6.Bölüm

2.2K 117 39
                                    

Uyandığım'da saat, akşam 18:00'du. Hayret erken uyanmıştım normalde yattım mı, sabaha kadar uyurdum acaba yerimi mi yadırgadım?afra sen de bulmuşsun bilmem neyin tüylü yatağını, yerimi mi yadırgadım? Diye soruyorsun.

Derin bir nefes alarak sürünerekte olsa 'bilemem neyin tüyüyle olan' yataktan kalktım. Giyinme odasın'dan geçerek, banyoya girdim. Yüzüme 3 kere soğuk su çarptım, ne demişler içses? Ne demişler afra? Allah'ın hakkı üç'tür o yüzden 3 kere çarpılır.

Bu anlamsız tartışmaya bir son vererek,' giyinme odama' girdim.

Bu anlamsız tartışmaya bir son vererek,' giyinme odama' girdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üstümü giyinip, n'yapıcağımı düşünmeye başladım. Aşağı mı insem acaba, içses? Afra yavrum,sen malmısın? Aşağısı kurtlar sofrası annem. Yerler bizi orda. 17.yaşıma basmama nerdeyse 2,5 ay var, e bunun 18.yaşı var oldu mu sana 14,5 ay?

En iyisi aşağı inmek,en fazla ne olabilir ki hem onlar kim ki? bana ne yapabilirler? He eğer oldu bir şey yapıcak olurlarsa benim'de elim armut toplamicak herhalde.

Kapı'yı açıp koridor' un başına yürümeye başladım. Anasını sevdiklerim çok mu uğraştılar acaba? Benim kalıcağım yerin, rapunzelin kulesiyle eş değer olması için. Aman afra söylenme azıcıkta, düşünememişler hem nolucak 4.kattaysa odan. Haklısın iç ses hayatımda ki tek derdim 'odamın' 4.katta olması değil.

Artık normal insanlar gibi nefes almak yerine, kendimi merdivenlerin bitiminde ki boş alana, ışığın altına oturdum. fotosentez yapmayı planlamaya başladım. Allah'ım nefesimi bir yerlerimden almaya başlicam yakın da, olmayan astımım tuttu be.

Gözlerimi kapayıp, nefesimin düzene girmesini bekledim. Gözlerimi açınca, yüzümün biraz ilerisin de Anıl'ın yüzünü beklemediğim için kendimi geri çektim. O da korktuğumu ya da şaşırdığımı anladığı için geri çekildi. Elini uzatıp kalmama kendince yardım etmek istedi ama ben yerden destek alarak ayağa kalktım.

"afra niye yerde oturuyordun? Yoksa düştün mü? Gel hemen içeriye bakalım bir yerine bir şey olmuş mu diye." dedi. Anıl'ın freni patlamış kamyonet gibi olaya dalmasıyla ilk afallasam da hemen konuşmaya başladım. "hayır, merdivenler'den inerken yorulduğum için oturdum, hepsi bu kadar. Düşmek falan yok" dedim. Anıl derin bir nefes aldıktan sonra.

"anladım ben de seni yemeğe çağırmak için geliyordum, hadi gel yemek masası hazır" dedi. Anıl önde, ben arkada onu takip etmeye başladım. Uyuma'dan önce konuştuğumuz solona girdik, solon'da yeni fark ettiğim şey ise biraz ilerledik'ten sonra sağ tarafta 2 basamaklı bir merdiven var. hemen sonra da yemek masası var ve 'Ailen'in' diğer üyeleri orda oturmuş bir şekilde bizi bekliyorlardı yani sanırım.

Masa'nın başın 2 sandalye vardı çünkü, 2 kişilik yer olarak tasarlanmış gibi. Gibisi fazla direkt öyle. Masa'nın 'başların da' Melih bey ve Güneş hanımlar oturuyor, Güneş  hanım Melih beye göre solda oturuyor. O'nun hemen yanında 2. Büyük abi Alper, o'nun yanında Adar oturuyor. Melih bey'in yanın'da yani sağ tarafta En büyük abi Akın, diğer yanları boş ve iki servis açılmış.

Demek ki siz burda oturucaksınız afra.

Umarım, Akınla ve Anıl'ın ortasına oturmam gerilmek'ten yemek yiyemem ve yemek yiyemezsem ya boş yapar ya da fazla agresif olurum. Hayat 17 yıl da olduğu gibi bugün de yüzüme gülmedi ve Anıl'la Akın'ın ortasına otutturuldum. Aslın'da itiraz ederdim ama-.
Aman afra ağzını açma kızım, zaten gelir gelmez gol attın kalelerine az avans sağla.

Güneş hanım'ın afiyet olsun dedikten sonra Melih bey 'de afiyet olsu dedi ve herkes yemek yemeye başladı. Melih bey' de ben azcık bir şey hanımcılık sezdim afra, sence? Bence de.

Önümde'ki mantarlı çorba'dan tam bir kaşık alıcak'ken, Güneş hanım'ın konuşmasıyla durdum ve benimle herkes. "afra canım, herhangi bir yiyecek, sosa veya baharata alerjin var mı? Ona göre çorbadan ye." dedi. Şöyle bir düşündüm, polen ve kimyasal şeyler dışında bir sorunum yok. "hayır bir yiyecek, sos veya baharata bir alerjim yok" dedim. O'da kafasını sallayarak onayladı ve önüne döndü.

Çorba'dan henüz üç kaşık almışken, en büyük abi olan Akın konuşmaya başladı. " eski ve yeni raporlarını inceledim, polen ve kimyasal maddelere alejin var neden alerjim yok dedin?" dedi. Bununüzerine masada'ki bütün bakışlar bize döndü. Derin bir nefes alarak sakince konuşmaya başladım. "Güneş hanım bir yiyecek, sosa veya bir baharata alerjim olup olmadığını sordu. Bir herhangi bir alerjim olup olmadığını sormadı, sorsaydı söylerdim ya da siz yine raporlardan bakıp öğrenirdiniz" diyerek sustum. Bir süre sesszilik oldu ki burda hiç bir şekil de konuşmayan ikin'ci en büyük abi olan Alper, Anıl ve Güneş hanımlar hafif tebessüm etti ama Anıl kahkaha attı.

Demek ki bu sarı, doktormuş afra? Olabilir iç ses.







Canlarım ben geldim nasılsın? , nasılsınız? . Ben toparlanmaya başladım ve ailemi, seni ve sizi özlediğimi fark ettim.
Bölüm nasıldı beğendin mi?, beğendiniz mi?

Hoşçakal ve hoşçakal'ın.

abilerim? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin