Kumsal
Gittikçe ayağımın acısı katlanılamaz hale geliyordu.Kerem yanıma gelip ayağıma pansuman yapıp sarınca Gökçe de ağrımın hafiflemesi için ağrı kesici getirmişti.
Deniz her zaman ki gibi sinirle"Allah aşkına ya ışığı niye açmazsın üstelik kafasına silah dayamak da nedir?" diye bağırıyordu.O sırada Mert "aha konuştu bende ne zaman bağırıp çağırmaya başlayacaksın diye bekliyordum.Kızım bizim işimiz bu her zaman tehlike içindeyiz ne yapsaydık?" dediğinde Deniz sadece göz çevirmek ile yetindi.
O sırada özümün telefonu çalmıştı Özüm hemen yukarıya çıkmıştı. Sanırım Cenk arıyordu. Uzun zamandır aramasını bekliyordu. Bora abi sigarasını bitirmiş yanımıza gelmişti. Benim yanıma gelip"iyi misin" diye sordu.İyiyim dedikten sonra ayağa kalkmaya hazırlanıyordum ki Kerem"hemen basma ayağının üstüne ben çıkartırım odaya"diyip kucağına aldı.
Yukarıya çıkarken bir an özümün bağırma sesleri geldi. Kahretsin yine tartışıyorlardı. Bu tartışma son birkaç aydır çoğalmıştı. Deniz ve Gökçe koşarak Özüm'ün yanına gittiğinde bizde hep beraber peşlerinden gittik. Deniz telefonu alıp kapaltmıştı. Özüm Cenk ne dediyse çok etkilenmişti. O sırada hala Kerem'in kucağında olduğumu farkedip Kerem'e "bıraksan mı artık beni?" dediğimde Kerem ağzının içinde birşeyler gevelerken anladığım şey "iyiydik böyle" olmuştu. İma ile anlamadım dedikten sonra Kerem "tabiki de bırakırım" deyip oturabileceğim bir yere bıraktı. Özüm'e baktığımda hala sakinleşmemişti.
Deniz ise "ben sana kaç kere diyeceğim ağlama şu şerefsiz yüzüne"diye bağırıyordu.Deniz hiçbir zaman bu ilişkiyi desteklememişti ondan Özüm'ün Cenk yüzünden canını sıkıp ağlamasına çok sinirleniyordu.
Gökçe "tamam Deniz sen de biraz sakin ol. Hadi Özüm gel elini yüzünü yıkayalım seninde dediğinde Demir'in getirdiği bir bardak suyu Özüm'e içirip lavaboya götürmüştü.Deniz siniri hala geçmemişti. Deniz küçücük şeylere bile çabucak sinirlenen bir yapıya sahipti.
Deniz'e dönüp "Denizciğim sakin ol biraz tatlım bu da önceki tartışmalar gibidir"dediğimde Deniz " yeter ama artık hep böyle mi olacak? Diyorum size inanmayın şu köpeğe" diye bağırdığında bir kere daha Deniz'i sakinleştirmenin mümkün olmadığını anladım. Gökçe Özüm'ün elini yüzünü yıkayıp odaya getirdiğinde "Beyler siz dışarıya çıkın özüm yatacak" dediğinde dışarıya çıkmışlardı.Gökçe bu sefer Deniz'e dönüp "tatlım sen hala sinirli gözüküyorsun sen de dışarıya" dediğinde Deniz siniri geçmemiş olmalı ki hiçbirşey demeden dışarıya çıkmıştı...Özüm
Bora'nın abi dememe neden bu kadar takıldığını düşündüğüm sırada telefonum çaldı Cenk arıyordu aradığına o kadar çok mutlu olmuştum ki hemn yukarıya çıktım ve telefonu açtım "aşkıııım bende arananı bekliyordum. Seni çok özledim 1 aylık izninde ne yapıyoruz? Hazırlıklara başlayayım" dediğimde Cenk " Özüm ben gelmiyorum bir aylık iznimi burada geçireceğim ne yapayım İstanbul da burası daha iyi " demesi ile sinirlerim alt üst olmuştu. Bağırmaya başladım"ne demek ne yapayım? Sevgilin var burada ya nasıl es geçersin beni" diye bağırırken bir yandan sinirden ağlıyordum. Bir anda Gökçe ve Deniz odaya dalmıştı. Gökçe elimden telefonu çekip aramayı kapaltmıştı. O sırada herkes odaya gelmişti. Sakinleşemiyordum nasıl bana böyle bir şey derdi. 