sunsetz - yujae

sunsetz

And when you go away
I still see you
The sunlight on your face in my rearview
This always happens to me this way
Recurring visions of such sweet days.
•••

Yuta.

Yuta.

Yuta.

Mark bugün bana bağırdı. Çok fenaydı. Evin altını üstüne getirdi. Her şeyi dağıttı. Sinir krizi geçirdi sanırım. Bana bağırarak şunları söyledi:

"Bana onun geleceğini söyleyip durma artık! Gelmeyecek. Gitti o. Arkasında hepimizi bırakıp gitti. Bu kalpleri körelmiş insanlara daha fazla dayanamadı ve gitti! Ona ne kadar acı çektirdik haberin var mı? Hala Yuta deyip duruyorsun. İsmini ağzına alma bile." tam olarak anlamadım sevgilim ama içimi büyük bir karanlık sardı. Mark Shotoro'nun kollarından çıkarak odasına gitti ve yine herkesin onu durdurma çabasına karşı durmayıp önüme bir dolu CD getirdi. Yüzüme kadar yaklaştı ve söyledi.

"İzle hepsini. Gözünü ayırmadan izle." onun kıpkırmızı gözlerine baktım. Gözlerimden anlamsızca yaşlar dökülürken kendimi topladım. Taeyong hızlı adımlarla önüme gelip kutuyu almaya çalışsa da izin vermedim. Kutuyu aldığım gibi odamıza yöneldim. Büyük televizyonu açtım ve üstünde Japonca bir yazan CD'yi taktım. Bekledim. Ekran karanlıktı. Birkaç saniye sonra senin yüzün yansıdı. Yerimden sıçradım. Birkaç aydır resimlerimize her gün bakmıştım ama hiç görmediğim videodaki bu halin kalbimi canlandırdı.

"Hey." sessizlik. Kameranın karşısında kelime bile olmayan bir şeyi söyledikten sonra sessizliğe büründün. Kötü bir şey geliyordu değil mi? Nefesini toplamaya çalışıp yeniden ekrana baktın.

"Merhaba." başını öne eğip hafifçe gülümsedin.

"Sanırım buna alışmalıyım, çok tuhaf geliyor şu an." bu haline burukça gülümsedim, tatlıydın.

"Bu videoyu belki de videoları çekme sebebim doktorum. Bana bu şekilde az da olsa stresimi ve gerginliğimi atabileceğimi söyledi. Hem krizlerimi dile getirmek de iyi olurmuş. Bunun üstüne ben de birkaç plan yaptım. Ve buradayım." doktor? Ne doktoru? Merakım git gide artarken videoyu izlemeye devam ettim.

"Bugün Yoonoh'un doğum günü. Aramızda kutlamamız için fazlaca çabaladım çünkü Yoonoh kendi kalabalığını sever. Yine de tanımadığım bir sürü insanın içinde rahat olabileceğimi düşünmüyordum. Bu konu hakkındaki konuşmamız git gide büyüdü. Neredeyse bir kavga haline gelecekti ki Taeyong bana katılıp Yoonoh'un çekilmesine sebep oldu. Bacaklarımın titremesinden ne olacağını biliyordum. Taeyong mutfaktan çıkana kadar kendimi tutmaya çalıştım. Gidince de bedenim daha fazla dayanamadı. Yere düştüm." kolunu kaldırdığında ağzım açıldı. Bu yara.. köpek kovalarken olmamış mıydı?

"Yere düşünce küçük bir hediye kazandım ama Yoonoh'a köpek kovalarken olduğunu söyledim. Çünkü konu ben olunca hassastır, iyi olduğumdan emin olmak ister. Beni.. hala fark edememiş olması onun suçu değil. Ben fazla iyi saklıyorum." sona doğru sesi gitmiş, gözyaşlarına boğulmuştu. Hızlı bir hareketle kamerayı kapattığında kaybolan sevgilimin yüzü ve bomboş kalan ekranla ne yapacağımı bilemedim. Daha hiçbir şey anlamamıştım. Ya da anlamak istemiyordum. Hızlıca üstünde iki yazana geçtim.