklarımla savaşıyordu. Çok kaşınıyordu..
"Yuta.. bebeği-" belini kıvırıp bedenini bana yasladığında onu buradan çıkarmam gerektiğini anladım. Yoksa benim için iyi şeyler olmayacaktı. Tabii Yuta için de.
"Nereye götürüyorsun beni? Yoonoh." ismimi söyleme Yuta. Otele gidene kadar söyleme. Yürümeye devam ederken yere oturdu. Hadi ama, ben en kısa sürede gitmeye çalışıyorum, sen ne yapıyorsun.
"Yuta, kalk yerden."
"Beni niye hiç öpmüyorsun Yoonoh?" tanrım.. gerçekten uçmuştu kafası. Ona doğru adımladım ve elinden tutup kaldırdım. Kaldırmamla birlikte de öpmeye başladım. Yine gecenin bir vakti, Floransa sokaklarından birinde, kimse yokken onu öpüyordum. Yine tüm sesler gidiyor, sadece o kalıyordu.
"Gidelim." fısıldadığında başımı salladım. Koşar adımlarla onu peşimden sürükledim. Otele geldiğimizde sızdı sızacaktı. Tamamen savunmasızdı. Bu hali onun saf güzelliğini normalden daha çok ortaya çıkarmıştı. Ona bakarak bile kendimden geçiyordum.
"Yıkanmak istiyorum Yoonoh." başımı salladım. O gece onun mükemmel bedenini bir bir soydum, küvete koydum ve etrafta hiç pis düşünce kalmayana kadar temizledim. Çıplak omuzlarına öpücükler sıraladım. Benimdi o. Tamamen benim.
...Konu Yuta olunca, her yere dağılabiliyorum. Ne demiştim en son? Hah, mono no aware. Yuta'ya böyle seslenirdim arada. Bir hafta ailesinin yanına gidip benden uzaklaştığında bulmuştum bunu. Japoncada bir kalıptır bu. Çevirdiğinde 'şeylerin üzüntüsü' olarak gelir karşımıza. Olağanüstü güzel bir şey gördüğümüzde; sonsuza dek güzel kalmayacağını, her şeyin geçici olduğunu bildiğimizden hüzünleniriz ama bu geçici güzellik onu seyretmekten aldığımız hazzı, isteği artırır. Sen olağanüstü bir güzelliktesin Na. Sonsuza dek kalmayacağını aklımın ucundan geçiremeyecek kadar bağlıydım sana. Hep benimle kalacaktın. Döndüğün gece yatağımızda sana bunu söyledim. Bana gülümsedin. Sonra da Japonya'daki kiraz çiçeklerinden örnek verdin.
"Sakuralar sadece iki hafta açarlar. Tüm yıl boyunca, iki hafta. Bu onları çok özel kılar." çok zekiydin bebeğim. Ardından ekledin.
"Ama ben sana iki hafta açmayacağım Yoonoh. Bir ömür seninleyim, hep sana açacağım. Sonsuza dek kalacağım." bunu söylüyorum herkese. Sen bana böyle dedin. Yani gitmeyeceksin, gitmedin. Sonsuza dek kalacaksın. Geri geleceksin sevgilim. Biliyorum, bana yine açacaksın.
s.
Ficin bana verdigi bir vibe var, yazmadan duramıyorum. Taslaklarım doldu tastı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sunsetz - yujae
Fanfiction"and when you go away, i still see you. the sunlight on your face in the rearview" Nakamoto Yuta × Jeong Jaehyun angst jaeyu#1