6 aydır ben bu günü bekliyordum. Deniz yine sinirlenmişti ama o kadar kötü bir durumdaydım ki hiçbir şey diyemiyordum. Gökçe Demir'in getirdiği suyu içirdikten sonra lavaboya götürüp elimi yüzümü yıkayınca biraz da olsa kendime gelmiştim ama hala aklım almıyordu. Cenk ile 2 yıllık bir ilişkim vardı. 2. Yılımıza başlamadan Fransa'ya 2. Üniversitesini okumaya gitmişti. 1 yıldır uzak mesafe ilişkisi yaşıyordum. Cenk'e öyle bir aşıktım ki ona güvenim sonsuzdu ama gittikten sonra aramıza soğukluk girmişti. Deniz ise her seferin de Cenk'in beni sevmediğini bu ilişkiyi bitirmemi söylüyordu. Ama inanıyorum beni seviyor hem onu bu kadar çok severken ayrılamazdım...
Gökçe odaya girdiğimizde erkekleri dışarıya çıkarmıştı. Deniz'i de sinirli olduğu iÇin göndermişti. Beni yatırıp yarın konuşmak iÇin söz aldıktan sonra ışıkları kapaltmıştı...Deniz
Gökçe sakinleşmem için odadan çıkardığında hava almak iÇin bahçeye çıkmıştım. Çok sinirlenmiştim çünkü onların hiçbir şeye bu kadar üzülmelerini istemiyordum. Kardeşlerimdi onlar benim kimsenin onları üzmeye ağlatmaya hakkı yoktu. Hem ben bu yıl Cenk'in özüme olan aşkına inanmıyorum. Son zamanlarda o kadar çok tekrarlanıyor ki bu tartışmalar... Özüm bu yüzden çok üzülüyordu. Bu kız nasıl bırakacaktı bu çocuğu nasıl inanacaktı onu sevmediğine "OF" dediğim sırada Bora Abi elinde 2 fincan kahve ile yanıma gelip "sakinleştin mi Deniz? Kahve getirdim belki biraz konuşuruz olur mu? " diye sorduğunda "teşekkür ederim Bora Abi olur konuşalım" demiştim. Bora Abi yanıma oturup "bu Cenk olayı ne ?"diye sorduğunda bende olanları anlatıp ona hiç güvenmediğimi söylemiştim. Bora Abi "aldatıyor olabilir mi?" diye sorduğunda "bende öyle düşünüyorum ama elimde bir kanıt yok Özüm'ü ikna edemem . Ona çok güveniyor ve çok seviyor" diye cevap vermiğimdeBora Abinin içten içe sinirlendirdiği belli oluyordu. Bora Abi "ben bu konuyu bir araştırayım sana da haber veririm" dediğinde "çok iyi olur Bora Abi artık şu şerefsizin gerçek yüzü ortaya çıksın" dediğimde Mert bahçeye yanımıza gelmişti. Mert'i görünce "Mert lütfen şu an uğraşma rica ediyorum" dediğimde Mert "sadece yanına gelmiştim nasıl oldun sinirin geçti mi diye sormaya ama rahatsız ettiysem kusura bakma" dediğinde hiçbir şey dememi beklemeden yukarıya çıkmıştı. Bora Abi "sen de çık yukarıya bu konuya da bu kadar takılma halledeceğim ben" dediğinde teşekkür ederek odaya çıktım.______________________________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Özü
AcciónDeniz ,Kumsal ve Özüm 10 yaşlarında tanışırlar Üniversite'de Gökçe ile tanıştıktan sonra hayatları eskisi gibi olmayacaktı.4'ü de hayatının aşkını bulmuştu. Araya arada sırada istenmeyen kişiler girse de birbirlerinden vazgeçmezler...Bu hikayede ani...